26/03/2019/Salı/Milligazete
Çıkın dışarıya ve baharın yürüyüşünü seyredin.
Deniz kenarından tepelere doğru tırmanıyor bahar.
Bahar, ayak bastığı her yerde hayatı renklendiriyor.
Yağmur damlaları derelere, dereler, ırmaklara, ırmaklar nehirlere dönüşüyor ve denize, göle, gölete, baraja koşarak birlik ve beraberliğin önemini anlatıyor.
Yağmur damlası, ya yaprak üzerine konup yaprakta veya çiçekte meyveye dönüşecek veya denize kavuşarak hayatını devam ettirecek.
Tek başına kalırsa kaybolur.
İslam ümmeti, bizim denizimizdir.
Su, geçtiği yerleri yeşertiyor. Ağaçların köklerinden giriyor ve en yüksek dalın ucundan çiçek olarak görünüyor.
Derelerde coşan sular, deli deli akarken delikanlıların kanları da baharda biraz daha hareketli olurlar.
Güz mevsiminde kırlarda nazlı nazlı otlayan atlar ve kısraklar, bahar mevsiminde çayırlar üzerinde koştururlar.
Otlar, ağaçlar, atlar coşar da insanlar coşmaz mı bu mevsimde..
Kupkuru dallar, kış boyu yapraksız, çiçeksiz, meyvesiz, kar, fırtına, ayaz içinde yaşarlarken umutsuzluğa düşmezler ve niyaza devam ederler.
Baharı bekleyen bülbüller gibi, bahar hazırlığı yaparlar.
Zaman, koşma zamanı,
Zaman, coşma zamanı,
Zaman, çiçek açma zamanı,
Zaman, meyveye durma zamanı.
Sular akarken, çiçekler açarken, kuşlar öterken, yatmak, uyumak, tembel tembel oturmak insana yakışmaz da yaraşmaz da.
Tabiatta dereleri, tepeleri, dağları, ovaları, çiçekleri, çocukları, taşları, kuşları, denizleri, yıldızları yaratan Rabbimin öğrettiği İslam rengine boyayın bütün dünyanın hayatını.
Bastığınız yer yeşersin.
Geçtiğiniz yerlerde çiçekler açsın.
Uğradığınız mekanlarda gam kervanları kalmasın.
Kederler tacirleri iflas etsin.
Can alarak, kan içerek yaşayan vampirler de insana dönsün.
Baharın gelmesi için suyun akması, çiçeğin açması gerektiği gibi, dünyayı Allahın boyasıyla boyamak için Müslümanın da ayağa kalkması gerekir.
Gönlünüzü hoş tutun. Allahın imanla süslediği bu gönül, Amerikanın, Rusyanın, Çinin atom bombasıyla şehit olur ama asla kirlenmez, bulanmaz.
Gül dalında dikenin sayısının gülden daha fazla olduğunu bilir misiniz?
Diken sayısı daha fazladır.
Ama güzel gönüller güle bakarken dikenleri görmezler.
Diken sayıcısı da olmazlar.
Gavurun ve silahlarının sayımını yaparak körpe yüreklere korku yaymayalım.
Kan içen sivrisinek sayımı yapmayalım.
İnkarın bataklığını kurutmaya, bataklıktan gülistan yapmaya çalışalım.
Dikenin dibinde gül yetiştiren Rabbim.
Firavuna, hazreti Musayı besleten Rabbim,
Kuru dalları yeşil yaprak, beyaz çiçekle donatan Rabbim, yürüyen, koşan, çalışan, iyi niyetlerle iş yapan, hiçbir Müslümanı yardımsız bırakmamıştır.
Hayatımızın kılavuzu olan kitabımız Kurandan neyi nasıl yapacağımızı öğrenmek için her gün ona müracaat ederken o Kuran, bize:
فَانْظُرْ إِلَى آَثَارِ رَحْمَةِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا إِنَّ ذَلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَى وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Allah'ın rahmetinin izlerine bir bak, ölümünden sonra yeryü-zünü nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri işte böylece diriltir. O her şeye gücü yetendir. (Rum süresi ayet 30/50) buyurarak tabiatı da okuyup anlamımızı emreder.