ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    24.07.2013


     

    BEŞŞAR’I AMERİKA ŞİMDİLİK DESTEKLİYOR

    Harbin on yıl sürmesini ve bu zaman içinde Beşşar’ın yanında onu destekleyecek adamların kalmamasını istiyor.

    On yıl sonra Beşşar ve adamlarının bir daha tarih sahnesine çıkmamak üzere tarih mezarlığına gömülmesi hedefleniyor.

    Mücahitlerin de önde gelenleri, samimi olanları, satın alınamayacak olanları nokta atışlarla şehid edilecek ve uzun süren harpten yılan, yorulanlarla masaya oturacak ve Amerikan çıkarlarına hizmet edecek bir Sünni hükümet kurulacak.

    Kamışlı’da daha iki yıl öncesine kadar ilkoulun üçüncü sınıfına kadar okumasına izin verilen, nüfus cüzdanı verilmeyen, ticarethane açamayan, kendi üzerine ev satın alamayan, tarlaya sahip olamayan, dükkan sahibi olamayan “Maktüm” Kürtler, on yıl sürebilecek bir Kürt özerk bölgesine sahip olacaklar ve sonra tekrar eski haksızlıklarına döndürülecekler.

    Düne kadar kendilerini insan yerine koymayanın oyununa gelenler, Amerika’nın oyununa haydi haydi gelecekler.

    Suriye’de devletin başında Nusayriler olsa da ekonomi ve İstihbaratın alt birimlerinde ve orduda görev alanların yüzde sekseni Sünnilerden meydana gelir.

    Nusayrilerin sayısı ülkeyi yönetmeye yetmez.

    Bir kısım Nusayri de bin iki yüz yıl bize zarar vermeyen Sünnilere biz karşı olamayız diye Hafız Esad ve Beşşar döneminde asker veya İstihbaratçı olmayı kabul etmemişler.

    Onun için Suriye’nin en fakir insanları bu türden Nusayrilerdir.

    Amerika’nın planına göre Ortadoğu’da samimi, Mücahit insan bırakmamak.

    Şii Hızbullah ile Sünni Mücahidleri kapıştırmayı başardılar.

    Sünni mücahidler arasında fitne çıkarmaya çalışıyorlar.

    Samimi Sünni, Kürt Müslümanlara devlet vadederek Sünni Müslümanlarla savaşa başlattılar.

    Beşşar’la bunu başardıktan sonra onu da deviriverecek.

    Bunlar Amerika’nın planı.

    Peki, bu plan işler mi?

    İşlemez, işlemediği ortaya çıkmış bile.

    İki yılı geçen bu direniş esnasında Mücahidlerin hiç bir zaman geri adımı olmadı.

    Hızbullahtan bir çok insan, Amerikan planının farkına vardı ve Suriye’ye desteğe soğuk bakmaya başladı.

    Soğuk bakmalar başlayınca hemen Avrupa Birliği, Lübnan Hızbullahını terör örgütleri arasına aldı ve bundan sonra her türlü para ve silah akımını engellemeye başladı.

    Suriye’de akşam Beşşar’ın sofrasında bulunabilen Sünni zenginler, yavaş yavaş el altından Mücahitlere destek vermeye başladı.

    Mücahidler arasındaki çürük cevizler ayıklandı.

    Çelik gibi imana sahip Mücahidler kaldı.

    Suriye ordusundan teslim aldıkları silahları ve araçları kullanmayı öğrendiler.

    Dost ve düşman, sis arasında belirmeye başladı.

    Suriye ordusundakilerin çoğunluğunun gönlü Mücahidlerin yanında.

    Savaşırken silahını havaya kaldırarak atış yapanların ailelerinin topluca imha edildiğini bildiklerinden zoraki atışlar yapmaktalar.

    Beşşar’ı destekleyen konuşmalar yapana Ramazan el Buti, Mücahidlerin haklı olduğu kanaatine vardığı günlerde Şam’da camide ders verirken Beşşar’ın adamları tarafından vuruldu.

    Bunların, hiç bir zaman batılıları sevmeleri mümkin değildir.

    Bu durumun yeni farkına varan Amerika, eski planlarından vazgeçti ve Beşşar’la Mücahidleri barıştırma işine girdi ve bu konuda Türkiye’nin arabuluculuk görevi almasını istiyor.

    Ama bu olmayacak.

    Mücahidler, dağınıkken toparlanmaya başladı.

    Emir-komuta zinciri oluştu.

    Haberleşme sistemlerini kurdular.

    Orduya ve ekonomiye hakim Sünnilerle gizli görüşmeler başladı ve destekler alınıyor.

    Şimdi sıra Mücahidler, Hızbullah ve Kuzey Suriye’deki samimi Kürt Müslümanların birleştirilmesi ve tek komuta altında tüm dünyanın zalimlerine karşı ülkelerini savunmaları ve zalimin zulmüne son verilmesidir.