BİR ÜMMETİN UYANIŞI
28/11/2022
Mahmut Toptaş
1995 seçimlerinde Merhum Necmettin Erbakan?ın partisi olan Refah partisi:
Diyarbakır?da %18,8 le birinci parti,
Van?da %23 le birinci parti,
Batman?da %25 le birinci parti,
Bingöl?de %51 le birinci parti,
Bitlis?de % 19 la birinci parti,
Muş?ta % 19 la birinci parti,
Yani, 1970 den bu yana kurduğu Milli Nizam, Milli Selamet ve Refah partileri İslamcı dendiği ve bu sebepten kapatıldığı dönemde Güney doğu da oylar, İslam?ı temsi ettiğini söyleyenlere verilmiştir.
Cuma namazında ve beş vakit namazda, Ramazan ayında, İftar ve sahurlarda, aynı anda birlikte hareket ettiğimiz her ırk ve renkten insanlarla en sağlam bağımız İslam?dır bizim.
Bu bağımızı koparmak isteyenler iki yüz yıldır başaramamışlar.
Biz, yıllarca batının enjekte ettiği tatlı vaatlerle uyutulduk. Birbirimize düşürüldük.
Bizi birbirimize düşürenleri hiç görememiştik. Sağcısıyla, solcusuyla, Türküyle, Kürt?üyle birbirimize düşman etmeye çalışanların oyununa gelmiştik.
Tatlı vaatler, demokrasi masalları, insan hakları haplarıyla kendimizden geçerken, Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Bob Graham ?Kabe bombalanmalıdır, Kur?an terör kitabıdır, ?Black Jack? Pershing isimli Amerikalı komutanın 1913 yılında Filipinlerdeki Mindanao Adası'nda İslamcıları domuz kurşunuyla vurup, domuz derisine sardıkları gibi bu gün de aynısını yapalım? (30 Ekim 2001 tarihli Hürriyet gazetesi)
Bu sözleri ve yaptıklarıyla sırtımızda şaklayan kırbaçla uyandığımızda vuranın suratını görünce bu günlerde sağcı, solcu, futbolcu, aydın, köylü, sinemacı, sanatçı kalmadı, hepsi tek yürek tek bilek oldu.
Demokrasi derslerine aldıklarına neler öğrettiklerini, Ebu Garip hapishanesinde, babayla oğlunu ve diğer Iraklıları anadan doğma çıplak hale getirine tecavüz etmelerini isteme ve kayda aldıklarını video halinde dünyaya servis ettiklerinde gördük.
İnsan hakları derslerine aldıkları Afganlılara nasıl ders verdiklerini Guantanamo dershanesinden öğrendik.
Afrika?nın içlerinde sömürgecilerden başka kimsenin tanımadığı başsız başsız yaşayan ümmetler,
Sömürüye boyun eğdiler,
Aç kalmaya tahammül ettiler,
Ayaklarının altındaki elmas madenlerinde otuz lira aylıkla çalışıp karınlarının doymamasına da ses çıkarmadılar,
Ama tek sevdikleri, sevgisiyle bu dünyanın cefasına dayandıkları Danimarka?a bir karikatüristin peygamberlerine yaptığı hakarete dayanamadılar ve içlerindeki sevgi seli uğultu halinde arşı alaya yükseldi.
Diyarbakır?da tarihinde ilk defa 200 bin Müslüman Karikatüristi ve onu destekleyenleri protesto etti.
Atalarımız, ?Bir musibet, bin nasihatten evladır? demişler.
Dost bildiğimiz insanlar, başımıza çuval geçirince, yetkililerden ziyade yetkisizlerle konuşmalar yapınca anladık biz onların bize dost olmayacağını.
Irak?lılar, yıllardır Saddam zulmü altında inlediler. Şimdi Saddam?dan kurtuldukları için sevinmeleri ve kurtarana teşekkür etmeleri gerekirken kurtarana saldırıyorlar.
Çünkü onlar biliyorlar ki, otuz yıl Irak?ta Saddam zulmünün arkasında Amerika, Rusya ve Avrupa vardır.
Yüz elli yıldır uyutulan İslâm, bütün İslâm aleminin fertlerinin iç dünyasında devinmeye başladı.
Amerika?nın bombalarının ateşi bizim donmuş yüreklerimizi eritti.
Düne kadar İslâmi gayret ve hassasiyetini duymadığımız, görmediğimiz yetkili yetkisiz insanların Amerika?ya karşı tavır alması bu uyanışın göstergesidir.
Emekli generallerimiz, o en azılı düşmanı tanıtıyorlar televizyonlarda.
İşgalden sonra Iraktaki direnişe şaşan bazı insanlar, bunları kim yönetiyor diye araştırma yapıyor ve belirli bir yerden yönetilmediği ortaya çıkıyor.
İşte bu durum top yekün Müslümanların uyandığının işaretidir. Bir veya birkaç kişi tarafından yönetilseler kontrol etmek, satın almak veya sindirip ihanet ettirmek kolay olurdu. Ama bu direniş bütün bir halka mal olduğundan kimin nerede ne yapacağını terör uzmanları da kestiremezler.
