ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    27.02.2013


    ÇANKAYA’DAN İMRALI’YA ESEN HAVA VE HEVALAR

    Havaya Cemre düşünce bizim havamızda da bir yumuşama, ısınma, kaynaşma başladı.

    Her canlı, gördüğü, duyduğu, tattığı, tuttuğu şeyden etkilenirmiş.

    Erik dallarında beyaz çiçekler açmaya başlayınca, hasımların çatık kaşlarında da bir açılma başladı.

    Bademlerin çiçeğine zarar vermesin diye yağmurlar yağarken paraşütle iniş yapar gibi inmesi de bizleri etkiliyor ve taze yüreklerde yaralar açmadan hasımlığı hısımlığa dönüştürme dönemi başlıyor.

    Güz ve kış aylarında küsüşen dostlar bahar da barışma ihtiyacı hissederler.

    Aslında bizi etkileyen bu havalar ve içimizde esen hevalardır.

    Dışımızda esene hava derken içimizde esen kötü istek ve arzulara Kur’ani Kerim “Heva” der.

    Seni senden alan, Rabbine giden yolu kapatan, Allah’ın kulları arasına aşılmaz engeller koyan fikirlere “Heva” denir.

    Bahar gelince, havaya Cemre düşünce, toprağın bağrında mışıl mışıl uyuyan çekirdekler çiçeğe dönüşünce, insanın karamsar fikirlerini de etkiler ve kötü düşünceler iyi fikirleri sürer çıkarır.

    Temiz havaların kirli havaları kovaladığı gibi.

    Dünyadaki bütün devletler bir olsalar, tabiata baharı getiremezler.

    Her dağın tepesine vantilatör koyarak hava bassalar, ya dondururlar ya yandırırlar.

    Ama Rabbimin koyduğu tabiat kanunları devreye girerse toprak altındaki yılandan, kutuplardaki ayıdan, çitlembik ağacının dalındaki bülbülden, İmralı’dan Çankaya’ya kadar her yer ve herkeste olumlu havalar meydana gelir.

    Kaynaşan gönüllerimizdir.

    Gönlümüzü yaratan Rabbimizdir.

    Gönül, Rabbin Kur’anıyla tatmin olur.

    Gönül yaratamayan ama gönül kırmasını çabuk başaran insanların gönüller arasında bağ kurması mümkin değildir.

    Taraflar arasında “Senin dediğin değil benim dediğim olacak” hevaları estikçe kaşların çatıklığı açılamaz, düşmanlık engeli aşılamaz.

    Hakları ve sorumlulukları belirleme yetkisi, şahıslara ve kurumlara verilirse her insan ve her ırk hissi davranacağından keseri kendi tarafına yontacağından araların bulunması mümkin değildir.

    Karı-koca arasında olan anlaşmazlıklarda bile Allah’ın kitabına göre halledilmesi istenir.

    Çünkü taraflar, taraflı düşünme ve taraflı karar verme yanlışlığına düşme durumu fazladır.

    İRA, ETA, Amerika gibi örneklerle bir yere varmak da mümkin değil.

    Amerikan modeli kabul edilirse devlet terörüyle Kızılderilileri topyekun beşiktekiler dahil yok etmeyi gerektirir.

    Elinde ve gönlünde Kur’an olan Türk’le Kürt, Amerika’yı örnek alamaz.

    Evs ile Hazreci kardeş yapan, Arabistan çöllerinde soygunculuk, adam öldürme, kaçırma işleriyle uğraşan insanları dünyanın en medeni insanları haline getiren Allah Rasülünü örnek almak, en kolay, en başarılı, en kalıcı yoldur.