ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    BAKIŞ AÇISINI 360 A ÇIKARMAK


    BAKIŞ AÇISINI 360 A ÇIKARMAK

    19/06/2020

    Mahmut Toptaş

    Tezini tetkik için tez hocasına veren ve heyecanla kabul haberini bekleyen birini dinledim ve kendisine “Merak etme kabul edecek” dedim.

    “Nerden biliyorsun?” deyince,

    “Sen, her konuda o güne kadar konuşulmayan bir açıdan ama olumlu yaklaşan bir bakış açısıyla o olayı açıklıyorsun. Profesörünüz ise bu güne kadar  okuduğu tezlerde, kendisinin aklına gelmeyecek bir şey okumadığından, senin bu tezinde birkaç tane açıklamanda onun ufkunu açacağından senin tezini kabul edecek” açıklamamın ardından kabul edildiği haberi gelmiş.

    1965 yılından itibaren Almanya’ya işçi olarak giden bir çok işçimizin “Bu televizyonu bana fabrikam verdi. Çalıştığım bölümde “Şurasını böyle yaparsanız daha kolay ve üretim hızı artar…gibi teklifimi haklı buldular ve bunu bana hediye ettiler” derlerdi.

    Yeni nesil Almanya’da doğdu, orada okudu ve oranın mantığıyla yetiştiği için iki kültür arasında bocaladığından bir şey çıkmıyor.

    Bir arkadaşım, Arapça bir tefsir kitabını açtı ve “şurayı bir oku” dedi.

    Arapçasını okudum. “Yahu günlerdir işin içinden çıkamadım o kelimeyi Yeka, yeki, yüka, okuyorum olmuyor, keva, keyye, veka kökünden alıyorum olmuyor. “Demek benim okuyamadığım kelime “yeni dünya” öylemi? “dünya” kelimesini okuyorum da başındaki kelimeyi okuyamadım” demişti.

    Bu hepimizde olur, son iki yüz yılda yazılan Arapça eserlerde Amerika’nın adı “Yeni dünya” dır. Ben onu bildiğim için okuyabildim. Okuyamayan arkadaşın Arapçası da çok iyidir.

    Bu gibi durumlarda bildiğinizin dışına çıkarak bakmaya da alıştırmak gerekir.

    Hazreti Ömer zamanında İran’ın fethiyle Emevi’ler zamanında İranlı Bermeki ailesi, şehirlerin imarında ve devlet yönetiminde çok büyük katkılar sağlamışlardır.

    Dışardan bakanların, dışardan gelenlerin bilgi, görgü ev becerilerinde  muhakkak farlılıklar da olacaktır.

    Bunların iyisi vardır, kötüsü vardır.

    Harun’u Reşid, eski Ateşe tapanların tapınağını yıkma kararı aldığında Cafer Bermeki, “Efendim buraları yıkmayın. Sizden sonra gelenler, ‘buraları yapanlar, çok güçlüymüş ama bizim ecdadımız daha güçlüymüş ki bu binaları yapanları mağlup ederek buraları fethetmişler’ derler” demiş.

    Harunu Reşid, “Seni gizli ateşperest seni, atalarıyın tapınağını korumak için bu mantığı öne sürüyorsun” der ve yıkmayı başlatır.

    Aradan aylar geçer bir adım yıkım sağlayamazlar. Uzmanlar, yıkımın yıllar alçağını söylerler.

    Harun, Cafer Bermeki’yi çağırır ve “Senin dediğin gibi, gelecek nesillerimizin iftihar etmesi için yıkımdan vazgeçtim” deyince

     Cafer Bermeki, “Efendim kaç yıl sürerse sürsün, yıkıma devam edin ve temelde bir bir tek taş bile kalmasın. Yoksa yıkımı bırakırsanız, ‘Ateşgedelerin yaptığını, yıkmaya Harun’un gücü yetmedi’ derler” demiş.

    Daha ziyade sosyal konularda batıda doktora yapan insanlarımız pekiyi derce ile doktor olurlarmış. Sebebi de o konuda o güne kadar tez hocasının duymadığı şeyleri okumasından kaynaklanırmış.

    Beyin gücüyle iş yapanlar da, ayrı ülkelerde kendini o sahada öne çıkaranları şirketlerinde toplalarmış.

    Kavgada bile iki arkadaştan biri, “Arkamı koru” dedikten sonra sırt sırta verip 360 dereyi görür hale gelirler.

    İslami eserlerimizi yazanlarımız, Mekki, Medeni, Küfi, Basri, Şami, Mısri, Endelüsi, Buhari, Yemani, San’ani, Amidi, Bağdadi…gibi ayrı şehir ve ülkelerdendirler.

    Biz, Rabbimizin:

    يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ (13)

    13 Ey insanlar, biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Tanışasınız diye sizi milletler ve kabileler halinde kıldık. Şüphesiz Allah katında en değerli olanınız, takvada en ileri olanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat süresi ayet 49/13)

    Ayetine uyarak, insanları değerlendirirken Allah celle celalühün ayetine uyarak, ırk, renk, bölge, sosyal statüsüne bakarak değil,  Allah’ın kurallarına göre hareket etmesine bakarız.