BU GÜNLERDE DİLİMİZE
SAHİP OLALIM
İftira, kime yapılırsa
yapılsın yasaktır günahtır.
Siyasi rakibiniz,
ticari rakibiniz, sanayi deki rakibiniz, sanattaki rakibiniz, spordaki
rakibiniz, ilimde rakibiniz, harp sahasındaki düşmanınız... kim olursa olsun
iftira ile sonuç almak yasaktır. Örneğimiz Makyavelli değil, Hazreti Ademden
Hazreti Muhammede kadar bütün peygamberlerdir. (Sallallahü aleyhim ve sellem)
Musa aleyhisselam, en
azılı düşmanı olan Firavun karşısında başarılı olmak için ona iftirada
bulunmadığı gibi yaratılış kusurlarını da başına kakmamıştır, çünkü onu yaratan
Allahtır.
Rakibinizin yaratılış
kusurlarını söylediğinizde onun gönlünü kırdığınız gibi asıl onu yaratana söz
etmiş olursunuz.
Rabbimiz, bu gün
dünyanın baş belası olan Yahudiler ile Hıristiyanlar için bile:
وَلَا
تُجَادِلُوا أَهْلَ الْكِتَابِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِلَّا الَّذِينَ
ظَلَمُوا مِنْهُمْ وَقُولُوا آَمَنَّا بِالَّذِي أُنْزِلَ إِلَيْنَا وَأُنْزِلَ
إِلَيْكُمْ وَإِلَهُنَا وَإِلَهُكُمْ وَاحِدٌ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ (46)
46-
Ehl-i Kitapla en güzeliyle mücadele et. Ancak onlardan zulmedenler hariç. Onlara
şöyle
söyleyin:
"Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da,
sizin ilahınız da birdir. Biz Ona teslim olmuşuz."
Buyurmuş.
(Ankebut süresi ayet 46)
Ehli
kitapla tartışırken güzel söz ve davranışlardan ayrılmayacağız
ama güzellikten anlamayan, söz dinlemeyen, ağzıyla değil koluyla ve silahıyla konuşanları
istisna etmiş ve onların dilinden konuşmaya izin vermiş.
İyilikle mücadelede nasıl konuşacağımızın
da sınırını belirlemiş ve Bize indirilene de, size
indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir. Biz
Ona teslim olmuşuz."
Dememizi istiyor.
Yoksa nazik davranacağız diye
cehenneme doğru giden bu Allahın kulu, Hazreti Ademin çocuklarına Yolunuz
açık olsun, doğru yoldasınız, devam edin deme günahını işlemek, Allahın davet
metoduna uymaz ve o kullarının cehenneme gitmesine sebep olmaktan yargılanırız
yüce divanda.
Rabbimiz akıllı Müslümanları tarif
ederken:
الَّذِينَ
يُوفُونَ بِعَهْدِ اللَّهِ وَلَا يَنْقُضُونَ الْمِيثَاقَ (20)
20-
Onlar ki, Allah'ın ahdini yerine getirirler ve andlaşmayı
bozmazlar.
وَالَّذِينَ
يَصِلُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَنْ يُوصَلَ وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ
وَيَخَافُونَ سُوءَ الْحِسَابِ (21)
21-
Onlar ki, Allah'ın ulaştırılmasını
istediği
şeyi
ulaştırırlar.(Allah'ın kitabını kendilerinden sonrakilere
ulaştırırlar,
Sıla-i rahim yaparlar.) Rablerinden korkarlar ve
hesabın kötüsünden
de korkarlar.
وَالَّذِينَ
صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنْفَقُوا مِمَّا
رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ
أُولَئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ (22)
22-
Onlar ki, Rablerinin vechini/rızasını arayarak sabrederler, namazı dosdoğru
kılarlar, onlara verdiğimiz
rızkdan gizli ve açık onlara dağıtırlar, kötülüğü iyilikle giderirler.
İşte
onlar için yurdun (hayırlı) sonucu
vardır.
جَنَّاتُ
عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آَبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ
وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلَائِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ (23)
23-
Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden,
çocuklarından salih olanlar da oraya girecekler. Her kapıdan onların üzerine
melekler girerler.
سَلَامٌ
عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِ (24)
24-
"Sabrınız sebebiyle size selâm olsun. (Dünya) yurdunun sonucu ne güzel "(derler).(Rad süresi ayet 20-24)