“BAŞBAKAN VARYAAAA” DEMEYİN
Üç yıl önceydi, Konya’da bir arkadaşımın evinde sohbet
ederken tanımadığım biri, kendisinin Güneydoğu ilçelerinden birinde İmam-Hatip
okulu müdürü olduğunu söyledi.
Kendilerine ait bir okulları olmadığını, bir ilkokulun
çatı katında tek sınıfla derse başladıklarını, bu sene kayıt yaparsa yer
olmadığını söyledi.
Ben de kendisine bu sene kayıt için geleni kaydetmesi
gerektiğini, yüzlerce kayıt yapılsa bile korkmamasını, okullar başladığında
ilkokulun bahçesinde açık havada derse başladığı takdirde Kaymakam veya Valinin
buna kesin çözüm bulmak zorunda olduğunu söyledim.
Bu olayın tersini de bir Valimiz şöyle anlattı:
“İmam-Hatip okulu müdürünü çağırdım ve kayıt için gelen hiç bir öğrenciyi geri
çevirmemesi gerektiğini anlattım. Yer olmadığından bahsedince dört yüz
öğrencilik bir yeri ona tahsis ettim. Ama o, yine de geri çevirmeyi yapmış ve
kırk kişilik sınıfları yirmi kişiye indirerek verdiğim binayı da doldurmuş ama
400 öğrenciyi geri çevirmiş.
Sayın müdürler, geleni kaydediniz ve okulunuzun önüne
çadır kurup derslere başlayınız.
Muhterem dernek yöneticileri, geleni kaydetmekle
meşgul olmayınız ve gelmeyenlerin ayaklarına gidiniz.
İlkokulu birincilikle, ikincilikle, üçüncülükle
bitiren öğrencilerin evlerine ziyarete gidiniz ve öğrencilerin kaydını
evlerinde yapınız.
“Gücüm yetmez” diyen velilere Türkiye’nin en fakir
ilçelerinden birinin yaptığını yapınız.
Onlar, öğrenci velisine “Sen çocuğunu ver gerisine
karışma.
Külotundan kravatına kadar biz alacağız.
Hafta sonu köye gidiş-geliş parasını biz vereceğiz.
Üniversiteye hazırlık parasını da biz karşılayacağız.
Üniversiteyi kazandığı takdirde masrafları biz
çekeceğiz” demişler ve yıllardır nüfusuna göre okula kaydetmede birinciliği hiç
bir okula vermiyorlar
İmam-Hatip okullarının kayıtları konusunda çok
çalışmak gerekir.
Bir İl Milli Eğitim Müdürüne İmam-Hatip öğrenci
sayısını sordum, göğsünü kabartarak rakamı söyledi.
Peki, 1997-98 yıllarının rakamına ulaştınız mı dedim,
“Hayır” dedi.
Sizin ilinizin nüfusunun onda biri olan filan ilçenin
öğrenci sayısı sizden fazla” dediğimde “doğru” deyiverdi.
O ilçemizin çok değerli dernek yöneticileri, müdür ve
müftü elbirliğiyle çalışıyorlar ve diğer bütün liselerin öğrenci sayısından
fazla İmam-Hatip öğrenci sayısına ulaşıyorlar.
Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda Müftülerin
dikkatini bu günlerde çekmesinde fayda var.
1997-98 yılı öğrenci sayısına hala ulaşılamadı.
Çok kayıt var denilen yerlerde erkek öğrencilerin
soğuk baktığı kız öğrenci sayısının fazlalığından belli.
İngilizce İlahiyatta okuyan bir öğrenci, sınıfta
erkeklerin sayısının kızlar göre onda bir olduğunu söyledi bana.
İltifat olmayan yere itibar olmaz.
Hükümetin bu okulların sırtını sıvazlama yerine
midesini ve gönlünü doyurması gerekir.
Mesela, Bakanlıklarda Genel Müdürler arasında kaç tane
İlahiyat mezunu var?
Kaç tane Bakanın Müsteşarı İlahiyat çıkışlı?
Akil adamlar arasında İlahiyat mezunu kaç tane var ve
oranı nedir?
Cumhurbaşkanının, İngiltere’ye giderken yanında
götürdüğü ve kraliçenin huzuruna beraber girdiği dört adam arasında neden bir
tane İlahiyatçı yok?
İslamcı guruplardan biri ömür boyu Demirel’i
destekler.
İleri gelenlerden biri bir gün Demirel’e “Neden bizden
birini Milletvekili yapmadınız” dediğinde “Ben varımyaaa” der.
Uyanığın biri de çıkıp bana Demirel’in “Ben varımyaaa”
cevabı gibi “Başbakan varyaaaa” demesin.