KULA KULLUKTA ISRAR NEDEN
Her gün namazda okuduğumuz Kureyş/Li ilafi süresinde Rabbimiz, bizim en
fazla ihtiyacımız olan Kulluk, Kaynaşma, Ekonomi, ve Güvenliğe dikkat çeker.
Fel-yabüdü emriyle kula kul olmayı yasaklar.
Hiç bir insanın ve insanlar gurubunun diğer insanların ne yapacağını ve
ne yapamayacağını belirleme hakkının olmadığını, ancak insanı yaratan, kalbini,
kanını ve kalıbını yönetenin bu yetkiye sahip olduğunu bize bildirir.
Yedi milyar insanın kucaklaşmasının (İlaf/Ülfet) yolunun bu yedi milyarı
yaratanın kurallarıyla olabileceğini, bu gün Rusya, Amerika ve Çin gibi
ülkelerin büyüklüğüne bakarak onların koyduğu kurallara göre hareket edenlerin
hali pür melali ortada.
Ekonomik yönden adaletin, Allahın kurallarına göre hareket ederek
sağlanacağını bildiri Kureyş süresi.
Güveliğin de Kabenin Rabbine kul olmakla sağlanacağını bildiri.
Mecliste gurubu bulunan partilerin hepsini ittifak ettiği bir konu var o
da 1980 Anayasasının değişmesidir.
Değişmesinde anlaşıyorlar, nasıl değişeceğinde anlaşamıyorlar.
Cuntanın hazırladığı yasadır bu demede birleşiyorlar, cuntaya uymada
yine birleşiyorlar.
Cunta: Bakın halkın yüzde
yüzü bir araya gelseler benim yazdığım bu anayasanın baştan üç maddesini
değiştirmeyecektir, değiştirme teklifini dahi yapmayacaktır anlamına gelen
Dördüncü maddesinde Anayasanın 1
inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2
nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Diyerek o çok beğendikleri
demokrasiyi ayaklar altına almasına rağmen bir çok hukukçu milletvekili de o
maddelere dokunmamakta anlaşıyorlar.
Bu Anayasanın ne olduğunu, bu millete nasıl bir zarar
vereceğini 1981 de hisseden gönlü pırıl pırıl, Hakka ve halka yana olan
insanlarımız vardı.
Ve onlar, bu Anayasaya yüzde doksan sekiz hayır
dediğinde Türkiyenin ve batının dikkatlerini üzerine çekmişti.
Fakir ve eğitimsiz insanların beldesi olarak acele
yayın yaptılar ve hemen muhabirlerini yola çıkarıp belde hakkında kötü haberler
yazmalarını da tenbih etmeyi ihmal etmediler.
Sosyalogları konuşturdular ve Efendiiiiim, geri
kalmışlık psikolojisiniiiiiiiin yansımasııııı olabiliiiiiiir gibi yorumlar
yaptırdılar.
Gittiler ve gördüler ki, Belde nüfusu üç bin
civarında.
Belediyelik. Bir tane kahvehane var. Kahvehanede kumar
oynamazlar. Ezan okununca namaza giderler.
Çatılarda televizyon anteni yok.
Kahvehanede bir tane var o da yalnız haberleri dinlemek için.
Her evin önünde otomobil var.
Evler güzel, sokaklar temiz, insanlar nazik ve kibar.
Müsafirperler.
Beldede fakir insan yok.
Belediye başkanı, hem Medreseden icazetli hem
Mektepten diplomalı.
Suç oranı sıfır.
Milli nizam partisinden beri Belediye başkanı hep
Milli görüşten seçilmiş.
Buyurun, Kureyş süresinin tefsirini bir Mahmut
Toptaşın yazdığı Şifa Tefsiri nden okuyun bir de Kendirliyi görün.
İnsanlık ne istiyor?
Özgürlük, Can, mal ve namus güvenliği,
İnsanca yaşayabilecek maddi imkanlar,
Adem aleyhisselamın çocuklarının kaynaşması.
Bütün bunları sağlayan bir sistem varken neden hala
kula kullukta ısrar ediyoruz?