DİLLERDE ZİKR OLAN, HAVA GİBİ HER EVE GİREN ADALET
25/08/2020
Mahmut Toptaş
Havadan, sudan, topraktan, güneşten, meyvelerden, sebzelerden
şikayet eden yoktur.
Onları kirletenlerden veya daha fazla kazanmak için içine zehir katan insanlardan şikayet vardır.
Tabiatı yaratan Rabbimizin yarattığı hiçbir şeyden şikayet yok.
Tabiat kanunlarına insan kuralı değdiği anda şikayetler başlıyor.
Şu anda dünya bir yangın yerine çevrilmişse, medeni diye kabul ettirilen zorbaların kendi çıkarlarını koruyan kanunlarının ilahi kriterlerin önüne geçirilmesi veya bazı ülkelerde ilahi kriterlerin içine insani kriterlerin yerleştirilerek zararlı hale getirilmesi olayıdır
Güneşten hiç şikayetçi olan yok.
Her ne kadar sıcaklardan bunalan bir vatandaşımız, güneşe kurşun sıksa da, onun bulunduğu bölgede o mahsullerin olgunlaşması için o sıcağa ihtiyaç vardır.
Kutuplarda, güneş görmeyen yerler, bir saat gören yerler gibi
çok az güneş gören yerlerde de o kadar güneşe ihtiyaç vardır.
Ekvator güneşi kutuplarda da olsa, buzullar eriyiverir ve dünyanın dengesi bozulur.
Güneşi, suyu, havayı, toprağı
yaratan Rabbimizdir.
Hazreti Ademden bu güne kadar geçen zamanın hesabını bilmediğimiz kadar eski olmasına rağmen havadan şikayetimiz yok da, havayı kirleten kapitalist, çıkarcı, semirgen ve sömürgenlerden şikayetimiz vardır.
Tabiatı ve kanunlarını yaratan Rabbimiz, bütün bu yarattıklarını insanlar için yarattığını, ayni sofrayı insanlığın önüne seren Rabbimiz, kimsenin kimseye hakkı geçmemesi, kimsenin diğerine zulüm, işkence yapmaması, kimsenin diğerini rahatsız etmemesi için herkesin hak ve sorumluluklarını belirleyen kitap indirmiş, o kitabın nasıl anlaşılacağını ve nasıl uygulanacağını göstermek üzere peygamberimiz Muhammed Mustafa salllallahü aleyhi ve sellemi peygamber olarak göndermiş.
Öyle bir kitap ki, iki yüz devletin bir araya gelerek yaptıkları kanunlardan daha faydalı.
Çünkü Kuran-i Kerimi indiren Allah celle celalüh yarattı o iki yüz devletin temsilcilerini, hukukçularını, siyasilerini.
Rabbimiz bir anlığına o iki yüz yetkiliyi kendi hallerine bırakıverse, dünyanın hiçbir hastahanesinde hiç bir doktor geriye çeviremez.
İlahi kriterlerle dolu öyle bir kitap ki, kriterleri dillerde zikir olarak okunur.
Kriterleri uygulayan ümmetlerin ve uygulamayan zalimlerin sonlarını da haber verir.
Allahın kriterlerini uygulayan peygamberlerle, kendini tanrı olarak ilan eden Firavunların, Nemrutların, Karunların, Hamanların kötü biten hayatlarını anlatırken yaşanmış olaylar içinde verir ve okuyan seksenlik nine ile yedi yaşındaki kızımız, oğlumuz ve seksenlik dedemiz, yaşlarına göre ibret alır, sevab alır, mutlu olur, Rabbimin kelamını dinliyorum, okuyorum, sevaba giriyorum, hayatımı evrenin yaratanın kitabına göre düzenliyorum havasında yaşarken adalet hava gibi toplumun bütün bireylerini kuşatır.
İnsani kanunlar gibi, yalnız hakimlerin, savcıların, avukatların tekelinde olmaz.
İlahi kriterler, top yekun bütün bir milletin kanı olur, canı olur, uğrunda can vereceği haline gelir.
Maddeleri dillerde söylenir.
Aile hukuku da, ceza hukuku da, kamu hukuku da, özel hukuk da evlerde okunurken ibadet kastıyla okunur.
Böyle bir hayat yaşayan Müslüman, suda balık gibi ilahi adaletin içinde yüzer gider.
Havadaki kuş gibi, ilahi kriterlerin içinde uçar gider.
Tecvidle okurken kulağın gıdasının da verildiğini unutmamalı.
Dünyada şu anda bütün kanunlar, insan mahsulü olduğundan, insan da yarının ne getireceğini bilmediğinden bu güne göre çıkardığı kanunun yarın değiştirilmesi gerektiğinden,
Her milletin kendi kanunları kendi çıkarlarını öne aldığından, kanunların madde ve kelimelerinde kapitalizm, sosyalizm, baskıcılık, sömürgenlik, ezmek
gibi kokular gelir.
Ve o kanunlar yalnız mahkemelerde, avukatlık bürolarında okunur.
İlahi kriterlerin ana kitabı Kuran-i Kerim, derelerde, tepelerde, evlerde, dairelerde, mahkemelerde, tarlalarda, karakollarda, kışlalarda, kulübelerde, plazalarda okurken mutlu olmak istendiğinde, sorunlarına çare aramak istediğinde, gönlüne baskın yapan keder bulutlarını dağıtmak istediğinde okunabilecek hayat bilgisi kitabıdır..
Bize, hayat verenin gönderdiği hayat bilgisi kitabı.
İlahi adalet, hava gibi, su gibi, güneş ışını gibi, bütün bir milletin gönüllerine giren, dillerinde zikir olan, kulaklarında nağme olan, hayatlarını düzenleyen olmalıdır.