ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    BÜYÜK TEHLİKE KAPIDA


    11 Eylül 2001 günü akşamı, yavru Bush’un korkularının etrafı güvenlik çemberiyle kuşatıldıktan sonra Bush, ilk defa ağzını açıyor ve Amerika Cumhurbaşkanı olarak sahip olduğu bütün askeri, siyasi ve ekonomik gücüyle bir tek kişiye, Üsame bin Laden isimli birine karşı harp ilan ederken: “Bu bir haçlı seferidir” diyor.

    Hemen Dünyada ve Türkiye’deki Beyaz Saray sözcüleri: “Efendim sayın Bush’un kullandığı “Crusade” kelimesi: Haçlı seferleri manasına geldiği gibi topyekun savaş anlamına da gelir. Sayın Bush, bu ikinci manayı kastetmiştir” anlamında sözler söyleyerek “Sayyad-ı bî insaf”ın önünde gitmeye çalışmışlardı.

    Derken uzmanları hemen yetişiyorlar ve “Efendimiz, biz Müslümanları sırayla döveceğiz. Hepsini karıştırmayalım. Hepsini karşımıza almayalım” derler.

    Irak’ta ve Afganistan’da milyonlarca Müslüman öldürdüler.

    İlk defa Haçlı seferlerine halkı Müslüman bir ülkeyi de katarak halkı Müslüman ülkeleri işgal ettiler.

    Nisan 1995 yılında “Komünizmin çöküşünden sonra yeni düşman İslâm’dır” diyen NATO genel sekreteri W. Cleas’ın söyledikleri ile Bush’un söyledikleri birbirinin aynı.

    2009 yılında NATO’ya genel sekreter aranmaya başlanır.

    Adaylarda arnan ilk şart bu güne kadar yaptığı icraatlarda İslam düşmanlığı ve bu düşmanlıkta başarılı olmasıdır.

    Aranan mal bulunur.

    Danimarka Başbakanı iken karikatüristlerinden biri Alemlere rahmet, hareti Muhammede hakaret içerek karikatüristi sonun kadar savunması, halkı Müslüman ülkelerin Danimarka mallarına boykot yapmaları karşısında geri adım atmaması, Türkiye’nin en büyük belası olan PKK’ye aleni destek vermesi Andres Fogh Rasmussen’i diğer rakiplerinin önüne geçirmiş Nisan 2009 da NATO Genel Sekreteri olmuştu.

    Türkiye biraz mırın kırın etti ama direnecek gücü olmadığından size de genel sekreter yardımcılığı verelim dediler ve verdiler.

    Bir arkadaşım anlatır, “Genel sekreter yardımcısı oldum. Babamın ziyaretine gittiğimde babam bana sordu, “Müdür olabildin mi? Dedi. Ben de ona “Genel sekreter yardımcısı oldum, bütün müdürler bana bağlı” dedim.

    Babam, “Onu bir kadın da yapardı. Keşke bir müdür olsaydın” dedi.

    Bürokrasiyi iyi bilen birine sordum, “Genel sekreter yardımcılığı ne demektir?” dedim.

    “Adamına göre değişir, genellikler hiçbir atamaya, ihaleye.. Karışamaz, genel sekreterin emirlerini aşağıya bildirir, ve sonucu genel sekretere sunar.

    PKK’ya desek vererek Türkiye düşmanlığını, Hazreti Muhammed’e hakaret edenleri himayesine alarak İslam düşmanlığında rüştünü ispat etmiş ve Türkiye’nin de olurunu almış Andres Fogh Rasmussen geçen hafta basına yaptığı açıklamada Kasım ayında Lizbon’da yapılacak toplantıya Rusya devlet başkanı Medvedev’in de katılacağını NATO’ya üyeliğe değilse bile teröre karşı Rusya ile “İşbirliği anlaşması” yapılacağını açıkladı.

    Ne var bunda? Biz de teröre karşı değil miyiz? Demeyin.

    Adamlar PKK’ya destek vererek onun terörist olduğunu kabul etmiyor.

    “Terör” kelimesinin karşısına “İslam” kelimesini koymuş.

    İkiz kulelerin yıkılmış siluetinin üzerine Türk bayrağı çekmesinin ve bütün dünyaya göstermesinin anlamı ne?

    İkiz kuleleri ve Pentagonu vuranlar arasında bir tane Türk olmadığı halde niçin Türk bayrağını gösterirler?

    Sayın Başbakan, batıda yaptığı konuşmalarda “Terörle İslamı özdeşleştirmeyin” konuşmasını niçin yapar?

    Ellerimizle başa getirdiğimiz Rasmussen, dünkü gazetelerin haberine göre Lizbon toplantısını da beklemeden Rusya ile anlaşmış, Rus birlikleri Afganistan’a doğru yola çıkmış bile.

    Mağlup olduğu Afganlılardan NATO yardımıyla intikamını alacak, hem NATO hem Rusya Müslüman kanı emmenin vampirce tadına varacak.

    Orada terörist bulamıyorlar.

    Yıllardır aradıkları Üsame ile yardımcısını bulamıyorlar ama milyonlarca Müslüman’ı canından, malından, yurdundan ediyorlar.

    Kendilerine yardım eden Müslüman Pakistan halkını da yakıp yıkıyorlar.

    Sevgili peygamberimiz buyurur: “Kim, zalime yardım ederse Allah o zalimi ona musallat eder.” Acluni, Keşf-ül Hafa 2/227 da hadisin manasının sahih olduğunu söyler ve

    “İşte böyle yapmaları sebebi ile, zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine musal¬lat ederiz.” Ayetini delil getirir. (En’am süresi ayet 129)

    "Kim onu (Şeytanı ve şeytanlaşmış insanları) dost edinip uyarsa, şüphesiz onu sapıtır ve onu alevli azaba götürür" yazıldı.” Ayetlerini delil getirir. (Hac süresi ayet 4)

    Zalim olan kim olursa olsun, anamız, babamız, kardeşimiz, hatta kendimiz bile olsak yanında yardakçısı olmayacağız.

    Hem o zalime kötülük yapmış oluruz hem de kendimize kötülük yapmış oluruz.