ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    18.04.2013


     

     

    BU HAFTA EN ÇOK OKUNAN AŞRI ŞERİF

    19/04/2013/Cuma/Milligazete

    Kutlu doğum haftası boyunca Kur’an-i Kerimden en fazla okunan ayetler, Ahzab süresinin 40-48 inci ayetleridir.

    Camilerimizde, televizyonlarda, sinemalarda, konferans salonlarında, düğün salonlarında en azından on binin üzerinde Kutlama merasimleri düzenlendi.

     Merasimlere illerde Valiler, İlçelerde Kaymakamlar, Başkentte, Başbakan ve Muhalefet liderleri katıldı.

    Başka hiç bir yer ve konu etrafında bir araya gelemeyen insanlarımız Sevgili peygamberimizi anma konusunda bir araya geliverdiler.

    Edirne’de yapılan bu merasimler Hakkari’de, Muğla’da, Artvin’de aynı coşkuyla kutlandı.

    Bu merasimlerin hepsinde çok güzel Kur’an okuyan değerli hafızlarımız tarafında bu ayetler okundu.

               Kırkıncı ayette,” Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. An­cak Allah'ın Rasülü, Peygam­berlerin sonuncusudur. Şüphesiz Allah her şeyi bi­lendir.” Diyerek sevgili peygamberimizin son peygamber olduğu vurgulanıyor ve kıyamete kadar gelecek sahte peygamberlerin önü kesiliyor.

    İngilizler, Hindistan’ı işgal ettiklerinde Müslümanlar arasında ikilik çıkarmak üzere adı Ahmet olan birini desteklemişler ve peygamberliğini ilan etmiş.

    İngiliz sömürgesi altında yaşamış ülkelerin hepsinde hala kalıntıları devam etmekte.

    Son otuz yıl içinde Amerika’da da bir sahte peygamber çıktı ama ona inananlardan biri boğazını sıkarak öldürüvermiş

    Kırk ikinci ve kırk üçüncü ayette “Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikrediniz. Sabah akşam onu tesbih ediniz.” Diyor ve kelime-i tevhidle, istiğfarla onu çokça dilimiz zikrederken aklımız ve gönlümüzde, her nerede olursak olalım bizi gördüğünü, gönlümüzden geçeni bildiğini, rızkımızın taksim edildiğini, ecelimizin uzayıp kısalmayacağını, her nefeste Ona doğru döndüğümüzü...hatırlamya devam edeceğiz.

    Allah celle celalühü yanlış tanıyan ve tanıtanların o tür tanıtımlarını Kur’an ve sünnetin ışığı içinde düzelteceğiz ki tesbihimizi yapmış olalım.

    “Allah üçtür” diyenlere, “İsa Allah’ın oğludur” diyenlere “sübhanellah/sizin bu dediklerinizden Allah uzaktır” demeye devam edelim

    Kırk üçüncü ayette “O sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size rahmet eder, me­lekleri de (istiğfar eder). O mü’minlere çok merhametli­dir.” Buyurarak rahmet ayetleriyle bizim dünyamızı aydınlattığını, insanlar arası ilişkilerimizi, tabıatla olan münasebetlerimizi, Rabbimizle olan bağımızı bize öğreten, yolumuzu aydınlatan Allah celle celalüh, meleklerin de bizim için istiğfar ettiğini haber verirken insanın değerini yüceltir.

    Kırk dördüncü ayette “Ona kavuştukları gün esenlik dilekleri "Se­lam" dır. Onlar için çok de­ğerli mükâfat hazırlamıştır.” Diye haber verir.

    Onun rahmet kitabına göre bu dünyada yolunu aydınlatanlar, kafirlerin fikir kıvılcımlarına değil, rabbin nuruna göre hareket edenler için ahirette her türlü tehlikelerden, cehennemin ateşinden kurtuluş ve Rabbin hazırladığı mükafatların olduğunu haber verir.

    Kırk beşinci ayette “Ey Peygamber, biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönder­dik.” Diyor.

    Biz de o kutlu peygamberim ümmeti olarak onun yolunda onu örnek ve önder alarak şahitliğe devam edeceğiz.

    Her gün beş defa şehrin camilerinin en yüksek şerefesinden herkese duyurmak için okuduğumuz, duyanlar tarafında tekrarladığımız ezanı Muhammedi’de “Allahtan başka yaratan, yaşatan ve yöneten olmadığına şahitlik yapmaya, Muhammedin, Allahın rasülü olduğuna şahitlik yapmaya devam edeceğiz.

    İslam’ın tarif ettiği iman yolunda yürüyenlere Allah’ın rahmetini ve cennetini müjdelemeyi, o yoldan yani İslam yolundan başka yollara sapanların dininin kabul edilmeyeceğini onlara hatırlatmaya, bu yolun sonunun cehenneme çıkacağını söylemeye devam edeceğiz.

    Kendini yakmak isteyen adama polisin yalvarmasından daha fazla yalvarmaya, itfaiye erinin su fışkırtmasından daha fazla gönüllere iman ayetlerini ulaştırmaya devam edeceğiz.

    Kırk altıncı ayette “Allah’ın izni ile Allah'a davetçi ve ışık saçan bir lamba ola­rak (gön­derdik)” derken sevgili peygamberimizin kendiliğinden çıkmadığını, Allah’ın izni ile bu daveti yaptığını ve insanlığa yol göstermek için ışık saçan kandil olduğunu haber verir.

    Dünyanın her tarafında yanan lambaların tamamının ışığını toplasanız, güneş ışığı karşısında nasıl ise, dünyanın gelmiş geçmiş bütün filozoflarını, hukukçularını, düşünürlerini bir araya toplasanız ve hepsi de iyi niyetli olsalar, bu iyi niyetli insanların koyduğu kurallar, Allah’ın bir tek ayetine denk olmaz.

    Olmadığının delili her gece ve gündüzde en ileri bilinen ülkelerin kendi halkları hem kendilerini öldürüyorlar, hem başkalarını hem öldürüyorlar hem mallarına el koyuyorlar ve bu soygunlarına hukuki kılıf buluyorlar.

    Dikiş tutmayan kanunlar devamlı değiştirtilmeye devam ediyor.

    Kırk yedinci ayette “İman edenlere Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.” Derken sevgili peygamberimiz ve Kur’an-i Kerimimiz bizim için Allahtan bir lütuftur kıymetini bilelim

    Kırk sekizinci ayette “Kâfirlere ve münafıklara itaat etme ve onların eziyetine al­dırma. Allaha gü­ven, vekil olarak Allah yeter.” Buyurur.

    Kur’an’da bir çok yerde “Allaha ve rasülüne itaat ediniz” derken burada “Kafirlere ve münafıklara itaat etme” buyurmuş.

    Bu ayetleri okurken bile kılık kıyafetimizden, tavırlarımızdan, duruşlarımıza kadar tamamı bizim dışımızdan bize zorla dayatılan şeylerdir.

    Hatta çok değerli Hocalarımızın karşısında oturan yetkililerin oturuş şekilleri hoca efendinin konuşmasını yönlendiriyor ve okunan  bu ayetlerin manasını verip “Kafirlere itaat etmeyin” diyemiyor.

    Cehennemin zebanileri dillerimizi ateşten makaslarla kesmeden birileri Allah için bizi uyarsın ve uyandırsın