ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    ANNELER, BABALAR VE ÖĞRETMENLER


    ANNELER, BABALAR VE ÖĞRETMENLER

    15/10/2021/Cuma/Milligazete

    Taksim meydanında birileri, kamerayı özellikle gençlere tutuyor ve soruyor, “Kelime- Şehadeti biliyor musunuz”

    Programı yapana göre çoğunluğu bilmiyor.

    Çoğunluğun bilmediğini göstermek için yüz kişiyle görüşme yaptıysa bunların içinden bilmeyenleri yayınlıyor ve iyi bir hizmet vermenin huzuruyla dolaşıyor.

    Bilginin yayılması için, bilenlerin gösterilmesi gerektiğini de programı yapan bilmiyor.

    1980 darbesini yapanların din dersini de zorunlu yaptıkları günden beri orta öğretimden mezun olanlar arasında hala Kelime-i Şehadeti bilmeyenler varsa onların anne ve babaları ile okuldaki öğretmenlerinin ahirette hesabı zor olur.

    Onun için bu günden itibaren anne ve babalar, evlerinde ailenin bir araya geldiği zamanlarda hiç değilse “Eşhedü en La ilahe illallah, ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasülüllahü” Kelime-i Şehadeti ve manası olan “Ben şahitlik yaparım ki Allah’tan başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur. Ben yine şahitlik yaparım ki, Muhammed, Allah’ın kulu ve Rasülüdür” kelimesini öğretiniz.

    İmanın altı şartıyla, İslam’ın beş şartını tekrarlayalım.

    Anneyle baba yalan söylememeye, haram yememeye dikkat ederse çocuklar da dikkat ederler.

    Çocuklarımız ve dünyadaki bütün çocuklar doğruyu bilerek İslam Fıtratına göre doğarlar.

    Yalanı, anne, baba ve çevreden öğrenirlermiş.

    Üç yaşındaki çocuk, annenin çok sevdiği vazosunu düşürüp kırdığında, kırılma sesini öbür odadan duyan annesi gelip “Kim kırdı” dediğinde gülerek ve bir kahraman edasıyla sevinerek “Ben kırdıım” dermiş.

    Babası “Ben kırmadım, ben kırmadım de” diye akıl verdiği, annenin onu azarladığı andan itibaren yalana alışırmış.

    Anne ve babalar, dikkat ediniz, çocuklarınıza dini bilgi verirken sizin verdiğiniz bilgi de yanlış olmasın.

    Hani çocuğunu kucağına almış, İhlas süresini ezberletiyor: “Kul fü” diyerek başlıyor.

    O “Kulfü” değil “Kul hü”dür.

    Halkımızın çoğunluğu “Kul hü vallahü ehad” süresini bilir.

    Ama insanımızın zayıf tarafından vurmak isteyen yayıncı, röportajcı, programcı.. “İhlas süresini biliyor musunuz” diye sorar, o da bilemeyince kendini allame zannederek keyif alır. Halbuki ona “Kul hü’yü biliyor musunuz” dese çoğunluk bilecek.

    Din dersi ve ahlak bilgisi ve bütün derslerin öğretmenleri, aldığınız parayı helal ettirebilmek için, ders zili çalmadan bir dakika önce sınıfa giriniz.

    Fizik öğretmenleri, siz de maddeyi, enerjiyi, kuvveti, itmeyi çekmeyi, hacmi, özgül ağırlığı…anlatıp hesaplar yaptırırken bütün bunları yaratanı da anlatıverin.

    Matematikçiler, siz de bu hesapları ve gökyüzündeki yıldızlar arası mesafelerin hesaplarını öğretirken bu kadar milimetrik inceliklerle yaratılanları ve o ince hesaplı daire, üçgen, kare, dikdörtgenli mesafeleri yaratanı hatırlatıverin.

    “Bakın ben bunları anlatırken dilime kelimeleri dizen, bilgileri ağzımdan döktüren, ciğerden gelen havaya ses verdiren, aklı, ciğeri, gırtlağı, dili, dudağı yaratan ben değilim” deyin ve yaratanın insan üzerindeki nimetlerini satın alabilmek için Merkez Bankasındaki paraların yetmeyeceğini hatırlatıverin.

    Zilden sonra sınıfa giren her öğrenciye sevgi ve saygı dolu bakışlarla iltifat ediniz.

    Zille beraber 45 dakikanın bir saniyesini boşa geçirmeyiniz.

    Herkesin katılabildiği iki ayrı salonda 23 yıl devam eden Tefsir, Hadis ve Fıkıh derslerime, bir gün gelmediğim olmadığı gibi dersime bu İstanbul trafiğinde bir dakika geç başladığım görülmemiştir.

    Resmi vaazlarıma da, camilerde ezandan bir saat önce saniye geçirmeden başlayıp Ezanla beraber bitirdiğimi, devam edenler bilirler.

    Öğrencilere, hayat hikayelerinizi anlatmaktan vazgeçiniz.

    Ders programındaki konuların iman ve amele ait olanların üzerinde daha fazla durunuz.

    Teneffüs zili çalınca, öğrenciler çıkıncaya kadar siz sınıfta kalınız ve her konuda size soru sormalarına izin veriniz.

    Ve öğrencilerinizi, “kendi çocuğunuz gibi” demeyeyim, kendi çocuğunuzu da yaratan Allah’ın yarattığı en temiz, günahsız varlık olarak seviniz.

    Severseniz, sevilirsiniz, sevilirseniz mutlu olursunuz.

    Mutlu olursanız, stres haplarından kurtulursunuz.