Sevinin,
gözlerinizin içi gülsün, göğsünüz kabarsın.
Gönlünüzde
365 günün her 24 saatinde bayram havası essin.
Kuran
atmosferinde çakan fikir kıvılcımlarının ışıkları havai fişekler gibi allı,
morlu, yeşilli, sarılı salınsın gönül ufuklarınızda da gönlünüze cehennem
dumanlarının yakıcı, kavurucu, zehiri dolup hayatınızı zehirlemesin.
Ağzınız,
tekbir, tehlil, tesbih ve salavatlarla tatlansın.
Tevhid
havası tüm varlığınızı bad-ı saba gibi sarsın.
Burnunuzdan
tost değil dost kokuları girsin içinize.
Çünkü
siz, dünyanın bütün yazarlarını yaratan Allahın kitabını okuyorsunuz.
Dünyanın
en zengini kabul edilen, 76 milyar doları olduğu söylenen Bill Gatesi geçin, en
zengin beş yüz adamın bütün sermayesi sizin olsa ama İslama iman yoksa hiç bir
değeri yoktur.
Rabbimiz
buyurur:
يَا
أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا
فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ (57)
57- Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerinizdekine
bir şifa ve iman edenlere yol gösteren ve rahmet gelmiştir.
قُلْ
بِفَضْلِ اللَّهِ وَبِرَحْمَتِهِ فَبِذَلِكَ فَلْيَفْرَحُوا هُوَ خَيْرٌ مِمَّا
يَجْمَعُونَ (58)
58- De ki: "Allah'ın lütfu ve rahmetiyle,
ancak bununla sevinsinler. Bu, onların (kafirlerin) topladıklarından daha
hayırlıdır." (Yunus süresi ayet 57,58)
Siz, Allahın lütfu
ve rahmetiyle sevinin, bu iman nimeti onların topladıklarının hepsinden
hayırlıdır.
Ayette geçen ferah
kelimesi sevinmek olarak terceme edildi. Ferahlansınlar diye de terceme
edilebilirdi.
Sevgili
peygamberimiz:
إنَّ لِلَّهِ فِي أَيَّامِ دَهْرِكُمْ
نَفَحَاتٍ فَتَعَرَّضُوا لَهَا
Çağınızda Allahın estirdiği (rahmet) rüzgarları vardır. Siz, (kalbinizi
ve kalıbınızı) ona açınız buyurmuş. (Taberani, Mucem-i Kebir, 19/233 rakam
519, Mucem-i sağır, 3/180, rakam 2856)
Rabbimiz, kafirler
için,
إِنَّ
قَارُونَ كَانَ مِنْ قَوْمِ مُوسَى فَبَغَى عَلَيْهِمْ وَآَتَيْنَاهُ مِنَ
الْكُنُوزِ مَا إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوءُ بِالْعُصْبَةِ أُولِي الْقُوَّةِ إِذْ
قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لَا تَفْرَحْ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْفَرِحِينَ (76)
76- Kârûn, Musa'nın kavminden idi, ama onlara
karşı azdı. Biz ona öyle bir hazineler vermiştik ki, anahtarları güçlü
kuvvetli bir topluluğa ağır geliyordu. Kavmi ona "Şımarma Şüphesiz Allah
şımaranları sevmez" demişti. (Kasa
süresi ayet 76)
Çünkü onlar, Allahın verdiği el ve akılla kazanırlar, Allahın verdiği
ayakla yürürler, Onun verdiği yiyecek, içecek ve eğlenecek yerlerde Allahın
verdiği ağızla tad, burunla koku, gözle güzellikleri, kulakla sesleri duyarlar
ama bunları verene değil veremeyene bağlanıp kendileri gibi birilerinin kulu
kölesi olurlar.
Allahın kural ve değerlerine değil, kendileri gibi ölümlü birinin kural
ve değerlerine boyun eğerler.
Biz
ise, bir tek ayet inince sevinen Müslümanlarız.
Kuran-i
Kerimin bir tek ayeti, terazinin bir kefesine konulsa, öbür kefesine insansız
bir dünyanın altını, gümüşü, yakutu, kehribası, petrolü, orman ürünleri, deniz
ürünleri...bütün hazineleriyle konulsa gönül terazimizde bir tek ayet ağır
gelir.
Ve
biz, kuraklıktan sonra gökyüzünden yağmaya başlayan yağmur damlalarına sevinen
çiftçiden daha fazla seviniriz gönlümüze inen her ayette.
Rabbimiz
buyurur:
وَإِذَا
مَا أُنْزِلَتْ سُورَةٌ فَمِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ أَيُّكُمْ زَادَتْهُ هَذِهِ
إِيمَانًا فَأَمَّا الَّذِينَ آَمَنُوا فَزَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَهُمْ
يَسْتَبْشِرُونَ (124)
124- Bir sûre indiğinde, onlardan (Kafirlerden)
biri "Bu hanginizin imanını artırdı?" der. Ancak iman edenlerin
imanını artırmıştır. Onlar bununla sevinirler. (Enfal süresi ayet 124)
Kuran
ayetleri, Rabbimizin kelam sıfatındandır.
Tabiatın
tamamı Rabbimizin Tekvin sıfatındandır. Kün/ ol demesiyle oluvermiştir.
Tabiatın
tamamının insanlar için yaratıldığından bu dünya nimetlerinin hiç bir şahıs,
kurum veya devlet, Allahın koyduğu kurallara aykırı olarak zimmetine
geçiremez.
Kazanırız
ama kazancımızla sevinmediğimiz gibi kaybettiğimizde de üzülmeyiz
Rabbimiz
buyurur:
مَا
أَصَابَ مِنْ مُصِيبَةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي أَنْفُسِكُمْ إِلَّا فِي كِتَابٍ
مِنْ قَبْلِ أَنْ نَبْرَأَهَا إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ (22)
22- Yeryüzünde ve
nefislerinizde bir musibet gelmişse, biz onları yaratmadan önce bir kitapta (yazılmış) dır. Şüphesiz bu, Allah'a
çok kolaydır.
لِكَيْلَا
تَأْسَوْا عَلَى مَا فَاتَكُمْ وَلَا تَفْرَحُوا بِمَا آَتَاكُمْ وَاللَّهُ لَا
يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ (23)
23- (Her şeyi yazdı) Ki, kaybettiğinize
yerinmeyesiniz, size verdiklerine de sevinmeyesiniz, Allah kendini beğenen,
çok öğünen kimseleri sevmez. (Hadid süresi ayet 22,23)
Yunus
Emer bu ayeti,
Ne
varlığa sevinirim,
Ne
yokluğa yerinirim.
Aşkın
ile sevinirim
Bana
seni gerek seni deyivermiş.
Sevindiğimiz
ayetler bizi göreve çağırır ve her haklının hakkını sahibine vermek için
koşarken seviniriz biz.
Şair,
Garaz bir neşe tahsil eylemektir alemde demiş.
Yani
amaç bu dünyada bir neşe kazanmaktır. Biz, bir ayetle sevinen insanlarız.
Her
bir ayet güneşten daha değerlidir.
Güneş,
girdiği yeri aydınlatır, küllüğü kurutur, küllüğü renklendirir.
Gönlünde
ayetler olan bir Müslüman da girdiği gönülleri aydınlatır, süsler, adaleti
sağlar, gam ve kederi sürer çıkarır.