KUDÜS’E BİR TUGAY MEHMETÇİK KONUŞLANSIN
Sözle
ağız aşınmaz ama dilimizde tüy bitse de laf ile peynir gemisi yürümez demiş atalarımız.
“Lafla peynir gemisi yürümez, çok laf çene yorar,
lafla dükkan açılmaz.” Demiş
büyüklerimiz.
Söz
çoğaldıkça etkisi azalır. Rabbimiz buyurur:
“Ey iman edenler yapmayacağınız
şeyleri niçin söylüyorsunuz?
Yapmayacağınız
şeyleri söylemeniz, Allah katında
büyük bir nefretle karşılanır.
Şüphesiz
Allah, kendi yolunda, birbirine kurşunla kaynaştırılmış
bir binanın (tuğlaları) gibi, saf bağlayarak
savaşanları sever.” (Saf süresi ayet 2-3)
Şair
Nakşi: Kimisi kılü kal ister-Bu dil bir ehli hal ister”
der.
Sevgili peygamberimizin
Bedir harbinde ve Uhud harbinde okuduğu en uzun duayı saat
tutarak okursanız en uzunu üç dakikayı geçmez.
Bakara süresinde haber
verilen o günün en güçlü zalim yetkili Calut’a karşı
duran Talut ve ordusunun duası yarım dakikaya varmadan dua bitiyor. (Bak Bakara
süresi ayet 250)
Fiili dua, iyi bir askeri eğitimden
geçtikten sonra zalimlere anlayacağı dilden haddini
bildirmektir.
Rabbimiz buyurur:
“Ey peygamber, kâfirler ve
münafıklarla cihat et ve onlara sert davran. Onların yeri cehennemdir ve o ne
kötü dönüş yeridir.” (Tevbe süresi ayet 73)
Suyun yumuşaklığından çiçekler, çemenler, ağaçlar
anlar.
Demiri yumuşatmak için, denizleri dökseniz yumuşamaz.
Demiri ateşle eritir, çekiçle döğerseniz istediğiniz şekli verirsiniz.
İşte bir kısım kâfirler de katı demirler
gibidir. Kur'an'ı ve insanları kâfirleştirerek cehenneme atmaya kalkarsa, insanların elindekileri sömürerek semirmeye kalkarsa ona Mülayim
efendinin diliyle “Yapma, etme, bize kıyma” diyerek yalvarmanın veya “Yuf olsun
sana, Go Home” diye soyguncunun tankına, uçağına, gemisine karşı bağırmanın
da faydası yok.
Kendilerini
Firavun’un zulmünden kurtaran Musa aleyhisselama karşı gelen onunla çekişen İsrailoğulları için Rabbimiz: “Sonra bunun (mu'cizenin)
arkasından kalpleriniz katılaştı.
Onlar taş gibi hatta daha da katı. Çünkü nice taşlar var ki, içinden ırmaklar kaynar, niceleri de var
ki, çatlar da ondan su çıkar. Ve niceleri de var ki, Allah korkusuyla yukarıdan
aşağıya
yuvarlanır. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.” Diye
haber verir. (Bakara süresi ayet 73)
Kalbi taşlaşmış,
aklı servet sarhoşu olmuş, ağzı
kan yalamaktan zevk alır hale gelmiş kişiyi
ayıltmak için başına balyoz gerekir. Taşlaşmış
kalbine girebilmek için Tunnel Boring Machine (Tünel Açma Makinası)
gerekir.
Gerçi, savaş kesen söz olduğu
gibi başı kestiren söz de vardır.
Dünyanın en katı kalpli kafiri olan Firavun’a bile Rabbimiz, Musa ile
Harun alhimesselamları gönderirken: "İkiniz Firavun'a gidin, çünkü O, azdı. O’na yumuşak söz
söyleyin. Belki öğüt alır veya korkar." Buyurur. (Taha süresi ayet 44)
Dünyanın en katı
maddesi elmasmış. Pırlanta da denir.
Aynı maden olan
Pırlanta ile elmas arasındaki farkı İstanbul’un
en iyi pırlantacısından öğrendim.
En sert maden olan
pırlanta veya elması işleyebilmek,
kesmek, tıraşlamak
için dünyanın en yumuşak
madeni olan kurşun kullanılırmış.
Yenişehirli Şair Beliğ:
“Kalb-i sengine kelam-i nerm eder elbet eser
Kit'a-i elmas la-bud hakkolur kurşun ile” der.
Yani Taş kalbe, yumuşak söz tesir eder. Elmas parçası kurşunla
kesilir.
Günümüzde değerli pırlantalar hala kurşunla elmas tozu karışımıyla
işlenirmiş, lazerle yapılana iltifat edilmezmiş.
Yumuşak sözün arkasında Musa alehisselamın kuvveti temsil eden asası olmadan olmaz
vesselam.
Kudüs’e konuşlandırılan bir Tugay Mehmetçik, orada barış gücü olarak dururken söylenen en az ve en yumuşak
kelimeler, kafirin kalbinde ya öğüde veya korkuya dönüşür.
Yoksa hepimiz, “laf ebesi” olur çıkarız.