ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    8 MİLYAR TEK PARMAĞA BAĞALANMIŞ GİDİYOR


    8 MİLYAR TEK PARMAĞA BAĞALANMIŞ GİDİYOR

    09/10/Salı/Milligazete

    Peşaver’e veya Budapeşte’ye, Afganistan’a, Ukrayna’ya, Suriye’ye yürüyen Komünist kültürle dolu bir Rus askerine “Nereye ve niçin?” diye sorsanız, Lenin’in, Stalin’in, Gorbaçov’un, Putin’in sistemine boyun eğmeyenleri eğdirmek ve kölelerimizin sayısını çoğaltmak için” diye cevap verecektir.

    Japonya’yı bombalayan, Vietnam’ı kana bulayan, Körfezdeki zulmü söndürmek için karadan petrol fışkırtan, havadan ölüm bombaları atan Kapitalist kültüre bulanmış Amerikalı askere aynı soruyu sorsanız, cevabı aynı olacaktır.

    Yüksek Amerikan çıkarları ve Amerikan sisteminin oralara yerleşmesiyle kölelerinin adetlerini çoğaltmak.

    Haksız Vietnam savaşına katılmamakta direnen, eski adı Cassius Marcellus Clay iken dünya Boks şampiyonu olduktan sonra, Müslüman olup Muhammed Ali (1942-2016) adını alan şampiyon, savaşa katılmayı kabul etmediği için beş yıl hapis, on bin dolar para cezasına çarptırılmıştı.

    Beş yılı aşkın müsabakalara katmamaları nedeniyle kaybının elli milyon doların üstünde olduğunu yazmışlardı spor yazarları.

    Demek ki neymiş, beş yıl hapis yatarım, on bin doları öderim, gelecek elli milyon doları da feda ederim ama haksız yere putperest de olsa bir cana kıyamam” diyen bir Müslüman.

    Biz olsak ne yapardık????????

    Bir fetva tedarik ederdik.

    Eskiden, putperst Romalı askerler de Roma hukukunu kalkan ve mızraklarıyla diğer ülkelere taşıyor ve kabul edenleri de, etmeyenleri de köle olarak çalıştırıyorlardı.

    Bunlar, kendilerini üstün ırk olarak gören mahluklardırlar.

    Aslanını köle insan etiyle besleyen Romalı parlamenter ile otlak diye beğendiği yerdeki Kızılderili kabilesini yok eden veya ayağının altındaki petrole sahip olmak için onları yerinden, yurdundan ve canından eden Amerikalı aynı türden zalimlerdendir.

    “Suud Kral Selman’ı seviyorum, dolarları var” diyen Trump, bu batı eğitiminin en tipik örneğidir.

    Kral Trump böyle derken, Kral Selman da Trump için “Koruma timimin başkanıdır, Allah onu benim emrime verdi” diye hava atardır.

    Kendi çıkarlarına karşı gelen her şeyi yok edebilirler.

    Kendi akıllarından üstün akıl kabul etmediklerinden, akıllarının salgısı olan kanunlarını bütün dünyaya ihraç ederek önce insanların akıllarını köleleştiriyorlar, sonra o köleleşen beyinler, patronunun en medeni insan olduğunu öne çıkararak ezikliğine merhem sürüyor.

    1944 yılında İ.Ü Hukuk Fakültesinde “İngiliz Hukuk Sistemi” isimli bir konferans veren Clive Parry, konferansının girişinde şöyle der:

    “Bu günkü Avrupa hukuku, dünkü Roma’nın hukukudur.

    Fakat bu gün bu hukuk, Roma Lejyonerlerinin kalkan ve mızrakları ve korkunç vergi usulleri ile himaye edilmiyor.

    Şimdi bu hukuk, muhtelif diyarlara o memleket halklarının isteği, daveti üzerine girmektedir.

    Bu şekilde nihayet genç ve dinç Türkiye Cumhuriyeti devrinde İstanbul’a da davet etmiş bulunuyor.”

    1943-1945 yıllarında İstanbul ve Ankara Hukuk Fakültelerinde konferanslar vermiş, Türk hukukçularını derinden etkilemiş İngiliz hukukçu Clive Parry, inin seksen sekiz sayfalık “İngiliz Hukuk Sistemi” isimli konferansını, Vakur Versan Türkçeye terceme etmiş ve İstanbul Hukuk Fakültesi 1945 yılında İsmail Akgün matbaasında bastırmış.

    Konuşmacı bu konferansında Roma Hukukunun Manş denizini aşamadığını iftiharla söylüyor ve “Bu yazılı akıla bütün Avrupa boyun eğmiştir” diyor.

    Rabbimiz ise Mısır’da Firavun’un, Babil’de Nemrut’un, Roma’da Jüstinye’nin, Aitna’da Solon’un, Mekke’de Ebucehlin, Ebuleheb’in günümüzde sekiz milyar insanın mutsuzluğunu, umutsuzluğunu, sefaletini, sürgünün, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesinden birinin parmağına bağlayan Anayasa Hukukçusu Profesör Rene Cassin’in  kanunlarına uyulmasını yasaklar ve

    مَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِهِ إِلَّا أَسْمَاءً سَمَّيْتُمُوهَا أَنْتُمْ وَآَبَاؤُكُمْ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍ إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ أَمَرَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

    “Allah'tan başka tapındıklarınız sizin ve atala­rınızın adlan­dırdığı bir takım isim­lerden başka bir şey değildir. Allah, onlar (put) hak­kında hiç bir delil indirmemiştir.

    Hüküm, yalnız Allah'ındır. Yalnız O’na kulluk yapmanızı emretti. İşte en doğru din budur. Ancak in­sanların bir çoğu bilmezler.” buyurur. (Kur’an-i kerim Yusuf süresi ayet 12/40)