KAÇAN DEMOKRASİ DİYOR, KOVAN DEMOKRASİ DİYOR
Döven bizden, dövülen bizden.
Birbirimizi dövmeye gücümüz
yetiyor.
Eskiden marşlarımız Arş arş arş
ileri diye başlardı.
Seksen yıldır geriye marş yapıp
Sert adımlarla her yer inlesin diyerek
kendi insanımızı inletip, dünyayı dinletiyoruz.
Ali, Veliye karşı, Veli, Aliye
karşı taş atıp gaz sıkıyor.
Kazanan taraf kahraman edasıyla
kendini alkışlıyor.
Eskiden Eba Eyyub el-Ensari gibi
cephede yararlanan bir yiğit, dökülen bağırsaklarını toplayıp düşman diyarına
doğru sürünerek gidip orada ölürken kabrinin oraya kazılmasını ve düşman
diyarından bir kabirlik yer almasını isterdi.
Yeni yetmeler, düşmanın
kurallarına uygun hareket ederek birbirinin elinden mal, makam, mekan, rütbe
kapma yolunda can veriyorlar, kan veriyorlar.
Anamdan dinlemiştim: Kaçan da
Allah der, kovan da Allah der derdi.
Yani eskiden iki Müslüman kendi aralarında
kavga çıkarsalar, ikisinin de sığınağı Allah idi ve onun hakemliğine
sığınırlardı.
Öyle yapanlar, Yemenden
Viyanaya kadar yönetmişler, medeniyetlerinin meyveleri olan şiir, mimari,
sosyal tesisler, çağımızda ateistim diyenlerin bile Ben kültürel Müslümanım
demesine sebep olmuş.
Günümüzde ise kaçan Demokrasi
diyor, kovalayan da Demokrasi diyor.
İki taraftan da demokrasi
şehitleri artıyor.
Avrupa Birliği üyeleri her yıl
Afrikaya demokrasi ihracı için Ruandada, Çadda, Somalide, Nijerde .....
milyona yakın insan öldürüyorlar.
Amerika, Bağdat meydanına,
Kabile, Gazzeye demokrasi heykeli dikebilmek için milyonlarca Müslüman
öldürüyor.
Öldürülen ülkelerde kafirliğin
karanlığını seçmiş kişilerine aydın diyorlar.
Onları öldürenler de Demokrasi
diyor, ölen de Demokrasi diyor ve son nefesini veriyor.
Yetmiş yılda yetmiş milyon insan
öldüren komünizmin adının Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olupta hiç
bir zaman cumhurun sözünün geçmediği gibi bir şey her halde bu demokrasi
dedikleri şey.
Birleşmiş Milletlere üye iki
yüze yakın devlet olduğu halde Güvenlik Kurulu nda beş daimi üye devletten
birinin bir tek parmağı yedi milyar insanın parmağının önüne geçen demokrasi
dayatılıyor bize ve biz Kaçarken Demokrasi diyerek, kovarken Demokrasi
diyerek galiba topluca niyazi bile olamıyoruz.