ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    2011 DE OLAN İYİ ŞEYLER


    Gündüz vakti elinde mumla dolaşan adama “Ne arıyorsun?” denildiğinde “Adam arıyorum” diye cevap verdiği gibi iki gündür televizyon ve gazetelerin 2011 de neler oldu sorusuna cevaplar verirken aslında onların da adam aradığı ortaya çıkıyor.

    Dünya dumanlı gösteriliyor.

    Haçlılar her tarafta Müslüman kanı akıtıyorlar.

    Irak, Afganistan, Libya, Filistin, Çeçenistan, Suriye’de öldürülen Müslüman sayısını veriyorlar.

    Yunanistan battı, toprakları satılığa çıkarıldı.” Gibi yılın özetini veriyorlar.

    Aç kalan kedi, yavrusunu yediği gibi batı da medeniyetinin kurucusu Yunanlı dedesini yemeye başladı.

    Ama ben her zaman olumlu ve güzel taraflara bakmayı tercih etmişimdir.

    Bir yıl içinde ülkemizde ve dünyamızda çok olumlu işler oldu.

    Her konuşmasında ateist olduğunu ima edenlerden bir çoğu ya Hacca gitti veya Umre’ye gitti, veya Bayram ve Cuma namazlarında herkesin görebileceği yerde namaz kıldı.

    Birçoğunun dedesinin hacı, babasının dini bütün bir eyyamcı olduğunu öğrendik.

    Bir kısmının ninesinin çarşaflı fotoğrafını gördük.

    Batının sömürdüğü ülkelerden yüzün üzerinde ülkeye, bizim ülkemizdeki hayır kuruluşları okul, Kur’an kursu, hastane, su kanalı, kuyu yapmak, kurbanlıkları oralarda kesmek gibi güzel hizmetler götürdüler.

    Amerika’yla İsrail’in itibarı dünya piyasasında beş para etmez oldu.

    Girdikleri ülkelerden arkalarına bakamadan kaçmak zorunda kaldılar.

    Pentagondaki hesaplar orta doğuya uymadı.

    11 Eylül 2001 de dünya siyaset merkezi Pentagon ile ticaret merkezi vurulduğunda dengesini kaybeden batı, Avustralya’lı Julian Assanje’nin Wikileaks belgeleriyle batının ciğerlerinin çürüdüğünü sergileyiverdi.

    Yılbaşı gelmeden “Gün dönümü” geldi.

    Dünya genelinde hep Amerika konuşulurken şimdi siyasi ve strateji merkezlerinde İslam ve Müslümanlar konuşulur oldu.

    Yüz yıl önce “Güneş batmayan imparatorluk” a sahip İngiltere, gün doğmayan adada sıkışıp kaldığı gibi,

    Başından darbe alan ahtapotun bütün kollarını kendine topladığı gibi, Amerika’da ikmalini yapamadığı ordularını ülkelerin üzerinden kara bulurlar gibi geri çekmeye başladı.

    Eh ne demişler, “Gün doğmadan neler doğar” yani yıllar geçerken ihtiyarlayan tenler gibi ihtiyarlayıp yıkılan devletler de olacak.

    Halkı Müslüman ülkelerde krallar devrildi, yerine demokrat soslu krallar geldi.

    Bu da olumlu bir aşama.

    Kara günlerde biz, karanlığın çokluğuna değil bir kıvılcım bile olsa onun aydınlığına bakarız.

    Karanlık odada gönlümüzün ışığıyla Yusuf aleyhişsselam gibi aydınlanırız.

    İngiltere’de her ay bir cami dolduracak kadar sarışın mavi gözlülerin Müslüman olması, “Altına hücum” emri veren batılıların bütün dolar, Euro, Sterlin’inden daha fazla sevindirir bizi.

    Amerika’da Kur’ani Kerimi yakan papaza, Guantanamo’da tuvalete atana, Danimarka’da Hazreti Muhammed’e hakaret eden karikatürcüye, “Mekke’deki Kâbeyi bombalayalım” diyen Amerikalı senatöre ancak acırız biz.

    Bu haberlerden daha fazla Pakistan’dan kaçırılıp Guantanamo’da işkence edilen Müslümanların işkence ekibinden Terry Holdbrooks’ın Müslüman olmasına sebep olmaları ve Terry’nin de batılı ülkelerin konferans salonlarında batının vahşetini, İslam’ın kendisine kazandırdıklarını anlatması sevindirir bizi.

    Bildiğim birçok güzel gelişmeleri yazmadım.

    Şeytana adres vermek istemedim.