EN MERHAMETLİ
İNSANLAR MÜSLÜMANLARDIR
Hocam, kafire
kafir demesek olmaz mı?
- Sen, kafire kafir diyeceksin, benim dememi
yasaklayacaksın öyle mi?
- Ben demiyorum
- Şimdi söyledin ya, kafire kefir
demeyelim dedin ya
- Lafın gelişi olarak söyledim
- Namaz kılarken Kafirun süresini okur
musun?
- Evet.
- Süreye Kul yaaaa Eyyühel kafiruuuun/Eeeey
kafirleeeer diyerek başlıyorsun.
- Tamam, okumaya ve demeye devam edelim.
Ancak, bizim bu
okuduğumuz ayetlerin başında Kul/Söyle emri vardır.
Yani, size
kafir diyen ben veya biz değiliz.
Sizi yaratan
sizi, bize böyle tarif ediyor.
Bunu da size
hakaret olsun diye söylemiyoruz.
Arapçasını
okurken dört elif miktarı çekerken Türkçesi Eeeey Kafirleeer derken yavrusunu
kaybetmiş anne gibi, kardeşini yitirmiş ağabey veya abla gibi geri gelmesini,
Müslüman olarak Hakkın huzuruna varmasını isteyen bir ses tonuyla okuyoruz.
Her nefeste
ecelinize doğru giderken şu anda sizin kalp ve kalıbınızı yöneten Allahın
huzuruna bu küfür kiriyle varmayın, bunu Kelime-i Şehadetle temizleyin diye
söylüyoruz, ayetleri onun için okuyoruz, kendimizi garanti görmüyoruz ve
kafirliğe düşmemek için Allahtan biz de yardım istemeye devam ediyoruz.
Kafirler
cehennemde ebedi kalacaklardır ayetlerini okurken, yazarken, dinlerken keyif
almak, oh olsun demek için değil, bu pislikten kurtulmak ve kurtulmalarına
yardımcı olmak için okuyoruz.
Geçmişte bu
pislikle ahirete giden ve azabı tadanları haber veren ayetleri okurken şu anda
yaşayan ve Firavun yolunda yürüyenlerin uyanması ve uyarılması için okuyoruz.
Medinedeki
Yahudilerin baş Hahamı olan Abdullah bin Selam gibi Müslüman olmalarını, Netanyahu
gibilerin, Kab bin Eşref gibi Cehennem gitmemeleri için okuyoruz.
Filistinde Şehit
Ahmet Yasinin yüreğinde taşıdığı merhameti bütün Siyonistlere dağıtma
imkanımız olsaydı dünyanın başı beladan kurtulmuş olurdu.
Çünkü Şehit
Ahmet Yasin, işgalci Siyonistlerin dünyayı ateşe verecek zehirlerinin
kalplerinde ürettikleri kafirlik zehrinden geldiğini biliyor ve onların da
Müslüman olması için dua ediyordu.
Mazhar Osmanlık
Siyonistler de, kendi ilaç şişesini kıran deliler gibi saldırıp onlar hakkında
iyi şeyler düşüneni kırıp şehit ediyorlar.
Her gün
namazımızda biz, Fatiha süresinin sonunda Allahın gazabına uğrayanlarla
sapıkların yolunu istemiyoruz diye dua ederken hem Yahudileri, Hem
Hristiyanları uyardığımız gibi kendimizin de böyle bir sapıklık pisliğine düşüp
Allahın gazabına uğramaktan korunmak için Rabbin yardımını istiyoruz.