MÜSLÜMAN’IN
KAYBETME SORUNU YOKTUR
Yeryüzünde
tek başına kalsan, yine de cennete doğru yoluna devam edeceksin.
Servetini
kaybetsen, Ebu Zerr (Allah ondan razı olsun) gibi İslam’ı yaşamaya, yaşatmaya,
yöneticileri uyarmaya devam edeceksin.
Sağlığını
kaybetsen hastahanede yatak arkadaşlarına, doktorlara, hemşirelere, temizlik
çalışanlarına karşı Müslümanca davranacak ve örnek olacaksın.
Oda
arkadaşlarına gücün oranında yardım edeceksin.
Kolların
ve ayakların çalışmasa başınla ima ile namazı kılacaksın.
Biz,
gücümüz oranında sorumluyuz.
Dinime
düşman olanların hepsini toplasanız Rabbimin gücünün trilyonda biri kadar
olmaz.
“Ben
Rabbimin yolunda oldukça kimse bana zarar veremez” diyerek yürüyene kimse zarar
veremez.
Eceli
gelmişse öldürürler şehit olmasına sebep olurlar.
Malına
el koyarlarsa yükünü hafifletirler ve cennete doğru koşmasını kolaylaştırırlar.
Yeryüzünde
Kur’anın tarif ettiği şekilde ikinci bir adam bulursan, gönül terazinin bir
tarafına onu öbür tarafına bütün kafirleri koyup tartma.
Terazide
bile tartmaya kalkmak onun gavurluğuna değer vermek olur.
Ama
benden başka onu destekleyen yok vesvesesine kulak asma.
Sevgili
peygamberimize peygamberlik verildiğinde Hazreti Hatice, Hazreti Ebubekir,
Hazreti Ali, Hazreti Zeyd böyle düşünmediler ve Peygamberimizin yanında yer
aldılar.
Mekke’de
çoğunluğun yanında yer almadılar, doğrunun yanında yer aldılar.
1969
seçimlerinde Konya’dan aday olan Merhum Necmeddin Erbakan’ı biz, tanımıyorduk.
Ama
tanıdığımız değerli bir adam, Rifat Boynukalın onu tanıyordu.
O
bize tanıttı Erbakan merhumu.
Teknik
Üniversitede hocası olduğunu, dört yıllık zaman içinde dini yönden tek
yanlışını görmediğini söyledi ve biz de bir kaç arkadaşla beraber desteklemeye
karar verdik.
Bu
kararımızdan sonra bir çok arkadaşımız Demirel’den ayrılmanın zararlarını
anlattı bize.
Yaşım
küçük olması nedeniyle hiç Demirelci olmamıştım, ama Demirelci dostlarım vardı.
Onlar
bizi vazgeçirmek istiyorlardı.
Erbakan
hocanın Demirel’den daha dindar olduğunu söylüyorlar ama bu zamanda nasıl olsa
kazanamayacak birine oy verilerek İsmet İnönü’ye verilmiş sayılır mantığıyla
bizi etkilemeye çalışıyorlardı da kulağıma gitmiyordu.
Merhum
Erbakan’dan önce eski Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Elmalı Konya’dan tek
başına aday olduğunda da oy kullanma yaşında olmamama rağmen onu desteklemiştim.
Tek
kişi ben verecek olsam da doğru bildiğimin yanında olurum.
Yüz
kiloluk sütün içine yirmi gramlık yoğurt attığınızda akşamdan sabaha kadar o
yüz kiloluk süt yoğurda dönüşür.
“Tek
kişi ne olacak” demeyin. Azlığınıza bakarak umutsuzluğa kapılmayın.
Her
seçim sonrasında merhum Necmeddin Erbakan’ın konuşmasını hatırlayın.
“Bu
seçimi Allah’ın izniyle biz kazandık” diyordu.
En
az oy aldığı, basının kendisiyle alay ettiği zamanda bile “Biz kazandık”
diyordu.
Siyasetini,
sıhhatini, servetini, şöhretini, makamını, rütbesini Allah yolunda araç yapan
adamın kaybetme sorunu yoktur.