BİZİ ANCAK DİNİMİZ BİRLEŞTİRİR
12/04/2017/Çarşamba
Eşinde aradığını bulamayan yeni evli, sorununu anlatıyor: Evlilik
filmlerdeki gibi değilmiş. Akşam eve geldiğimde güler yüzle karşılayan bir eş beklerken,
dış kapıyı açtığımda Mutfaktan tuzu getir veya suyu unutmuşum, sürahiyi
getir diyen bir ses duyarım. Nerde o gülen yüzler?
Cevap: Hayat, filmlerdeki değil, senin köyündeki, sitendeki,
mahallendeki, şehrindeki hayattır.
Erkeklerimizi de kadınlarımızı da bu ortamda değerlendireceğiz.
Yoksa Nedimin:
Yok bu şehr
içre senin vasfettiğin dilber Nedîm
Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana dediği
gibi hayal aleminde dolaşan hayali oluruz
Filmlerdeki, romanlardaki, kitaplardaki güzel ve doğru hayatlar
örnek olarak alınır ama değerlendirme çevremizdekilerle kıyaslanarak yapılır.
Ekonomik hayat da öyledir.
Televizyondan haberleri dinlerken Kişi başına düşen Milli gelirimiz,
20 bin dolardan 21 bin dolara yükseldi haberi duyduğunuzda iki bini, 12 ayla çarpıp, dört baş nüfusa
böldüğünüzde kişi başına 6 bin Türk lirası çıkınca şaşmayın ve kişi başına bin
beş yüz dolar olduğunu anlayınca nerede benim 18 bin beş yüz dolarım diyerek
kendinizi üzmeyin.
Kapitalist ekonominin hesabı bizim hesabımıza benzemediği gibi
politikacıların hesabı da bizim hesabımıza benzemez.
Haber kanalları akşama kadar birbirlerinin aleyhinde konuşurken
sanki meydan savaşı başlatmışlar gibi değil, sandık savaşı başlattılar.
Onlara bakarak 80 milyonu öyle zannetmeyin.
Dediğimi test için bu gün öğle namazına gidin, Ezandan önce cami önünde
veya caminin çayhanesinde oturun ve orada her partiden cemaatin hiç de kavgalı
olmadıklarını duyacaksınız ve Farz namazı kılarken ayrı partiden insanların omuz
omuza verip aynı yöne döndüğünü, imam efendinin Allahü Ekber/En büyük Allahtır
tekbiriyle namazı tamamladıklarını görürsünüz.
Öğle namazını vaktinde imama uyarak kılmak nasip olmadığı
zamanlarda Fatih Camii, Sultan Ahmet camii, Beyazıt camii gibi Selatin
camilerinde ikindiye kadar namaz kılındığı görülür.
Herkes namazını kendi kılar.
Ama iki kişiden biri öne geçer ve İmam olup Allahü Ekber diyerek
tekbirini alıverince, selam verinceye kadar arkasında bir saf cemaat oluşur.
Saf tutanlar, imamlık yapan zatın rengine, ırkına, diline, patisine,
pırtısına bakmazlar.
Dinine bakarlar o kadar. Hepsi birden, papazın arkasında durmamaya
dikkat ederler.
Bizi, ancak dinimiz birleştirir.
Rabbimiz buyurur:
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ
جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ
كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ
إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا
كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آَيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Hepiniz topluca Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sımsıkı sarılın,
parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize
düşman idiniz de, O kalplerinizi birleştirdi ve O nun nimetiyle siz kardeş
oldunuz. Ve siz ateş çukurunun kenarında idiniz de, O sizi kurtardı. Allah
doğru yola gelesiniz diye ayetlerini işte böyle açıklar. (Al-i Imran süresi
ayet 3/103)