BİR KİŞİ NE YAPABİLİR OKUYUN GÖRÜN
18/12/2019/Çrşmb/Milligazete
Mahmut Toptaş
Endonezya, Malezya, Filipinler
.gibi uzak
doğudaki Müslümanların bulundukları yerlere Emevilerden, Abbasilerden,
Karahanlılardan, Gaznelilerden, Selçuklulardan, Osmanlılardan, Timurdan,
Babüşahtan hiç biri oralara ordu göndermemiştir.
Buralara, adı sanı bilinmeyen ama Rabbimiz
tarafından bilinen tacirler vasıtasıyla gitmiştir İslamiyet.
Hollandalı, Portekizli korsanların himayesinde
gelen batılı tacirlerden sonra, buralara gelen Müslüman tacirlerin davranışları
ve mallarını değerine almaları, zorbalık yapmamaları
gibi özellikleri dikkat
çekmiş ve zaman içinde Müslüman olmuşlar.
O tüccar taifesinin adlarını biz bilmesek de,
nesilleri kalmasa da, oralarda İslamiyet yaşandığı sürece onların Müslüman
olmasına sebep olanların amel defterleri kapanmayacaktır.
Bu gün dünyanın her tarafında iş yapan her
Müslüman, bulunduğu yerde önce İslamı temsil ettiğinin farkında olacak ve
hiçbir kimseye yanlış yapmayacak, hiçbir kişinin hakkını gasp etmeyecek,
haksızlık yapmayacak, kandırmayacak ve çevresine güven verdikten sonra o
cehenneme doğru koşarak giden insanların yanmaması için Kelime-i Şehadet ile
onların kalplerini süslemeye vesile olmaya çalışacak.
Londrada iş yapanlar, Londrada olan en yakın
camide namaz kılmaya dikkat etsinler.
Pekinde olanlar da sabah ve yatsı namazlarında
en yakın camide namaz kılsınlar, caminin eksiği varsa karşılasınlar.
Türkiyede okumak isteyenleri getirip
masraflarına yardım ederek buralarda Kuran kursu, İmam-Hatip, İlahiyat eğitimi
almasına yardım etsinler.
Üniversitede okuyanların da İslami bilgiyle
donatılmasını sağlayacaklar.
Kendileri yapamasalar da o işlerle uğraşan
kurumlardan hiç birini ayırmadan hepsine yardım etmeye çalışacak.
Kurumlardan biri yanlış yaparsa diğerleri
yapmamış olur ve hedefe varılır.
Hani ticarette bütün yumurtaları tek sepete
koymayarak riski azalttığınız gibi hizmette de tek kurumla değil, İslami
hassasiyet iyi olduğuna inandığınız birkaç tane kuruma yardım ederek boşa gitme
riskini azaltınız.
Niyeti iyi olan, yolu da doğru olanların hiçbir
şeyi boşa gitmez.
Avrupa Birliğinde olanlar, bu günlerde
Avrupalıların mülteciler için yaptığı kamplarda kalanlara yiyecek, giyecek,
içecek, eğitim katkısında bulununuz ve her şahsın İslami eğitim alması için
zemin hazırlayınız.
Hiçbir şeyi olmayan işsizlerimiz bile, onları
ziyaret edip sevgi dolu bakışlarla, onlara yalnız olmadıklarını bakış diliyle
anlatınız.
Bu fırtınalı günler, İslamın bütün dünyaya
yayılması murat edilen günlerdir.
İnsanların ektiği ormanlar, tabii ormanların
yanında binde bir değildir.
Tabii ormanları da Rabbimizin iradesi
doğrultusunda hareket eden rüzgarlar, ağaçların tohum ve çekirdeklerini
alırlar, hortumlarla, fırtınalarla başka ülkelere, diyarlara, dağlara,
vadilere, ovalara taşırlar, yağmurlarla sulanırlar ve orman olurlar.
Bu günlerde inkar fırtınası esiyor.
Müslümanların dünyaya yayılmasını sağlıyor.
İşadamları olarak sizler, hem dünyalık işinizi
yapınız, hem ahiret yurdunu imar ediniz.
Bakınız bir tek işadamı diyeceğim ben ona, Arsenal
takımında futbolcu Mesut Özilin, Doğu Türkistandaki mağdur Müslüman Türklere
yapılan zulmü dile getirmek için yazdığı bir sayfalık şikayet dilekçesi,
koskocaman zannedilen Çin hükümetini savunma hareketine geçirdi.
Bir buçuk milyarlık Çin devleti, Mesudun
oynadığı maçları Çin televizyonları yayınlamama kararı aldığı gibi, Çin arama
motorları da Mesud Özil ismini aramayı bir buçuk milyar Çinliye yasakladı.
Bir kişiden ne olur demeyin.
Vücudunuzu yataklara düşüren, dermanınızı
kesen, gözle görülmeyecek kadar küçücük bir mikrop olduğu gibi o mikrobu engelleyecek
şey de aşıyla verilen ve gözle görülemeyecek kadar küçük olan aşıdır.
Devlet, hükümet, ordunun ne yapı ne yapmadığını
konuşmak yerine ben ne yaptım ne yapmadım sorusunu kendimize soralım.
Rabbimiz buyurur:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا عَلَيْكُمْ
أَنْفُسَكُمْ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ إِلَى اللَّهِ
مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Ey iman edenler, size gereken kendinizi (ve
toplumunuzu) düzeltmektir. Siz doğru yolda olduğunuz zaman sapıtanlar size
zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber
verecektir. (Maide süresi ayet 5/105)
Biz kendi gücümüzle orantılı olarak yapmamız
gerekeni yapalım.
Bu ayetin yanlış anlaşıldığını, toplumdan
el-etek çekme, inzivaya çekilmeye delil olarak kullanıldığını gören hazret
Ebubekir (Allah ondan razı olsun) bir gün Allaha hamd ve sena ettikten sonra:
عَنْ قَيْسٍ قَالَ قَالَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَ
أَنْ حَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّكُمْ
تَقْرَءُونَ هَذِهِ الآيَةَ وَتَضَعُونَهَا عَلَى غَيْرِ مَوَاضِعِهَا (عَلَيْكُمْ
أَنْفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ) قَالَ عَنْ خَالِدٍ
وَإِنَّا سَمِعْنَا النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ « إِنَّ النَّاسَ
إِذَا رَأَوُا الظَّالِمَ فَلَمْ يَأْخُذُوا عَلَى يَدَيْهِ أَوْشَكَ أَنْ
يَعُمَّهُمُ اللَّهُ بِعِقَابٍ
Siz, bu ayeti okuyor ve yanlış
değerlendiriyorsunuz. Biz, peygamberi şöyle derken işittik: İnsanlar zalimi
görür de zalimin ellerini tutarak engellemezse Allahın azabının onların
hepsine gelmesi yaklaşır. (Ebudavud, Sünen, K. Melahım, bab emr ve nehy 17,
Tirmizi, Sünen, K. Fiten, bab 8, İbni Mace, Sünen, K. Fiten, bab 20)
Nefes alırken, su içerken, yemek yerken,
devletin ne yaptığına, başkalarının ne ettiğine bakmadan nefes alyor, su
içiyor, yemek yiyoruz.
İslamın bütün emir ve yasaklarını yaşarken de,
nefes alır gibi kimseye bakmadan, biz kendi görevimizi yapalım.