ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    ALIN YAZISI BİZE HUZUR VERİR


    ALIN YAZISI BİZE HUZUR VERİR
    10/01/2019/Prşmb/Milligazete
    Ana kucağında, baba ocağında, sıcacık sevgi yumağı halinde iken anne ve babamızdan öğrendiğimiz, imanın altı şartından olan “Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman”, aslından bizim bu çağda daha mutlu olmamızı sağlıyor.
    Dünyanın en adil dağıtımına sahip, mutlu insanlar ülkesi denilen, on milyon nüfuslu İsveç’te, her sene beş yüzün üzerinde insan depresyondan intihar edermiş.
    Eğitim kurumlarıyla, Başbakanları olan Olof Pame’yi öldürecek insan yetiştirebiliyorlar.
    Onlardan aldığımız kanunlarla, o kanunlara bağlanan biz de, Başbakan Menderes’i asmıştık.
    Halkımız, hangi partiden olursa olsun, Kadere imanı, hayırla şerrin Allah’tan geldiğine imanı olduğundan, maddi ve manevi baskılara rağmen insanlarımızın hala depresyona girme konusunda Avrupa’nın gerisindedir.
    “Alın yazısı” nı inkar edenler, şu kaşla saçımız arasındaki aralıkta yazı arayıp bulamayanlardır.
    Bir de beyninin içinde aklını bulsa, röntgenini çekip gösterse de aklının var olduğuna inansa.
    Rabbimiz, olmuş ve olacak her şeyi yazdığını açık bir ibare ile haber verir:
    مَا أَصَابَ مِنْ مُصِيبَةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي أَنْفُسِكُمْ إِلَّا فِي كِتَابٍ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَبْرَأَهَا إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ
    “Yeryüzünde ve nefislerinizde bir musibet gelmişse, biz onları yaratmadan önce bir kitapta (yazmışız) dır. Şüphesiz bu, Al-lah'a çok kolaydır.” (Hadid süresi ayet 57/22)
    قُلْ لَنْ يُصِيبَنَا إِلَّا مَا كَتَبَ اللَّهُ لَنَا هُوَ مَوْلَانَا وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
    “De ki: "Bize ancak, Allah'ın yazdığı isabet eder. O, bizim Mevla’mızdır. Mü'minler ancak Allah'a tevekkül etsinler" (Tevbe süresi ayet 9/51
    Yazarı bilinmeyen bir şair, bu ayeti: “Yazılanlar gelir sağ olan başa” diyerek manzum olarak terceme edivermiş.
    Hayır ve şer Allah’tandır. Biz yaptıklarımızdan sorumluyuz.
    Hazreti Musa döneminde, Hazreti Musa’nın tarafını seçenler ile Firavunun sofrasını tercih edenler, yaptıklarının karşılığını hem bu dünyada hem ahirette göreceklerdir.
    Kendi beyin salgılarının ürettiği değerlerini, kendilerini yaratanın değerlerinden üstün görenler, bu dünyada azabı tatmaya başlamışlardır.
    Şu anda Suriye’de Rus, Amerika, İsrail ve Esat güçlerinin öldürdüğü insan sayısından fazladır her gün Amerika’da öldürülen insan sayısı.
    İnanmazsanız Google’ye bir soruverin.
    Avrupa’da kanunlar ve narkotik polisleri uyuşturucunun önüne geçemeyince, belirli kahvehanelerde dünyanın ürettiği her türlü uyuşturucuyu kullanma kanunu çıkarmışlar ama bunu bile “Biz özgür bir ülkeyiz” ayağıyla hava atma yolunu bulmuşlar.
    Fuhşun önünü alamayınca her sokak ve cadde köşeleri kendini satan erkek ve kadınlar pazarı haline gelivermiş.
    Bunlar da kaderdir ama biz, seçimimizden sorumluyuz.
    Parası ve silahı güçlü zannedilenlerin değerlerine mi boyun eğerek kendimiz gibi bir kulun kulu mu olmayı seçiyoruz, yoksa o kendini güçlü zannedenleri, onların akıllarını, ellerini, dillerini, servetlerini yaratan ve bir gün gelince canını alan Rabbimizin değerlerine boyun eğerek Allah celle celalühe mi kul olmayı tercih edeceğiz.
    Biz, tercihimizden ve tercihlerimiz doğrultusunda yaptıklarımızdan sorumluyuz.
    Biz, Rabbimizin tabiat kanunlarına ve de şeriat kanunlarına uygun hareket ettikten sonra başımıza hoşlanmadığımız bir şey gelse yine de bunu dert etmeyiz.
    Hatamızı arar, telafi etmeye çalışırız.
    Yüzde yüz doğru yaptığımıza inanırsak o zaman “Vardır bunda bir hayır” der ve doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam ederiz.