ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    DİKKATLİ OLALIM



    Hazreti Ömer’in kırkıncı Müslüman olduğunu biliriz de kaçıncı yılda Müslüman olduğunu yalnız ilgilenenler bilir.

    Siyer kitaplarına yeniden baktım, altı yıl sonra Müslüman olmuş.

    Yani sevgili peygamberimiz, tebliğine başladıktan sonra altı yıl geçmiş daha Müslümanların sıyısı kırka yeni varmış.

    Acelesinden başarılı olamayan kardeşlerimizin dikkatine sunarım.

    Altı yıl tebliğin sonunda kırk Müslüman.

    Sevgili peygamberimizin Medine’ye hicretinin ilk yılında yaptığı işlerin başında Müslüman nüfusun sayımını yaptırmasıdır.

     Buhari’nin Sahihinde K. Cihad bab 177, hadis no 2895 de sahabe sayısının bin beş yüz olduğu, bir rivayete göre altı yüz ile yedi yüz arasında olduğu bildirilirken, Müslim, Sahih, K. İman bab 67, hadis 149 da altı yüz ile yedi yüz arasında olduğu haber veriliyor.

    İhtilaf galiba altı yüz ile yedi yüz arası rakamı erkeklerin sayısını, 1500 ise toplamı ifade diyor.

    Altı senede kırk kişinin Müslüman olmasından dolayı sevgili peygamberimiz hiç bir zaman ümitsizliğe düşmemiştir.

    On üç yıllık Mekke döneminde 1500 arkadaşa/Ashaba sahip olmuş.

    21 yıl sonra Mekke’nin fethi için on bin arkadaşıyla hareket etmiş.

    Mekke’nin fethinden sonra iki yıl içinde yüz binin üzerinde insan Müslüman olmuş.

    Rabbimiz, sevgili peygamberimizi ve ona iman edenleri tarif ederken şöyle haber vermiş:

    مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِمْ مِنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنْجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآَزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آَمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا (29)

     “Muhammed, Allah'ın Rasülü'dür. Onun ya­nında olanlar kâ­firlere karşı çetin, kendi arala­rında merhametlidirler. Onları Rukü ve secde ede­rek Allah'tan lütuf ve rızasını dilerken gö­rürsün. Yüzle­rinde sec­delerin izin­den nişanları vardır. Onların Tevrat'taki vasıfları ve İncil'­deki misalleri: Filizini çıka­ran ekin gibidirler. Onu güçlendirdi ka­lınlaştı. Derken gövdesi­nin üs­tüne dikildi. Ekenlerin hoşuna gider, (Müslümanların) onlara karşı (Güçlenmesi) kâfirleri de öfkelendi­rir. Allah onlar­dan iman edip ameli salih işleyenlere mağfiret ve büyük bir mükâfat va'detmiştir.” (Fetih süresi ayet 29)

    Müslümanların gelişmesini ekine benzetmiş.

    Ekim ayında ekilen bir buğday tanesi altı ayda bir karış boy alır. Nisan ayından itibaren her gün boy almaya devam eder ve iki ayda bir metrelik boya ulaşır.

    Onun için Nasr süresinde:

    إِذَا جَاءَ نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ (1)

    1- Allah'ın yardımı ve fethi geldiğinde

    وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا (2)

    2- İnsanları, Allah'ın dinine topluca akın akın  gir­diğini gördü­ğünde...” buyurmuş ve topluca kabilelerin ve devletlerin Müslüman olacağına dikkatimizi çekmiş.

    Tarihte gördüğümüz gibi günümüzde de bunun gerçekleşmekte olduğunu görüyoruz.

    Mekke’de saldırgan Mekkeli müşriklere karşı savaş izninin verilmediği bir dönemde Adiyat süresi indirilir:

    وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا (1)

    1- Harıl harıl koşanlara,

    فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا (2)

    2- Çarpa­rak ateş saçanlara,

    فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا (3)

    3- Sabahleyin baskın yapanlara,

    فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا (4)

    4- Orada tozu dumana katanlara,

    فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا (5)

    5- Orada (düşman) topluluğunun orta­sına da­lanlara yemin ol­sun ki!,

    إِنَّ الْإِنْسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ (6)

    6- Şüphesiz insan Rabbine karşı nankördür.

    وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ (7)

    7- Muhakkak O da buna şahittir.

    وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ (8)

    8- Şüphesiz o, mal sevgisinde çok katıdır.

    أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ (9)

    9- O bilmiyor mu ki, kabirler­deki çıkartıldığında,

    وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ (10)

    10- Göğüslerdeki toplandığında,

    إِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَبِيرٌ (11)

    11-- Şüphesiz o gün Rab'leri onlardan haberdar­dır.”

    Müslümanların çağının ulaşım araçlarını kullanması, beyinlerde kıvılcımlar meydana getirmesi, toplumların tam ortasında bulunması ve etkisini göstermesi çalışmalarına teşvik eder.

    Nankör değil bonkör olmamız, dünyanın en değerli servetlerine değil, onları yaratana rağbet etmemiz, yarın kıyamet gününde içimiz dışa çıkacağından gönlümüz ve eylemlerimizin tamamının doğru ve güzel olmasına dikkat etmemiz istenmektedir.

    Dikkatli olalım, Rabbin rızasına kilitlenelim.