DAYAKÇI POLİS NE YAPSI
Çok çok liberal olarak bilinen işadamlarımızdan birinin avukatıyla onun işyerine uğrayıp birlikte bir yere gideceğiz.
Patronun işyerini yönetenin odasında çay içerken bir trafik komiseri içeri girdi ve o yöneticiden bu kış gününde arkadaşlarının Güneydoğuya sürgünlerinin durdurulmasını istiyordu.
Benim tefsir derslerine katılan avukat, durumu öğrenmek için komisere durumu sordu.
Komiser: Patronun arabasını süren şoförle trafik arabası çarpışmış. Arabanın içinde patron yok. Trafik ekipleri gelmiş ve kabahatin patronun şoföründe olduğu raporunu yazmış. Bunun üzerine çarpışan polisler ve rapor tutan polislerin tayini kış gününde doğuya yapılmış. Ben bunların tayininin durdurulması için geldim dedi.
Avukat, yöneticiye: Ayıptır, günahtır. Derhal durdurun dedi.
Yönetici: Haklısın. Ben patrondan durdurulması için istirhamda bulunacağım dedi.
Şimdi bu trafik görevlilerinin bir gariban bulduklarında o kızgınlıkla neler yapabileceklerini düşünün.
Bir öğretmen arkadaş anlatıyor: Filanla (Güneydoğulu bu kişiyi ben tanıyorum) Yeşilköyde çok pahalı bir arabayla giderken trafik polisi durdurdu.
Polis, ehliyet istedi, Yok cevabı verdi.
Ruhsat dedi, yine sert bir şekilde Yok dedi.
Arabadan in dedi.
Sen indir dedi.
Ekip çağıracağını söyleyince yanımdaki küfretti.
Polis, eliyle işaret ederek buyurun dedi.
Şimdi hemen arkadan gelen beş bin dolara alınmış arabanın sahibine neler yapabileceğini siz hayal ediniz.
1991 yılında Ayasofya Camii imamı iken her sabah namazı camiye giderken beni ve 1977 model arabamı durduran trafik polisi bir de dönerken durdururdu.
Bunlar yirmi yıl otuz yıl öncesinin olayları.
Herhalde düzelmiştir derken Fatih semtinde bir düzine polisin bir vatandaşı gece vakti, eşinin gözler önünde evire çevire dövdüğünü gördük televizyondan.
Sebepler:
Birinci ve en önemli sebep eğitim eksikliği.
Ama bu çocuklar üniversite mezunu ve İngilizce biliyorlar
İngilizce bilmek eğitimli olmayı gerektirseydi, her çeşit suçun en fazla işlendiği Amerika, melekler ülkesi olurdu.
İslam eğitiminden uzak tutulduk ve Eşeğini dövemeyen semerini döver eğitiminden geçtik.
Siyasiye, patrona, teröriste ağız açamayanlar, gariban vatandaşı döverek içlerinin ezikliğine merhem sürüyorlar.
Ben, yine de o polislere değil onları o hale getiren eğitime kabahat buluyorum.
Efendim batıda bunlar olmazmış.
Obama, Cumhurbaşkanlığı seçildikten biraz sonra bir zenciyi evin içinden zorla karakola götüren ve onu itiraf ettirinceye kadar döven Amerikan polisini ne çabuk unuttuk.
Yine aynı haberden öğreniyoruz ki o zenci Üniversitede Profesör.
Villa kendisine ait. Kendi evine giren zenciyi, kültürlü Amerikan polisi, hırsız zannederek karakola götürür ve onun ev sahibi olduğunu profesör olduğunu kabul etmez.
Zenciden Profesör mü olurmuş, zenciden villa sahibi mi olurmuş.
Bir şişe şarabı içen ister Türk, ister Amerikalı, ister Japon olsun hiç fark etmez hepsi araba sürerken S çizerek, yalpalayarak gittiği gibi materyalist, maddeci eğitimden geçen her ırktan insan da, insana değil maddeye önem verir.
Cop kırılırsa üzülürler ama insanın kolu kırılırsa yürekleri serinler.
En iyi eğitimlisi ve halkının yüz elli milyonunun oyunu alan biri petrol için bir buçuk milyon Müslüman öldürdüğünü ve de öldürmeye devam ettiğini dünya gördü.
|
|
|