MAŞA DEYİPTE GEÇMEYİN
Batının maşası durumunda olan Beşşarın son
kullanma tarihi geçti ama yeni maşa tam eğitimini tamamlamadığı için uzatmaları
oynuyor.
İki yıldır, Suriye yönetiminin başına gelmesi
muhtemel gerçek Müslümanları çocuklarıyla beraber ahirete gönderme işlemini
yaptırıyorlar.
Mücahitlerin adreslerini batılı (Rus ve
Amerikalı) ajanlar veriyor, Beşşar markalı maşa onları yok ediyor.
Derken onun da sonu geliyor.
Mücahitlerin içinden, Müslüman kalalım ama
batı kanunlarına göre yönetelim diyenler tespit edildi.
Maşalık dönemi onlara verilmesi planlanıyor.
Maşa deyipte geçmeyin.
Maşalar da çeşit çeşittir.
Maşalar vardır ki kendisinin maşa olduğunu
bilir ama sahibinin yanında bulunmak, onun çanak artıklarını yalamak şerefine
sahip olduğu için arada bir yanmaya razı olur.
Bazı maşalar da vardır ki maşa olduğunu
bilmez.
Ateşle oynadığında kendi kararıyla ateşle
oynadığı inancındadır.
En iyi iş yapan maşalar bunlardır.
Kendini tutanı görecek kadar kabiliyeti
yoktur.
O, önündeki köze göre hareket eder.
Köze doğru hareket ettiğinden aslında göz onun
gözü değil ama maşa, kendi gözü zanneder.
Arkadaki göz, maşaya İşte seni çağdaş
medeniyet seviyesine çıkarak köz budur der, o da köze doğru hareket eder ve
onu tuttuğu an kendini yakar.
Arkadaki göz, maşaya İşte seni Osmanlıdan
kurtaracak ışık budur der.
Maşa da o ışığa sarıldığı anda yanmaya başlar.
Kendisi yanar, ama sahibini yakmaz.
Bunlar geri zekalı mı?,
Neden maşa olduğunu anlayamazlar?
Adamların yaptıkları kötülüklere bakarsan boş
adam olmadıkları anlaşılır, aptal mı bunlar? denebilir.
Bir kere şunu bilelim.
Atalarımız Ağaçtan maşa olmaz demişler.
Maşa olmak için önce en azından demir gibi
olacaksın.
Biraz daha kaliteli maşa olmak için bakır gibi
olacaksın.
Zengin mangallarında maşa olmak için altın
olacaksın.
Maşa deyipte geçmeyin.
Demirden, bakırdan, altından maşalar vardır.
Altından olanını siz de seversiniz.
Ama maşanın sahibi için hepsinin görevi,
sahibinin göze alamadığı közü köreltmektir.
Maşanın işi bittiğinde sahibi, demirden
olanını tarihin çöp bidonuna atar.
Altından olanını da altın eritme kazanlarına attıkları
gibi altın maşanın sahibinin değerine göre müzelere kaldırılıp yanına da
Filanın altın maşasıydı diye yazılır.
Şerefin ne olduğunu bilmeyen bir maşa için o
unvan da ona tarih boyunca şeref olarak yeter.
Her gün namazımızda biz, İyyake nabüdü/Ancak
sana kulluk yaparız derken özgürlüğümüzü ilan ederken Ğayril mağdubi aleyhim
velladdallin/Allahın gazabına uğrayanlarla sapıkların yolunu istemeyiz derken
Allaha kulluk yapmayanların şeytanın maşası olduğuna işaret eder.
Ve bunlar eğer İman etmeden ahirete giderlerse
cehennem çöplüğüne atılacaklar.
İşte Müslümanlar, rahmet peygamberinin rahmet
ümmeti olarak mallarını ve canlarını onların yolu üzerine koyarak, onların
cehenneme gitmemesi için tebliğ görevini yerine getirmeye çalışan merhamet
erleridirler.