ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    AKLI KARIŞIKLAR


    AKLI KARIŞIKLAR

    Aklı karışık olanın işleri de karışık olur.

    Sabit ve değişmeyen bir doğru teraziye sahip olmayanlar devamlı ölçülerini değiştirirler.

    Bütün dünyadaki devletlerin parlamentolarında aynı konuda çıkarılan kanunlara dikkat ediniz.

    Duruma göre, şahsa ait, partinin çıkarlarına uygun, holdingin menfeatına, korkulanın dediğine layık....çıkarılan kanunları biliyor ve görüyorsunuz.

    Bu durum, o seçkinlerin kötü olduklarından değil, çaresizliklerindendir.

    Kur’an inmeye başladığında Mekke halkı, hak ile, doğruyla karşılaşınca bir anda şaşkına döndüler. Bir kısmı yalanlama tarafına gitti, adaleti, hakkı, doğruyu arayanlar ise Müslüman oldular.

    Mekke halkının o durumu ile bu günkü şaşkın insanlığın halini Rabbimiz şöyle haber verir:

    بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ فَهُمْ فِي أَمْرٍ مَرِيجٍ)

    “Doğrusu hak kendilerine gelince, onu yalanla­dılar. Onlar şimdi karma karışık bir işin için­dedirler.” (Kaf  süresi ayet 5)

    Akılları, kuralları hayatları karma karışık olanlar, karanlığa alışanın ışığa karşı olduğu gibi, dumanlı havada kapkaççılık yapanın açık havayı sevmediği gibi aydınlığa, doğruya karşı bütün güçleriyle savaşacaklardır.

    Rabbimiz şöyle haber veriyor:

    يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ (8)

    Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu sön­dürmek istiyorlar. Allah ise, kâ­firler hoşlanmasa da nurunu tamamlaya­caktır.” (Saf süresi ayet 8)

    Şu anda dünyanın her tarafında kafirliğin her çeşidinden insanların Müslümanlara saldırmasının temelinde batıllarını koruma, hakka karşı savaşma hırslarını yerine getiriyorlar.

    Tağutun/kendini ilah yerine koyup kural koyanların velayetini kabul eden kafirler ((Bakara 257), Onun koyduğu kanunlara göre hareket edenler (Nisa 60), tağutun saltanatının sallanmaması ve çıkarlarının devamı için savaşanlar (Nisa 76) boşuna iki dünyalarını da berbat etmesinler.

    Rabbimiz buyurur:

    هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ

    “O Allah ki, müşrikler iste­mese de bütün dinlere üstün çı­kar­mak için, Rasülü'nü hidâyet ve hak din ile gönderdi.” (Saf süresi ayet 9)

    Hak ile batılı karşı karşıya getiremedik.

    Batılın içinde batılıların artıklarıyla yaşamaya alıştırıldık.

    Camilerde ve evlerimizde birbirimize sınırlı bilgileri akararak dini ihtiyacımızı karşıladık.

    Halbuki rabbimiz, Kur’anında bildirdiği hakkın, doğrunun, gerçeğin batılla yüzleşmesini baıl içinde ahyat sürenlerin evlerine ve akıllarına Kur’ani gerçeklerin tebliğini istiyor.

    Bu tebliğ tamamlanırsa ne olacağını haber veriyor:

    بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ

    “Tam aksine biz, hakkı batıl üzerine atarız da, batılın beynini par­ça­lar. Bir de bakmışsın ki, batıl yok olmuş. (Allah'a) yakıştır­maları­nızdan do­layı, veyl size.” (Enbiya süresi ayet 18)

    “Hak Geldi batıl Zail Oldu”

    وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا (81)

    81- De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl yok olup gi­decektir." (İsra süresi ayet 81)

    Karanlık gecede “Işık karanlığı kovar” diye 24 saat zikir çeksek karanlık gitmez.

    Kibriti yakmak, çakmağı çakmak, elektriğin düğmesine basmak gerekir.

    Allah’ın ayetlerinin her birini karanlık dünyamıza ve dünyalarına güneş gibi tutalım.