ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    BİR KIYASLAMA/KARŞILAŞTIRMA


    BİR KIYASLAMA/KARŞILAŞTIRMA

    25/04/2017/Salı

    Dünkü Hürriyet gazetesinde Afganistan’la, Pakistan arasında dağlık bölgelerde üç bin metre yükseklikte, Milattan önce 300 yıllarında Makedonyalı Büyük İskender’in ordusundan kaybolan  ve Kalaş’lar diye anılan bir kabilenin yaşam tarzlarıyla ilgili bilgi ve fotoğraflar vardı.

    Pagan dinindenmişler. Yani tabiata tapan, Kur’an’ın ifadesiyle “Dehriyyun” denebilecek bir batıl dine sahiplermiş.

    Sekizinci asra kadar, oralarda var olan Buda veya Konfüçyüs dinine mensup insanlar, onları zorlamadıkları gibi, Sekizinci asırdan sonra Müslümanların oraları alması sonunda yine zorlama olmadığından hem batıl dinlerini hem Burruşeski diye adlandırılan dillerini korumuşlar.

    Müslüman köyleriyle iç içe yaşamışlar.

    Babür Şah, 1500 lü yıllarda oraları yönetimi altına aldıktan sonra da dostça yaşamışlar.

    2009 da Hindistan ziyaretimde, yedi gün bizi Müsafir eden, birkaç vilayeti gezdiren ve bir gazete çıkaran değerli dosta “Babür’ün neslinden hiç kalan yok mu? Dediğimde,

    “1857 yılından itibaren İngilizler merkezi yönetimde bulunan on binlerce Müslüman Türk-Moğol yöneticilerin beşikteki çocukları dahil hiçbir kişiyi bırakmamışlar. Ben, Delhi’de üç dört aile olduğunu duydum ama görmedim. Bunlar da o günden bu güne kadar tanınmamak için ticari iş yapmamışlar, hiçbir okula kayıt yaptırmamışlar.

    Fakirliğin ve cahilliğin en alt çizgisinde bir hayat yaşıyorlarmış” dedi.

    Mısır, Hazreti Ömer döneminde fethedildi.

    Nerdeyse 1400 yıldır Müslümanların yönetiminde kalmalarına rağmen, hala Mısır halkının yüzde onunun Hıristiyan olduğunu herkes bilir de batıyla kıyaslamak aklına gelmez.

    Türkiye’deki Ermeni vatandaşlarımız, bin yıldır Müslümanların yönetiminde kaldıkları halde dinlerini ve dillerini rahatlıkla kullanabiliyorlar.

    Cemal Aydın beyefendinin “Taşa Kazınan İhanet” isimli kitabında anlattığına göre özetle, “Profesör Dr. İsmet Giritli, bir kongre için gittiği İtalya’da bir Ermeni profesör, “bizi 800 yıl sömürdünüz” der.

    Yunanlı Profesör de 400 yıl sömürdünüz der.

    İsmet Giritli de ikinizde dilinizi ve dininizi korumuşsunuz.

    Ama 200 yıl sonra dilinizi konuşamayacaksınız der.”

    1915 yıllarında batının Osmanlıyı yıkmak için desteklediği Talat, Enver ve Cemal paşaların zamanında tehcir edilen Ermeniler, ben Fransa’da işçi iken bize yakınlık duyarlardı ama  Ermenice bilmediklerini, baba ve dedelerinin bildiğini söylerlerdi.

    Üçüncü nesilde dillerini yitirmişler.

    Günü birlik siyaset haberlerine bakarak arar vermeyin.

    Saddam’ın otuz yılda haksız yere öldürdüğü insan sayısı 30 binmiş.

    Bush oğlu Bush bir yılda yalnız Irak’ta öldürdüğü Müslüman sayısı bir buçuk milyon.

    İspanya’da, Papanın İspanya kralına verdiği destekle tüm Müslümanların ve Yahudilerin öldürülmesi işleminden sonra Avrupa’da derde derman tek Müslüman kalmamıştı.

    Türkiye’ye sığınan Yahudilerin sayısı bu gün 25 bin civarında.

    Avrupalıların İspanya’da Müslümanları katlettiği yıllarda fethedildi İstanbul.

    Aradan  564 yıl geçmiş ve şu anda 400 bin dolayında Hıristiyan yaşamakta Türkiye’de.

    Yıl 1995 yıllarında Balkanlardan Müslümanları temizleme savaşında Amerika, Avrupa ortaklığında katledilen Müslüman sayısı yüz binin üzerinde.

    Hollandalı komutanların gözetimi ve denetiminde nasıl öldürüldükleri yazılı ve görüntülü olarak da yayınlandı.

    Uzatmaya gerek yok.

    Şu anda bu gün, Suriye’de, Hıristiyan Rusların attığı her bombayla ölen Müslüman.

    Amerikalı Hristiyanların attığı her bombayla ölen de Müslüman.

    Ölenlerin yaptığı cinayet haberlerini savunmuyorum.

    Ama kıyaslama/karşılaştırma yapmanızı istiyorum.