HER
ŞEYİN İYİ TARAFINA BAKIN
27-30
Aralık 2013 tarihlerinde Hamburg’da sayıları 50-75 arası değişen gençlerimize
üç günlü eğitim çalışması yaparken, çalışmaları gerektiği, hayali endişelere
gönül dünyalarında yer vermemeleri gerektiğini anlatırken insanların en fazla
endişe duyduğu ekonomik olayı anlattıktan sonra Hud süresinin 11 inci ayetinde
Kıpırdayan her canlının rızkının Allaha ait olduğunu söyleyince gençlerden biri
“Bu söylediğine inanıyoruz ama gözle görülen, elle tutulan bir örnek verirsen
daha iyi anlarız” dedi.
Ben de
onlara karada, denizde, havada yaşayan trilyonlarca canlıyı hatırlayın
demeyeceğim. Soruyu sorana “Evli misin?” dedim başıyla evli olduğunu cevap
verince çocuk doğmadan bir gün önce hanımın göğüslerinde süt yok idi, çocuk
doğunca ananın memelerine süt geliverdi.
Hastahanedesiniz,
buyursunlar bütün doktorlar bir araya gelsinler ve çocuk doğmadan önce o sütü
getirebilirlerse getirsinler.
Öyle
bir gıda ki, hiç bir gıda onun yerini tutamıyor.
Ve
çocuğun günü, haftası ve ayına göre ihtiyacı olan veriliyor.
Sen,
ben, anne, hastahane doktorları vermediğine göre veren Allah’tır.
Biz,
bu dünyada üzerimize düşen görevimizi yapacağız.
Aylardan
Mayıs ayı, ben ilkokula gidiyorum.
Ekin
tarlamızda buğdayların boyu göbeğimize geliyor.
Buğday,
boyu, evini ve koyuya çeken yeşilliğiyle yüz güldürüyor.
İki
gün sonra dolu yağdığını ve ekinlerin tamamına zarar verdiğini duyunca babamla
beraber gittik.
Buğdayların
boyunları bükülüvermiş.
Ben
bilmem ama bu aydan sonra yeniden ekilip boy vermesi mümkin değil. Böylesinin
görülmediğini söyleyen babam “Hasbünallah ve ni’mel vekil” dedi. Manasını o da
bilmiyordu ben de bilmiyordum.
Sonradan
öğrendim ki manası “Allah bize yeter. O ne güzel vekil” imiş.
O sene
Allah, bize babamın bir ömür boyu görmediğini gösterdi ve beli bükülen
buğdayların bükülen yerlerinden yeniden süygün verdi.
Buğdayın
boyu kısa oldu, samanı az çıktı ama evini eskisinden iyi oldu.
Doluyu,
karı, fırtınayı, selleri, depremleri, kuraklıkları gözünüzün önüne getirerek
moralinizi bozmayın.
Ön
tedbirleri almamaktan korkun.
Tembellikten,
miskinlikten korkun.
Kafirden
korkmayın, Allahtan korkun ve ona karşı gelerek kafire karşı zayıf düşmekten
korkun.
Sevgili
peygamberimiz aşırı borç nedeniyle kendini bırakıveren ve camiden çıkmayan Ebu
Ümame’ye şunları öğretmiş: “Allah’ım, üzüntüden, kederden, acizlikten,
tembellikten, korkudan, cimrilikten, borcun beni yenmesinden ve insanların beni
kahretmesinden sana sığınırım.”
Bunların
hepsinden uzak duracağız.
“Allah
var keder yok” diyeceğiz.
Çalışacağız,
ihtiyaç sahiplerine dağıtacağız.