HEDEF
SENİN KÖTÜ AĞALIĞIN
Silvan’da
Jandarma Er Eğitiminde komutanın sabah sabah bağırıp çağırmasını dinlerken
yanımdaki arkadaş bana duyuracak şekilde mırıldanır: “Hanımdan azarı işitmiş,
acısını bizden çıkarıyor”
Ben
bu sözü ilk defa duydum.
“Ağasını
dövemeyen eşeğini döver, eşeğini dövemeyen semerini döver” sözünü biliyordum.
Otuz
yılda otuz bin insanı öldüren zalimi kışkırtıp İran üzerine de salan Amerika,
bir gün gelip o zalimi öldürdükten sonra zalim öyle olmaz böyle olur
dedirtircesine Irak’ta bir buçuk milyon Müslümanı öldürüyor.
Ebu
Gureyb hapishanesinde Hollywood filmcilerinin hayal edemediği veya hayasından
yapamadığı aşağılık görüntüleri çektirdikten sonra dünya basınına da veriyor.
Oradan
geçiyor, bir milyona yakın Müslümanı da Afganistan’da öldürüyor, öldürdüğü
köylüleri bir çukurun içine attıktan sonra öldüren katil sürüsünü çukurun
etrafında daire çizdiriyor ve emir komuta içinde köylülerin cesetleri üzerine
işettiriyor. İşeme operasyonunu filme aldırıyor ve basına veriyor
Bütün
bunları gören siyasilerimiz ve yazar-çizerlerimiz bunları yapanlara karşı kinle
doluyor ama ağasını dövemeyince ölmemek ve cesedine kafir sidiği değdirmemek
için dağa çıkanlara kızmaya başlıyor.
“Katillere
zorluk çıkarmayın.
Üzerinize
işeseler bile siz hareket edip onların üzerine sidik sıçratmayın. Müslüman
mülayim olur” diyorlar.
Ülke
sınırları içindeki topraklar o ülkenin evi gibidir. İzinle girilmelidir.
Öldürülmemek
için Pakistan’a sığınan birini izliyorlar, izinden evi tespit ediyorlar evi
yerle bir ediyorlar, ev sahibi devlet ve o devlete dost olan devletler katile
değil maktule kızıyorlar.
Aynı
evde yaşayan gelin kaynana arasındaki kırgınlıkları yatıştırmak için hanımına
kıyamayan delikanlı, anasının yüreğini soğutmak için gece duvarın arka
tarafında yapmacık bir kavga başlatırlar ve delikanlı bazen duvara bazen
yastığa vururken hanımı da “Anaaam” diye bağırırken aslında ikisi de hem
sevişirler hem oynaşırlar.
Patroniçenin
emrindeki sosyal kadın gibi sosyal medyamızdan duyduğunuz İslami terör haberleri
de patronun gör ve yay dedikleridir.
Savaş
muhabirlerinin nasıl çalıştığını, Irak’ın işgalinde Amerikan tanklarının
üzerinden çektikleri fotoğraflardan öğrendik.
Namlunun
doğrulduğu yerlerin nasıl yıkıldığını gösteriyordu.
Avrupa’nın
sömürdüğü topraklar üzerinde gıdasızlıktan ölmek üzere olan çocuğu kartalın
kapışını fotoğraflamak için kurtarmayan fotoğrafçı gibi, Steve Mc Curry de
Amerikan askerlerinin yerinden yurdundan ettiği
“Afganlı kız” ın korku dolu gözlerini, nefret yazılı yüzünü dünyaya
göstermişti.
Birileri
çıkıp “Müslümanın yüzü güllü, dili ballı olmalıdır. Bu çatık kaşlı, kindar
bakışlı kızımıza Müslüman demekten haya ederim” diyerek o mazlum kıza da
vurabilir.
Irak,
Afganistan, Pakistan, Yemen.... gibi ülkelerde ülkeleri sömüren Amerikan
şirketleri ucuz ücretle çalıştırdığı ülkenin gariban çocuklarından Sünni
olanını iki sene çalıştırdıktan sonra “Şu mektubu filan Şii caminin Mollasına
ver gel” deyip gönderiyor ama kullandığı arabaya ajanlar tarafından yüklenen
patlayıcıdan haberi yokken caminin önüne arabayı park edip girince araba
patlıyor.
Sünni camiinin önünde parçalanan delikanlının
üzerinde Şii nüfus cüzdanı çıkar, Şii camiinde parçalanan delikanlının üzerinde
Sünni delikanlının nüfus cüzdanı çıkar.
İki delikanlı da arabalarında ne olduğunu
ikisi de bilmemektedir.
Bu
siyahla yazılan bölümü hatırımızda tutalım.
Amerika
da şunu bilsin ki, Türkiye’de ve dünyada semere kızan da sana kızıyor,
Eşeğe
kızan da sana kızıyor,
Senin
hatırın için Müslümanın Müslüman döver gibi davrandığına da aldanma, onlar aslında
oyunda oynaştalar.
Hedef
senin kötü ağalığın.