ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    DAHA ÖNEMLİYİ ÖNE ALALIM


    DAHA ÖNEMLİYİ ÖNE ALALIM

    26/09/2017

    Bin dört yüz yıl öncesinde yaşayan insanların durumunu hayal etmemiz bile mümkin değil.

    Çeşitli ülkelerin tarihlerinden bize sızan haberleri okuyarak bilgi sahibi oluyoruz ama yine de hayali zor.

    Yirmi yıl öncesi İstanbul’un sokaklarında çöp yığınlarının olduğunu, suların kesik olduğunu anlatsanız yirmi beş yaşındaki askerliğini yapmış üniversite mezunu delikanlıya bilgi verirsiniz ama hayal ettirmeniz zor.

    Miladi takvime göre  sevgili peygamberimiz 610 yılında peygamber olarak görevlendirilir.

    Bütün insanlığa müjdeci, uyarıcı, davet edici, aydınlatıcı ve eğittiği insanlara örnek olurken aynı zamanda onların bilgilerinin, davranışlarının şahidi olarak gönderilen peygambere inen ilk ayetlere baktığımızda Mekke toplumunda kadınların ve erkeklerin fuhuş yapmaları, su yerine şarap içildiği, faiz yoluyla zenginlerin fakirleri ezdiği konuları dile getirilmemiş.

    Önce “Oku” demiş ve neyi okuyacağını da söylemiş.

    “Yaratan Rabbinin adıyla oku” dedikten sonra okuyacağı ayetleri de indirmiş.

    Sevgili peygamberimiz de sarhoşuna da faizcisine de katillere de, fuhuş yapanlara da, Kur’an okumaya devam etmiş.

    Önce Allaha imana davet etmiş.

    Kabul edenlere Kur’an’la bildirilen ameli salihi/Kur’an’a göre davranma ve Allah’ın emrettiklerini yerine getirmeyi öğretmiş ve insanca yaşamanın yollarını göstermiş.

    Mekke’den Medine’ye hicretten sonra inen ayetlerle, topluma zarar veren yasakları bildiren ayetler nazil olmaya başlamış.

    Bir kısım arkadaşlarımız, Allaha iman etmeyen erkeğe viskinin haramlığını anlatarak kavga çıkarıyor, bir kısım inkarcı kadının başörtüsünün olmadığını sorun ediniyor ve kavgaya sebep oluveriyor.

    Ayetlerin iniş sırasını bilmek, insanlara tebliğ ederken sıralamayı da bilmek demektir.

    Din, Allah’ın indirdiği dindir.

    Tebliğin metodunu da o öğretir.

    Onun sıralamasına dikkat etmemiz gerekir.

    Mekke’de iman, ahlak, yardımlaşma… Kur’anın her haberine kulak verme eğitiminden geçen o Ashabı kiram, Medinen’de uyuşturucuyu yasaklayan ayet nazil olduğunda aynı gün şarap küplerini devirivermişler.

    Uyuşturucu almış, bayram namazından başka namaz kılmayan adama uyuşturucunun haramlığını anlatmanın hiçbir faydası olmadığı gibi zararı bile olur.

    Batı değerlerine göre yetiştirilmiş dünyadaki bir milyon tıp doktoruna sorulsa “viski, votka, rakı, şarap gibi içkiler uyuşturucu mudur” denilse “Evet uyuşturucudur” derler.

    Peki bunları içene zarar verir mi” denilse “Evet zarar verir” diyorlar.

    “Öyle ise yasaklayalım mı” diye sorulsa çoğunluğu “Hayıııır” dedikten sonra kendilerinin kafasını şartlandıranların mantığı içinde açıklamalarda bulunurlar.

    Bu türden insanların bağlandığı yerle bağını koparmadan ve onu kendisini yaratana bağlamadan, daha uygun ifade ile kula kul olmaktan uzaklaştırıp Allaha kul olması sağlanmadan haramlarla korkutmanın faydası olmaz.

    Hazreti İsa’nın Allah’ın oğlu olduğuna inanan bir rahibenin örtülü olmasının ona hiçbir faydası yok ki.

    Ona başörtüsünden değil, İsa aleyhisselamın peygamber olduğundan ve Allah’ın yarattığı hiçbir şeyi oğul veya kız edinmediğinden anlatılacak.

    İhlas/Kul hü süresi okunacak ve manası anlatılacak.

    Beş vakit namazı kılmayan adama “nafile namazları say bakalım” demenin hiç anlamı yok.

    “Ama bizim halkımız Müslüman, biz Müslümanlara konuşuyoruz” derseniz, beş vakit namazını camide cemaatle kılan Müslümanlarımıza camiden çıkarken İhlas süresi okutun bakalım “Kulhü” mü diyecek “Kulfü” mü diyecek. Manasını bilen yok zaten.

    Bu cemaatimize biz, tatlı dil, güler yüz, bal gibi sözlerle İhlas seresini doğru olarak okumasını, bu süre ile ateistlere,

    “İsa, Allah’ın oğludur” diyenlere,

    “Allah’ı kim yarattı” diye soranlara,

    “Birleşmiş Milletlerin kriterleri ile Avrupa Birliği kriterlerinden başka kriter kabul etmeyiz” diyenlere,

    İhlas süresinin cevap verdiğini anlatalım.

    Mesela bu hafta camide, okulda, karakolda, kışlada, adliyede, tarlada, bağda bahçede, kahvede, gazetede…her yerde bütün sohbetlerimiz İhlas süresi üzerine olsun.

    Köy, mahalle ve şehrin konusu bu hafta İhlas süresi olsun.

    EHEMMİ, MÜHİMME TERCİH EDELİM.