BÜYÜK YARIŞ (1)
Türkiyede yetmiş milyonun yüzde doksan sekizi bir şekilde Büyük koşuya katılmış durumda.
Geceleri evlerin camları pırıl pırıl yanıyor.
İçlerindeki iman nuru evlerinde aydınlığa dönüşüyor.
Camiler tıklım tıklım.
Mukabele için mahallelerde hanımlar koltuklarında Kuranlarıyla mukabelelere koşuyorlar.
Zengin kasalarından fakir keselerine zekat ve sadaka kanallarıyla trilyonlar akıyor.
İnsanlık tarihinin yarış çizgisinin başlangıcı Rabbimizin İhbitu/inin yeryüzüne emriyle başlar. (Bak, bakara süresi ayet 36,38, Araf 24, Ta-ha 123)
Yoldan önce yoldaş deyimine uygun olarak Hazreti Ademin yoldaşı da hazreti Havva idi.
Aynı çizgi üzerinde iken yarışa başladılar.
Biz de onların genlerinde bulunduğumuzdan bu gün altı milyar insanın yarış içgüdüsü işte oradan gelir.
Başlangıç çizgisi dünya olan bu büyük yarışın sonu Cennette veya (Allah korusun) cehennemde biter.
Rabbimiz buyurur: Rabbinizin mağfi¬retine ve sakı¬nanlar için hazırlanan, ge¬nişliği gök¬ler ve yer kadar olan cen¬nete koşu¬şun. (Al-i Imran süresi ayet 133)
Koşuyu başlatan Rabbimiz.
Koşunun kurallarını peygamberleriyle gönderdiği kitaplarda belirlemiş.
Haram yemeyeceksin, yalan demeyeceksin.
Eline, diline, beline sahip olacaksın.
Yarışa katılan kimseye çelme takmayacaksın, dirsek vurmayacaksın, iftira etmeyeceksin.
Gıybet yaparak bedenini insan etiyle beslemeyeceksin. (Hucurat süresi ayet 12)
Başkalarının şerefiyle oynayarak kendi şanını yükseltmeye çalışmayacaksın (Hucurat süresi ayet 11)
Hak sahibine hakkını vereceksin.
Haksıza haddini bildireceksin.
Büyük koşuda, jetle uçarak hedefe kilitlenenle kötürüm aynı hızda giderler.
Hız, kişinin imanı, ilmi ve niyeti ile maddi imkânlarının orantılı olarak kullanılmasıdır.
Kötürümün çok samimi niyeti ile yaptığı azıcık amelin karşılığı, uçakla giden ve çok büyük işler başaranın sevabından fazla olabilir.
Fakirin biri bir ekmeğini bölüp yarısını yoksula verse, zengin kişinin fakirlere kuş sütünün bile olduğu sofranın sevabından daha fazla olabilir.
Sevaplar, verenin verdiğiyle değil, verenin gücüyle orantılı olarak verilir.
Onun için şair: Benzemez hesabı hesabımıza demiştir.
Ebu Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Peygamber efendimiz Bir dirhem, iki dirhemi geçti. Dediğinde bu nasıl olur ya rasülellah? Diye soruldu. Bir adamın iki dirhemi vardı o iki dirhemden iyi olanını sadaka olarak verdi. Bir adamda malının yanına gitti ve bin dirhemi sadaka olarak verdi. Dedi. (Ahmet, Müsned 2/379)
İki dirhemi olan ve onun birini verenin sevabı, bin dirhem vereninkinden fazladır. Çünkü biri varlığının yarısını verdi, öbürü belki yüzde birini verdi.
Önce ikinin birini veren, zenginin vermesine de sebep olduğundan onun sevabı kadar da ayrıca sevap aldı.
Rabbimiz buyurur: Allah, kişiye ancak gücünün yeteceği kada¬rını teklif eder. (Bakara süresi ayet 286)
Devam edecek.
Not: Bu ayetlerin tefsirini telifim olan Şifa Tefsiri nden bir okuyuverin. Temin etmek için (0212) 5111085 nolu telefonla Cantaş yayınevinden isteyebilirsiniz.
|
|
|