FE SALLİ LİRABBİKE VENHAR
“Emir Allah’ın” sözünü biliriz.
En sevdiğimizi kaybettiğimizde
bir müddet üzülürüz. Bu üzüntüyü gidermek üzere dostlarımız imdadımıza
yetişirler ve bizi teselli için “Emir Allah’ın, başınız sağ olsun, Allah rahmet
eylesin” derler ve kaynayan yüreğimize şeker pınarından bir bardak su serpilmiş
gibi oluruz.
Emir, yalnız Allah’tandır.
Yaratan ve yaşatan O olduğuna
göre emretme yetkisine sahip olan da odur.
Benim gibi, senin gibi
yaratılan, yaşatılan birinin çıkıp, kendini bir şey zannedip emirler vermesi
kadar saçma bir şey yoktur.
Televizyon haberlerinde “Kar
yağması nedeniyle Valilik okulların üç gün tatil olmasına karar verdi, yarın
okula gidilmeyecek” denildiğinde evlerde milyonlarca çocuk “Heeeeeeeeeyyyyy”
diye bağırır.
Demek ki, öğretmenlerin
eğitimciliğinde bir değil bir çok eksiklik var.
Çocuk fıtratına uygun değil.
Ebu cehiller tarafından
kaçırılan, köle diye Mekke’de satılan, sevgili peygamberimiz tarafından
özgürlüğüne kavuşturulan Zeyd (Allah ondan razı olsun) i babası ve Annesi
Mekke’de peygamber eğitimi alırken bulurlar ve kendi şehirlerine götürmek
istreler.
Evgili peygamberimiz, ona döner
ve gidebileceğini, özgür olduğunu, tercihin kendisine ait olduğunu haber
verince Zeyd, anne ve babasının gönlünü alır ve eğitime devam edeceğini
bildirir.
Postacının eve sarı zarf
getirmesinden ailenin tamamı tedirgin olur.
Baba katiliyle aynı hücrede
yaşayan ilim adamına gardiyanın verdiği emirler yürekleri dağlar.
Bir kaç adamın aklının ürünü
olan kanunları aklının zekatını verse o kanun koyucularının sülalesine yetecek kadar akıllı, bilgili,
görgülü adamın uymak zorunda olması kadar kişiye hakaret sayılacak başka bir
şey yoktur bu dünyamızda
Bu böyle devam ederse dünyanın
bütün ülkelerinde fert başına yıllık gelir yüz bin dolar olsa, hepsi Üniversite
mezunu olsa yine de can, mal ve namus güvenliği sağlanamayacaktır.
Çünkü bütün insanlar bir kaç
tane Bush’laşmış insanın verdiğini yutmak, dediğini tutmak durumunda kaldığından
ve onun verdiği emirle de insan fıtratına, tabiat kanunlarına aykırı olduğundan
anarşi biraz daha artırılacaktır.
Rabbimizin iki tane emri
toplumun bütün kesimleri tarafından uygulanınca üç günlüğüne ülkemizde
fakirliğe ara verildi
“Rabbin için Bayram namazı kıl,
Kurban kes” emri bir insan tarafında gelmediğinden, aklımızı ve kalıbımızı
yaratıp yöneten Rabbimizden geldiğinden o emirlere hepimiz uyduğumuzdan üç
günlüğüne terör, gasp, hırsızlık, tecavüz de durdu.
Evler, sokaklar, elbiseler,
tenler, canlar, üç günlüğüne tertemiz hale geldi.
Küsler barıştı, dostlar karıştı.
Ekonomik hareketlenme meydana
geldi.
Tekstil sanayii, şekerciler,
çikolatacılar, besiciler, kamyoncular, samancılar, bıçakçılar,
bileyiciler......yüzün üzerinde iş kolunda para hareketleri oldu.
Ya Rabbimizin bütün emirlerini
uygulasak 365 günümüz nasıl olur bir düşünüverin.