BÜYÜKLÜK TASLAYANLARIN PSİKOLOJİSİ
05/04/2021
Mahmut Toptaş
İnkarın bataklığında çırpınan, olmadığı gibi görünüp, kendinde herkesi yönetme gücü gören, kendini Rab kabul eden, kendini çirkeften kurtarmaya gelen Musa aleyhisselamı da boyun eğmeye zorlayan Firavun gibilere, Kuran-i Kerim, Mütekebbir veya Müstekbir der.
Mütekebbir/Müstekbir, biz insanlar için aslında büyük olmadığı halde büyüklük taslayan kişiye denir.
Doğan, emekleyen, düşe kalka yürüyen, öleceğini bilen, saçları ağaran, dişleri sızlamaya başlayan, baş ağrısını dindiremeyen bir insan, nasıl olurda kendini Rab ilan eder? Denebilir.
Tarihin her döneminde çanak yalayıcılar, padişah yağcıları, dalkavuklar olmuş olmaya da devam ediyor.
Günümüzde devletlere O devletle konuşmayacaksın, ondan mal almayacaksın, satmayacaksın, onun dediklerini değil, benim dediklerimi tutacaksın diyenle,
فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى
"Ben sizin en yüce Rabbinizim" (Naziat süresi ayet 79/24) diyen Firavun arasında ne fark var ki.
Firavunu ilahlaştıran halk, öylesine etkili olmuşlar ki, çıkarları için Firavunun huzurunda ona boyun eğme merasimleri düzenlemişler.
Mehmet Akif Ersoy merhum:
Çünkü mâdem yürüyen sâde senin saltanatın,
Şimdilik heykeli sensin tapılan menfaatın. Derken,
Tapılan heykelin kullarının tek hedefinin menfaat/çıkar olduğunu ifade etmiş.
Bu yağcılar, Kargayı bülbül korkağı kahraman, kimliksizi aranan adam haline getirir, başarırsa da ilk tapınanı o olur ki baş yağcısı o olsun.
Bütün bunların temelinde herkesin içinde var olan Benlik putunun dimdik durması ve secdeyle terbiye edilememesi yatmaktadır.
Firavun, Rab kelimesini biliyor. Kendinin herkesten üstte olduğunu ayağına kapanarak secde edenlerden görüyor ve Musa aleyhisselamın Rabbinden de yüce olduğunu söylediği gibi, koyduğu kanunların en doğru kanunlar olduğunu da,
وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُونِي أَقْتُلْ مُوسَى وَلْيَدْعُ رَبَّهُ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يُبَدِّلَ دِينَكُمْ أَوْ أَنْ يُظْهِرَ فِي الْأَرْضِ الْفَسَادَ
Firavun: "Bırakın beni de Musa'yı öldüreyim. O da Rabbini çağırsın. Sizin dininizi değiştirmesinden ve yeryüzünde fesad çıkarmasından korkuyorum" dedi. (Mümin süresi ayet 40/26)
قَالَ فِرْعَوْنُ مَا أُرِيكُمْ إِلَّا مَا أَرَى وَمَا أَهْدِيكُمْ إِلَّا سَبِيلَ الرَّشَادِ
Firavun: "Ben size ancak gördüğümü gösteriyorum ve ben size doğru yoldan başkasını göstermiyorum" dedi. (Mümin süresi ayet 40/29)
Musa aleyhisselam da Firavuna ve çevresindeki kodamanlara,
وَأَنْ لَا تَعْلُوا عَلَى اللَّهِ إِنِّي آَتِيكُمْ بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ
Allaha karşı büyüklük taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delille geldim. (Dühan süresi ayet 44/17)
Hatta Onun elçisine de büyüklük taslamamamız gerektiğini, Rabbimiz bize haber verirken Süleyman aleyhisselamın, Sebe/Saba kraliçesi Belkısa yazdığı mektupta,
إِنَّهُ مِنْ سُلَيْمَانَ وَإِنَّهُ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
O (mektup) Süleyman'dan (gelmiş)tir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamaktadır).
أَلَّا تَعْلُوا عَلَيَّ وَأْتُونِي مُسْلِمِينَ
"Bana karşı büyüklük taslamayın ve Müslüman olarak bana gelin" (demektedir). (Neml süresi ayet 27/30-31)
Kuranın Nefsi emmare dediği, içimizde benlik putunun kaidesini hep hazır tutan benliğimiz, siyasete soyunursa sabaha çıkacağı konusunda garantisi olmadığı halde Allahtan daha güzel kanun yapacağına inandığını şöyle haber verir:
أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ
Onlar cahiliye kanunlarını mı istiyorlar? Şüphesiz iyi anlayan bir toplum için Allahtan daha güzel hüküm veren kim vardır. (Maide süresi ayet 5/50)
Benlik putunu gönlüne diken doktorumuz, öyle bir hale gelir ki, Allahın cildimize yazda ve kışta dört mevsimde verdiği rengi beğenmeyip sanal renk vericileriyle insanların cildini, deri kanseri yapar.
Kendisi gibi birkaç ünlü edebiyatçının eserini okuyup karşılaştığı insanlar da benlik damarına yağ döküverdiklerinde, Ben Allah olsaydım, böyle demezdim gibi sözlerle kendini Allahın üstüne çıkardığını zannederken battığının farkında olmaz.
Rabbimiz onlar için,
اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَدِيثِ
Allah, sözün en güzelini indirdi. Diye haber verir. (Zümer süresi ayet 39/23)
51 yıl önce doktora gittiğimizde çocuğumuza anne sütünü yasaklayıp bilimin anne sütünden daha faydalı
.mamasını reçeteye yazmıştı.
Ama biz fakirliğin faydasını gördük, alacak gücümüz olmadığından alamamıştık ve bilmeden çocuğumuza zarar verememiştik.
Aradan yıllar geçti yine bilim Anne sütünden daha değerli gıda olmadığını ortaya koydu.
Rabbimiz,
أَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ
(İlyas aleyhisselam, kavmini uyarırken Menfaatın heykeli olan) Ba'l (putun ) a dua edersiniz de, yaratanların en güzelini bırakır mısınız.
اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ آَبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ (126)
Halbuki Allah sizin Rabbinizdir, sizden önceki atalarınızın da Rabbi'dir. Diyerek başlar konuşmasına. (Saffat süresi ayet 37/125-126)
Allaha karşı büyüklük taslamayın ayetinin tevilini, bu makale için birkaç tane tefsirden okuduktan sonra, namazda secde ederken söylediğimiz, Sübhane Rabbiyel-Ala/Yüceler yücesi, hiçbir eksiği olmayan mükemmel Rabbimi tesbih ederim, zikrini daha feyizli, daha keyifli, daha mütevazi söylemeye başladığım gibi, beş vakit namazımızın ilanı olan Ezanı dinlerken Allahü Ekber/En büyük Allahtır cümlelerini daha anlamlı dinlemeye ve tekrar etmeye başladım.