KENTSEL DÖNÜŞÜM ZORBALIĞI
Sevgili peygamberimiz, Mekke’de on üç yıl kaldığı süre
içinde inen ayetlerin çoğunluğu insanları inkardan imana, bedevilikten
medeniliğe dönüştürmeye yöneliktir.
Medine’ye hicretten sonra yasa olacak ayetler nazil
olmaya başlar.
Yani önce insan eğitilir, sonra o yasaları uygulayacak
kanunlar koyulur.
Önce kanunlar koyulursa, o kanunları uygulayacak olan
insanlar, yetiştirildikleri kalıba göre uygularlar.
Terazi ne kadar doru olursa olsun, terazinin başına
oturan insan, terazinin ayarını bozarak kendi çıkarına göre onu ayarlar.
İnsan ne kadar doru olursa olsun, terazi bozuk olursa
yanlış tartar.
Sevgili peygamberimiz, önce insanı eğitmiş, sonra
Rabbin koyduğu kurallara göre yönetmiş.
2013 yılında, Üniversitesini bitirmiş, Belediye başkan
yardımcılığı görevine de getirilmiş bir insan, yani çağdaş kültürü almış bir insan belediye
adına bir siteye randevulu olarak geliyor ve site sakinlerine:
-Burayı yıkıp yeniden yapacağız.
Site sakinleri - razı olmazsak?
-Üniversiteden bilirkişi çağırır depreme dayanıksızdır
raporu alır yıkarız.
Site sakinleri – O zaman kendimiz istediğimiz bir
şirkete veririz.
-Bizim istemediğimiz hiç bir şirket buraya giremez.
Site sakinleri—Girerse?
- O zaman beş kattan fazlasına ruhsat vermeyiz, onun
için giremez. Biz yaparsak yirmi kat veririz.
Site sakinleri – Bilirkişi “Sağlamdır” raporu
verirse...
- O zaman istimlak ederiz. Siz bilirsiniz. Bundan
sonra bir daha gelmeyeceğim, gereği yapılacaktır.
Hazreti Ömer’in Yemen’den Buhara’ya kadar şu anda
yirminin üzerinde ülkeyi yönettiği bir zamanda Medine’de Mescid-i Nebevi
Müslümanlara dar gelmeye başlayınca genişletme kararı alır.
Mescidin etrafındaki evleri satın almaya başlar.
Peygamber efendimizin Amcası Abbas’ın da evi var
orada.
Hazreti Ömer, Abbas’a (Allah ikisinden de razı olsun) evini satmasını teklif eder ve
üç alternatif seçenek sunar:
1-Hazineye satıp parasını alması,
2-Hazineden yer beğenip oraya evini yapmasını,
3-Evi, mescide bağışlamasını teklif eder.
Abbas, üçünü de kabul etmeyeceğini söyleyince Ömer,
bir Hakem seçmesini söyler.
Übeyy bin Ka’ab’ı seçer ve ona durumu anlatırlar.
Übeyy de “Allahın Rasülünden işittim, Allah, Davud
peygambere vahy ederek Allah için bir mescit yapmasını ister.
Davud alyhiselamın da çizdiği planın içinde İsrail
oğullarından birinin evi vardır.
Satması için teklif götürür, adam evini satmaz.
Davud’un içinden evi zorla almak geçer.
Rabbimiz “Sen, benim evime gasp edilmiş bir evi mi
katmak istiyorsun, gasp banim şanıma yakışmaz. Senin cezan bu evi/mescidi
yapmamaktır” der.
Davud aleyhisselam: Çocuğum yapsın” deyince Rabbimiz
“Çocuğun yapacak” der.
Ömer, Übeyy’in yakasından tuttuğu gibi Mescide
getirir. Mescidde bulunan ashaba durum anlatılır ve bu hadisi bilenin olup
olmadığı sorulur.
Ebu Zerr’ini-l Ğıfari de bu hadisi işittiğine şahitlik
yapar. Ömer, Übeyy’in yakasını bırakınca Übeyy: “Beni hadis uydurmakla mı itham
ediyorsun?” diye sorunca Ömer: “Hayır, vallahi bu hadisin gizli kalmaması,
açığa çıkması için yaptım” dedikten sonra Abbas’a döner ve “Bir daha evini sat
teklifinde bulunmayacağım” der.
Abbas da “Evimi karşılıksız bağışlıyorum” diyerek
başkanın da başının bağlı olduğu hukukun üstünlüğünü ortaya koyar. (Hadis,
kısaltılarak yazıldı. İbni Sa’d, Tabakat 4/21, İbni Asakir, Tarihu Dımışk
26/370)
Çağımızda ise hukuku güçlüler yaptığından, hukukun
üstünlüğü, zayıflar üzerinde sağlanır.
Çağımızda ise hukuku güçlüler yaptığından, hukukun
üstünlüğü, zayıflar üzerinde sağlanır.
Anlatılan bir çok zorbalık var ama bu anlattığımı dört
ayrı adamdan dinleyerek doğrulattığım için yazdım.