ÖCÜ
Öcü:
çocuk korkutmak için uydurulmuş hayali korkuluk.
Hayvanların
mahsule zarar vermemesi için yapılan korkuluklar, gözle göründüğü için
hayvanlar bir kaç gün korkarlar sonunda onun hareket etmediğini anlayınca
korkuluğun üzerine işerler.
Çocukların
öcüsü hiç bir zaman görülmediğinden öcüler de bizimle beraber büyürler.
Öcülerin
boyu bizim boyumuzla, kültürümüzle beraber büyür.
Öcülerin
gıdası bizim korkularımızdır.
Korkmayan
insan yoktur.
Korku
Allahın bize verdiği en büyük nimetlerdendir.
Korku
olmasaydı çıplak elektrik kablosuna bir deva dokunur ondan sonra bir daha
dokunamayacak şekilde toprağın altına girerdik.
Yolda
trene, otobüse karşı bir defa yürürdük.
Korkularımız
bizi tedbir almaya yöneltmeli.
Aklımız
gibi hepimizin korkuları farklıdır.
Korkumuzu
yönlendiremediğimizden korkarız.
Bir
zamanlar Mekkede Ebucehilin gölgesine bile basmaktan korkan kölelerden Bilal-i
Habeşi (Allah onlardan razı olsun) gibiler, İslamla özgürlüğüne kavuşunca o
korkuları Allaha karşı gelmekten, onun sevgisini yitirmekten korkmaya dönüşünce
Ebucehil onlardan korkmaya başladı.
Çocuğun
en yakını Allahtan sonra annesidir. O da uykusuz gecelerinde ağlayan çocuğunu
susturmak için çare aramak yerine öcüyü çağırarak çocuğundan öcünü alır ama
ödünü patlattığı çocuk bir ömür boyu hayalinde büyüttüğü o görünmez umacıdan
çekinmeye başlar.
Çocuğun
içine kurt düşmüştür.
Bu
kurt, eczahanelerdeki ilaçlarla yok edilebilecek bir kurt değildir.
Her
taşın altında o vardır.
Her
yolun üzerine o tuzak kurmuştur.
Her
hayırlı kararın ufkunu o karartır.
Aslında
o öcü karartmaz, bizim korkularımız tutar dağ geçitlerini, meclis
koridorlarını, vaaz kürsülerini, üniversite sınıflarını, seminer salonlarını,
Tüsiadları, Müsiadları.
Canı
ve malı verenin Allah olduğuna inanılır ama hayatımızda o inancın hiç bir yeri
yoktur.
Halbuki Rabbimiz buyurur: Fakirlik korkusuyla
çocuklarınızı öldürmeyin, onları da sizi de biz rızıklandırırız. Onları
öldürmek büyük günahtır (İsra süresi 17/31)
Yeryüzünde kıpırdayıp hareket eden her
canlının rızkı Allaha aittir buyurmuştur. (Hud süresi 11/6)
Canı
ve malı verenden değil, hayali öcüden korkarız.
Şair
Suzi Çelebinin dediği gibi:
Ödü
sıttı çoğunun ol sadadan
Çoğu
divane oldu hayu hudan
Hayhuylama
işini günümüzde basın-yayın kurumları yapıyor.
Nice
ünlülerimizin renkten renge girmelerinin temelinde öcüden korkma esnasında
betinin benzinin atması, gölgesinden dahi korkar hale gelmesidir.
Verilen
gözdağından gözü yılanlar, kendisine atılan kuru sıkılardan ödleri sıdar.
Büyüdüler,
onlarla beraber görmedikleri öcü de büyüdü.
Üllkenin
güvenliğinden sorumlu oldular ama evlerinin en mahrem yerinde sesinin
dinlenmesinden, görüntüsünün alınmasından korkar hale geldiler.
Bütün
bu korkulardan kurtulmak için güvenlik tedbirleri değil bizim yanlış yapmamamız
lazım.
Allahtan
korkmaz hale gelirseniz binlerce korkacak öcü üretirsiniz ve her öcü için
milyon ve milyar liralık güvenlik harcamaları yaparsınız.
Ben
yanlış yapmamaya çalışırsam dileyen dilediği yere ses dinleme ve görüntüleme
cihazları koysun.
Evinin
en mahrem yerini görüntülesin.
Seni
haramla değil helalınla görüntülesinler ve yayınlasınlar.
Onlar
kendi ayıplarını yayınlamış ve günaha girmiş olurlar.
Siz
yalnız Allaha karşı gelmekten ve onun rızasını kaybetmekten korkarsanız, Allah
sizi korur ve öcülerin hepsi sizden korkar.
Dünyada
hiç bir devletten korkmayan Ğulyabani (Gul-ü Beyabani), korkuyu bile korkutan
bir avuç Müslümandan korunmak için Afrikadaki bütün devletlerin bütçesinden
daha fazlasını güvenliğine ayırıyor.
Halbuki
Rabbimiz buyurur: Allah, kuluna yeterli değil midir? Onlar, seni Allah'tan
başkasıyla korkutmaya çalışırlar.... (Zümer süresi ayet 36)