ÖZ, SÖZ VE HAT SANATI
Hat sanatımız, Kur’an-i Kerim sayesinde bu günkü makamına ulaşmıştır.
Her hat eseri, Hattatının ruhunun grafiği olarak çıkar gün yüzüne amma
hattatın iç yüzünün kıvrımları da özüne dolan bilgi ve güzelliklere göre
gelişir veya geriler.
Dünyada yaşayan herkesin kalbini, kalıbını, aklını, fikrini yaratan
Allah celle celalühün kelamı, ölen, yaşayan ve gelecek olan bütün insanların
sözünden daha güzel ve anlamlı olduğundan hattatlarımızın iç dünyasını da en
fazla etkileyen Allah kelamıdır.
Onun için her gün okudukları ve yazdıkları Kur’an’dan bazı ayetlerden
herkes yararlansın diye levha haline getirmişler, camilere, evlere,
medreselere, üniversite kapılarına, cami kapılarının üstüne, mihrapların
üstüne, yani insanların devamlı bulundukları yerlere asmışlar.
Günümüzde madde, her şeyin önüne geçtiğinden sokaklarımız, trafiğin en
yoğun olduğu mekanlara asılan billboardlarda külottan krakere kadar şeyler her
gün allı pullu yazılar ve tatlı dilli sözlerle doludur.
Ben, belki hat sanatının eğitimini ilk defa okullaştıran değerli dostum
Hattat Hüseyin Kutlu beyefendiye yazdırdığım ilk hat eserinin altına “Mü’minler, her sözü duyarlar, en güzeline
uyarlar” ayetinin manasını da bir kaligrafa yazdırmış ve ondan sonra kart
postal olarak göndermiştim dostlarıma.
Camide mihrabın üzerine yazılan ayet, namazda Mescidi harama
dönüleceğini emreden ayettir.
Cami avlularının kapılarının üstüne yazılan ayetler Namazın farz
olduğunu bildiren ayetlerdir.
Evlere ve camilere yazılıp asılan “KALPLER, ANCAK ZİKİR/KUR’ANLA TATMİN
OLUR” ayeti aslında günümüzde dünyanın bütün Billboardlarında aylarca asılı
durmalıdır.
İnsanlar, Marksın felsefesinden yetmiş milyon insan cenazesi çıktığını
gördükten sonra görüşüne sığınacak bir adam bulamadığından korkudan Amerika’nın
silahının gölgesini çare olarak görmeye başladı.
İşte bu ortamda gerçek sığınağın, yaratan olduğu, kraker yerken ölümden
dönen insanların gölgesinde yaşamanın faydasız olduğunu anlatan ayetler Nur
Borsasına her gün sunulmalı.
Hattatlarımız, kendilerini ayetlerin önüne geçirmemeli.
Bazı hattatlarımız öylesine kuralsız, karmaşık ve süslü yazılar
yazıyorlar ki kendileri bile okuyamaz hale geliyor.
“Men amene bilkader, emine minel keder” yazısını “Mez emez balıkdır,
emez emez elektir” diye okuyanlar,
“Ennecatü fissıdk” yazısını “Alaca dana fısdık” diye okuyanlar,
“Hafızım şu levhayı bir okuyuver” denildiğinde Hafız, “bir tek kelimeyi
çıkarabilirseniz gerisini ben okurum” diyenler ve yalnız hat sanatının
güzelliğine hayran olup çıkanlar, Hattatı ayet ve hadisin önüne geçirmiş
gibidirler.
Buna da sebep olanlar hattatlarımızdırlar.
Hüseyin Kutlu hoca efendinin icazetli öğrencilerinden biri “Hocam, bu
tür okunamaz süslü yazılar son yüz yıl içinde yazılanlardır.
Eskimeyen hattatlarımızın eserleri okunabilecek şekilde yazılmıştır.
Hocamız Hüseyin efendi de bize açık ve okunabilir şekilde yazmamızı söyler”
dedi.
Boğazdaki saraylardan birinin hat yazılarının fotoğraflanması,
okunması, manalarının yazılması ödevi verilmiş güzel Sanatalar Fakültesinde
öğrencilerden birine.
Yirmi beş kadar fotoğrafı bir çok kişiye okutamayınca ilkokulu Elif Ba
dan okuyan, tarikat şeyhi de olan bir zata okuması için vermiş.
Benim vaazları on beş yıl hiç kaçırmadan dinleyen bu zat bir gün bana
bu fotoğrafları verdi ve okuyuvermemi istedi.
Ben de okuyamadım ama fotoğrafların bende kalmasını istedim.
Fotoğraflardaki yazılardan birinden bir tek kelimeyi okumayı başardım.
Busiri’nin Kasidesinden olduğunu anladım.
Kasideyi açıp o kelimeyi bulunca öncesi ve sonrası okunuverdi.
On iki beyit kasideden alınarak yazılmış.
Milleti bu kadar yormanın anlamı yok.
Bankaya dönüşen Finas kuruluşarı da hat sanatı yarışmaları açtıklarında
bilirkişi olarak yönetim kurulu başkanlarını bulundurmasınlar.
Onlar, görüntüye değer verdiklerinden en okunamaz yazıyı seçiyorlar.
Milletin önüne çıkacak bir yazıda öz, söz ve yazı bir araya gelir.
Özü öne almalı, sözü ona göre ikinci dereceye yerleştirmeli öz ve sözü
güzel gösteren yazı, öz ve sözün biraz gerisinde onları öne çıkaracak şekilde
olmalı.
Sergiler açıldığında, hat eserinin yanı başında o ayet ve hadisin
manası da kesinlikle yazılmalıdır ki öz öne çıkarılmış olsun.