ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    17.08.2013


     

    DÜNYA RABİAT’ÜL-ADEVİYYE MEYDANI

    Hasan el Benna’nın  şehitlik kanıyla yazıldı bu destan.

    Bir kişinin diriliş hareketi kendi kanıyla sulanınca dünyanın her tarafına yetti o diriliş erinin çığlığı.

    Bir kişiydi, bir milyarın üzerinde, ayrı dil, ırk ve renkten Müslümanlar, bulundukları şehirlerin meydanlarını, Rabia meydanına çevirdiler.

    Bu sorun, yalnız Mısır’ın sorunu değildir.

    Bush oğlu Bush’un akıttığı kanların kıtalar aşarak Beyaz sarayı basacağı korkusuna kapılıp uçakla havada canını kurtarmaya çalışırken “Haçlı Seferleri başlamıştır” talimatı verileliden bu yana Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Somali’de, Çad’da, Myanmar’da Çeçenistan’da şehid edilen Müslüman sayısı iki milyonu geçti.

    “Myanmar” ı ne zamandan beri tanırsınız?

    Arakan Müslümanlarını daha önce duymuş muydunuz?

    Bütün bunlar, Bush oğlu Bush’un “Haçlı seferlerini başlattım” demesinden sonra duymaya başladınız.

    TİME dergisine kapak olan  Aşin Wirathu isimli Budist papaz, daha önce “Öleceksin ama öldürmeyeceksin” felsefesini yayarken aldığı talimat üzerine en azılı katiller ordusunu kuruverdi ve Haçlı seferlerine o da katılıverdi.

    Kafkaslardaki akan kanın debisi yükseldi.

    Bu sene İngiltere’de G-8 ler toplantısında Putin’le Obama’nın ikili görüşmesinin konusunun Türkiye olduğu o günlerde yazıldı çizildi.

    Haçlı seferlerine tarihte ilk defa halkı Müslüman ülkelerin yöneticileri Haçlı ordularına lojistik destek vererek katıldı.

    İşin buraya geleceğini tahmin bile etmiyorlardı.

    Ayetlerdeki dost ve düşman ayırımı konusunda yeni teviller uydurdular ama ayetlerin dediği çıktı.

    Atalarının “Gavurdan dost olmaz” sözünü “Eski gavurlar” diyerek çağdaş gavurların çok nazik, kibar ve Hümanist olduklarına inanmışlardı ama yumruğun geldiği yeri gördüler.

    Budist’in, eski komünist yeni kapitalist Hıristiyan Rus’yanın ve batının tamamı dünyanın her tarafında Haçlı seferlerini yaparlarken deniz kenarındaki çakıl taşları gibi bizi birbirimizle sürtüştürerek küçültmeye ve yok etmeye yönelik dalgalanmalar meydana getirmek için inkar ve katliam rüzgarları estiriyorlar.

    Başarılı olabilirler mi?

    300 milyonluk ülke, Kanada ve Meksika hariç hiç bir ülkeyle sınırı olmamasına rağmen Beyaz Saray’da rahat uyku uyumuyorsa başarılı olduğundan söz edilemez.

    Dünyanın yarısından fazlasına halkının turistik seyahat yapmamasını istiyorsa kendi yaptıklarından korkuyor demektir.

    Türkiye’de sağ ve solun tamamı, Mısır’daki katliama karşı çıkıyorsa batı başarısız demektir.

    İzmir’de iken öğrencilerine Seyyid Kutub’un “Fi Zılal’il Kur’an” isimli eserini Arapçasından okutan Fethullah Gülen hoca efendi, Pennsylvania’dan gönderiyor dualarını Mısırlı Müslümanlara.

    Gezi parkının öncüleri olarak gösterilenlerimiz de onların çizgisinde olmadıklarını ve Mısır’lı Müslümanların yanında Firavunluğu hortlatmaya çalışanların karşısındalar.

    Henüz bizim İslamlığımızı ve insanlığımızı yok edememiş sayılır.

    Haritada yerini bilemeyeceğimiz Myanmar’da şu anda nice yiğit insanlarımızın hizmet vermesine bu Haçlı hareketi sebep olmuştur.

    Yani özetle dünya “Rabiat’ül Adeviyye” meydanı olmuştur.

    “Vel akıbetü lil müttakıyn”