BİZ DE RAHATSISIZ
30/06/2020
Mahmut Toptaş
Elinize bir kalem alsanız ve siyasette, ticarete, sanatta, eğitimde en fazla isim yapmış insanların şu anda yaşayan yüz tanesini aklınıza geldiğince yazsanız.
Yazarken Bizden veya Karşıdan taraftarlığı yapmasanız.
Yüz rakamına ulaştıktan sonra birinci sıradakinin adını, arama motoruna yazsanız ve hakkında söylenenleri sıralasanız, saygı duyacak insan bulamazsınız.
Dün Veli dediklerine bu gün Deli diyenlerin hangi sözüne inanacaksınız.
Dün Vatanperver denilene bu gün İngiliz veya Amerikan ajanı denildiğinde hangisine veya bunları yazanları da sayarsak bu dört kişiden hangisine inanacağız.
Anasını ve babasını bildiğimiz insanlardan biri, benim gibi düşünmediğini öğrendiğimde, birileri de o meşhur adama, Yahudi baba ve Ermeni ana buluverdiğinde hemen nasıl da inanıyoruz.
Dün göklere çıkardığımız siyasiyi, bu yere çarpıyoruz.
Dün yerlerde sürdürdüğümüzü, göklere çıkarıyoruz.
Bırakalım da ayakları üzerinde dolaşsın.
Masonların listesini yayınlayan biriyle 1985 yıllarında tanıştığımda onu dinlerken dünyanın en gizli örgütü olduğunu anlatıyordu.
Sen bu listeyi nasıl temin ettin dediğimde İçlerinde bizden biri bana verdi bu listeyi demişti.
Peki o adamın sana oyun etmesi hatırından hiç geçmedi mi?
Ola ki, Bizim mahalle dediğiniz insanlar arasından masonlara çok engel olanın adını da listeye yazarak mahallede itibarını sıfırladıktan sonra sizin mahalleden onların mahallesine göç ettirmek istiyorlarsa.
İslam düşmanlarının hedefi olan birinin etkisi bu iftira ile sıfırlandıktan sonra, İslam düşmanlarının da etkisi altına girmediği için ekmeğe muhtaç hale getirilince seyreyle sen tıngırtıyı.
Sevgili peygamberimiz, iman etmediği halde Müslüman görünen münafıkların başı olan Abdullah bin Übey bin Selülün peygamberimizi aşağılayan sözleri efendimize bildirildiğinde, Hazreti Ömer o münafıkın boynunu vurmayı teklif ettiğinde, sevgili peygamberimiz:
لاَ يَتَحَدَّثُ النَّاسُ أَنَّهُ كَانَ يَقْتُلُ أَصْحَابَه
Hayır, Muhammed, arkadaşlarını öldürüyor diye konuşurlar. Buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Menakıb, hadis no 8)
Ve hiçbir zaman, münafıkların listesini yayınlayarak, onları açığa çıkararak, İslam düşmanlarına, hain olacakların adresini vermemiş ve münafıklarla beraber Müslümanların sayısının çokluğunu göstermiş etrafa.
Rabbimiz, Bedr savaşını anlatırken, savaşın olmasını ve sonucun Rabbim tarafından kararlaştırıldığı şekilde olması için düşman güçleri, Müslümanların gözünde az gösterdiğini, düşmanların gözünde de Müslümanları az gösterdiğini haber verir.
إِذْ يُرِيكَهُمُ اللَّهُ فِي مَنَامِكَ قَلِيلًا وَلَوْ أَرَاكَهُمْ كَثِيرًا لَفَشِلْتُمْ وَلَتَنَازَعْتُمْ فِي الْأَمْرِ وَلَكِنَّ اللَّهَ سَلَّمَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Hani Allah onları sana uykunda azıcık göstermişti. Eğer onları sana çok gösterseydi çekinirdiniz ve iş hakkında çekişirdiniz. Fakat Allah sizi selamette kıldı. Şüphesiz o gönüllerdekini bilir.
وَإِذْ يُرِيكُمُوهُمْ إِذِ الْتَقَيْتُمْ فِي أَعْيُنِكُمْ قَلِيلًا وَيُقَلِّلُكُمْ فِي أَعْيُنِهِمْ لِيَقْضِيَ اللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ
Hani karşılaştığınızda onları size az gösteriyordu, sizi de onların gözünde az gösteriyordu ki kararlaştırılan işi yerine getirsin. Bütün işler Allah'a döndürülür. (Hiçbir zaman düşmanı gözünüzde büyütmeyin.) (Enfal süresi ayet 8/43-44)
Fransızca eserleri terceme eden bir dostum Paris dönüşünde anlatmıştı, Birkaç ünlü yazarla da görüştüm. Sorularım arasında kendisini satışa çıkaran erkek ve kadınların reklam panolarındaki ilanları hakkında sordum. Onların ifadesiyle Paristeki yazarların yüzde doksanının bu işe iyi bakmadığını ancak İyi bakmam sözünü basın önünde söyleyemediği gibi röportaj sorusunda Kendi özgürlüğüdür demek zorunda kaldıklarını, bunu da halkın çoğunluğu böyle istediğinden değil, basının diline düşmemek için yaptıklarını nakletmişti.
Çok ünlü değil, çok çok ünlü bir futbolcumuzla yapılan bir röportajda aynı soru sorulduğunda Kendi kararıdır dedikten sonra Oğlun böyle bir şey yaparsa sorusuna Yapmaz, katiyen yapmaz anlamında şeyler söyleyerek cevap vermişti.
عَبْدَ الله بْنَ مَسْعُود: إِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ الله صَلَّى الله عَلَيه وسَلَّم يَقُولُ : مَنْ كَثَّرَ سَوَادَ قَوْمٍ فهُوَ مِنْهُمْ ، وَمَنْ رَضِيَ عَمَلَ قَوْمٍ كَانَ شَرِيكًا فِي عَمَلِهِمْ.
Abdullah bin Mesud, Ben Rasülüllah (S.A.V.) ı şöyle derken işittim: Kim, bir kavmin/milletin karaltısını/sayısını çoğaltırsa onlardan sayılır. Kim bir kavmin/Milletin yaptığını gönüllü olarak yaparsa yine onlardandır dedi. (Deylemi, İbni Mesuddan rivayet ediyor. Kenz-ül ummal 9/36 hadis no 24735, İbni Mübarek ise Zühdünde Ebu Zerrin-il ğıfarinin sözü olarak vermiş. Ebu Yala, Müsnedinde İbni Mesuddan Efendimizin sözü olarak rivayet etmiş Bak, Zahit Kevseri, Nasbur-Raye 4/403)
Biz de çok şaşkınız çook.
Kişilerin imansızlığından rahatsız olmayız, ama Müslüman olduğu halde kafirliğin gereklerini yerine getirerek günah işlemesinden rahatsızız.