ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    20.08.2014


    EN MERHAMETLİ İNSANLAR MÜSLÜMANLARDIR

    “Hocam, kafire kafir demesek olmaz mı?”

       - Sen, kafire kafir diyeceksin, benim dememi yasaklayacaksın öyle mi?

       - “Ben demiyorum”

       - “Şimdi söyledin ya, “kafire kefir demeyelim” dedin ya”

       - Lafın gelişi olarak söyledim”

       - Namaz kılarken Kafirun süresini okur musun?

       - Evet.

       - Süreye “Kul yaaaa Eyyühel kafiruuuun/Eeeey kafirleeeer” diyerek başlıyorsun.

      - Tamam, okumaya ve demeye devam edelim.

    Ancak, bizim bu okuduğumuz ayetlerin başında “Kul/Söyle” emri vardır.

    Yani, size “kafir” diyen ben veya biz değiliz.

    Sizi yaratan sizi, bize böyle tarif ediyor.

    Bunu da size hakaret olsun diye söylemiyoruz.

    Arapçasını okurken dört elif miktarı çekerken Türkçesi “Eeeey Kafirleeer” derken yavrusunu kaybetmiş anne gibi, kardeşini yitirmiş ağabey veya abla gibi geri gelmesini, Müslüman olarak Hakkın huzuruna varmasını isteyen bir ses tonuyla okuyoruz.

    Her nefeste ecelinize doğru giderken şu anda sizin kalp ve kalıbınızı yöneten Allah’ın huzuruna bu küfür kiriyle varmayın, bunu Kelime-i Şehadetle temizleyin diye söylüyoruz, ayetleri onun için okuyoruz, kendimizi garanti görmüyoruz ve kafirliğe düşmemek için Allah’tan biz de yardım istemeye devam ediyoruz.

    “Kafirler cehennemde ebedi kalacaklardır” ayetlerini okurken, yazarken, dinlerken keyif almak, “oh olsun” demek için değil, bu pislikten kurtulmak ve kurtulmalarına yardımcı olmak için okuyoruz.

    Geçmişte bu pislikle ahirete giden ve azabı tadanları haber veren ayetleri okurken şu anda yaşayan ve Firavun yolunda yürüyenlerin uyanması ve uyarılması için okuyoruz.

    Medine’deki Yahudilerin baş Hahamı olan Abdullah bin Selam gibi Müslüman olmalarını, Netanyahu gibilerin, Ka’b bin Eşref gibi Cehennem gitmemeleri için okuyoruz.

    Filistin’de Şehit Ahmet Yasin’in yüreğinde taşıdığı merhameti bütün Siyonistlere dağıtma imkanımız olsaydı dünyanın başı beladan kurtulmuş olurdu.

    Çünkü Şehit Ahmet Yasin, işgalci Siyonistlerin dünyayı ateşe verecek zehirlerinin kalplerinde ürettikleri kafirlik zehrinden geldiğini biliyor ve onların da Müslüman olması için dua ediyordu.

    Mazhar Osmanlık Siyonistler de, kendi ilaç şişesini kıran deliler gibi saldırıp onlar hakkında iyi şeyler düşüneni kırıp şehit ediyorlar.

    Her gün namazımızda biz, Fatiha süresinin sonunda “Allah’ın gazabına uğrayanlarla sapıkların yolunu istemiyoruz” diye dua ederken hem Yahudileri, Hem Hristiyanları uyardığımız gibi kendimizin de böyle bir sapıklık pisliğine düşüp Allah’ın gazabına uğramaktan korunmak için Rabbin yardımını istiyoruz.