ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    BİZ BU ÇAĞIN ŞAHİTLERİYİZ


    BİZ BU ÇAĞIN ŞAHİTLERİYİZ

    01/12/2017

    Hepimiz şahidiz. Gözlerimizle gördüğümüzün şahitliğini yapıyoruz.

    Kulağımızla duyduğumuzun, dilimizle tattığımızın şahitliğini yapıyoruz, yazdığımız ve söylediğimiz hal halde.

    İnsanlar ya yalancı şahitlik yapmaktalar ve doğruarın şahitliğini yapmaktalar.

    Sevgili peygamberimizin şahit olduğunu haber verir Rabbimiz.

    O, bütün insanlığın peygamberidir.

    Müslümanlar, ona iman ettiklerinden onun ümmeti olarak biz, bu zamanın şahitleriyiz.

    Yalan şahitlik yapmak suç olduğu gibi lazım olan yerde şahitlik yapmayıp susanlar da suç işlemiş olurlar.

    وَكَذَلِكَ جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ وَيَكُونَ الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا وَمَا جَعَلْنَا الْقِبْلَةَ الَّتِي كُنْتَ عَلَيْهَا إِلَّا لِنَعْلَمَ مَنْ يَتَّبِعُ الرَّسُولَ مِمَّنْ يَنْقَلِبُ عَلَى عَقِبَيْهِ وَإِنْ كَانَتْ لَكَبِيرَةً إِلَّا عَلَى الَّذِينَ هَدَى اللَّهُ وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَانَكُمْ إِنَّ اللَّهَ بِالنَّاسِ لَرَءُوفٌ رَحِيمٌ

    “Böylece sizi insanlara karşı  (her türlü aşı­rı­lıktan uzak) orta (yolu izleyen,adil) bir ümmet kıldık ki insan­lara karşı (doğruluğun) şa­hitleri ola­sınız ve rasül de size şahit ol­sun. Sen'in üzerinde bu­lundu­ğun Kâ­be'yi kıble yapmamız, rasüle uyanlarla iki topuğu üzerine geri dönenleri ayırdetmek içindir. Şüp­hesiz bu büyük (bir olay)'dür. An­cak Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kişilere (bü­yük ve ağır) değildir. Al­lah imanınızı boşa çıkarmaz. Şüp­hesiz Allah insanlara şefkat eden ve esirge­yendir.” (Bakara süresi ayet 2/143)

    Kendisi şahit olan efendimiz, Arafat dağında yaptığı meşhur hutbesinin sonunda üç defa “Tebliği yapptım mı?” diye sorduğunda arkadaşları hep bir den “Evet tebliğini yaptın” dediklerinde sevgili peygamberimiz: “Şahit ol ya Rab” demiştir.

    Acaba biz kendimize sorsak “Tebliğ ettiğine inanıyor musun” desek kendimize doğru söylemiş olur muyuz.

    Rabbimiz buyurur:

    يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا

    “Ey Peygamber, biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönder­dik.

    Günde beş vakit namazımızda camilerin minarelerinden gelen:

    “Eşhedü en la ilahe illallah

    Eşhedü enne Muhammeden rasüülüllah” kelime-i şehadetiyle şahitlik ayptığımızın farkında olmayanlarımız var.

    Şehadetlerin manasını çok iyi bilen Mehmet Akif Ersoy merhum:

    “Bu ezanlar ki, şehâdetleri dînin temeli

    Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.” Diyerek bu şahitliğin önemine dikkat çekmişti.

    Sevgili peygamberimiz, ilk defa akrabaların topluca “La ilahe illallah” demelerini söylediğinde anında tepki göstermelerinin sebebi mananın anlaşılmış olmasıdır.

    Günümüzde Ezan okuyanlarımız daha güzel okuyalım diye makam dersleri alırlar ama ben okuduğum kelimelerle neler söylüyorum” merak edip öğrenenimiz azdır.

    Hareketlerimizin içinde yediklerimiz ve içtiklerimiz bizi nasıl etkiliyorsa, okuduklarımız, iman ettiklerimiz de sözlerimiz ve tavırlarımızda etkisini gösterirse biz de başkalarını etkileriz.

    “La ilahe illallah, Muhammedün Rasülüllah” derken sesin içinde “Allah’tan başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur” derken ben filanların kıriterlerine uyarım” diyenleri sarsmalı, kendine getirmeli, düşünmeye sevk etmeli.

    “Muhammed, Allah’ın elçisidir” derken de Allah’ın koyduğu kuralları anlama, tebliğ etme ve yaşamada kusursuz örneğimiz olduğu hatırlatılmalı.

    Biz, bu çağın şahitleriyiz, yanıltmayalım, sessiz kalmayalım.