DEPREME DAYANIKLI ADAM YETİŞTİRME TEKLİFİM
DEPREME DAYANIKLI ADAM YETİŞTİRME TEKLİFİM 04/11/2020 Mahmut Toptaş Dünkü Deprem yazımı okuyan arkadaşım soruyor, Genelde tespitinden sonra teklifini de yazardın ama bu yazında Depreme dayanıklı adam ın nasıl yetişeceğini yazmamışsın dedi. Ben de 1999 Gölcük depremi üzerine Altınoluk dergisinde yayınladığım yazımı tekrarlıyorum buyurun:
..
. Peki depreme dayanıklı adam nasıl yetişir? Rabbimiz A'raf suresinin 58. ayetinde iyi topraktan iyi mahsul yetişeceğini haber verir, kötü topraktan da zorla kötü mahsul çıkar anlamında: وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَالَّذِي خَبُثَ لَا يَخْرُجُ إِلَّا نَكِدًا كَذَلِكَ نُصَرِّفُ الْآَيَاتِ لِقَوْمٍ يَشْكُرُونَ Güzel ülkenin/toprağın bitkisi, Rabbinin izniyle (güzel ve bol) çıkar. Kötü olanınki ise zor çıkar. Şükreden bir kavim için ayetlerimizi biz, böyle açıklarız. (Araf süresi ayet 7/58) buyurur. Bedenlerinde haram lokma olmayan, ekmeğine yetimin gözyaşı, işçinin ödenmemiş hakkı, karşılığı verilmemiş alın teri karışmayan, şöhrete boyun eğmemiş, harama uçkur çözmemiş bir erkekle bir kadının Allah'ın koyduğu kurallar içinde birleşerek meydana getirdikleri çocuklarının kulağına doğduğu gün ezan okuyarak, büyük olarak yalnız Allah'ı tanıtarak, depreme dayanıklı adamın yetiştirilmesine başlanır. Bedeni helâl ve temiz olan tabii gıdalarla beslenirken ruhu da tabiatı yaratan Allah'ın sözleriyle gıdalanır. Kur'an onun kalbinin kandili, aklının delili, gönlünün baharı, gözünün nuru, kulağının nağmesi, dilinin zikri olur. Kışın mayoyla, yazın paltoyla dolaşmadığı, tabiat kanunlarına uygun olarak ziraat yaptığı gibi bedenin de tabiiliğini bozmaz. İnkârdan, isyandan, yalandan fuhuştan, köşe dönmekten, yetim malı yemekten, hazine boşaltmaktan nefret eder. Gül güzel kokularını saçarak sinekleri yanından uzaklaştırdığı gibi depreme dayanıklı adamı da tepeden tırnağa kadar Kur'an edebiyle edeplenir. Efendimizin hayat kumaşını kendine örnek edinir ve onun rengini çizgisini, desenini kendi hayat kumaşına dokur. Edepsizler edebin manyetik alanına yaklaşamazlar ve ona zarar veremezler. Gül yaprağına sineğin konamadığı gibi. Tabii gıdaların helâl ve temiz olanını yiyen, sözlerin en güzelini dinleyen insan, sokak süpürürken, ülkeyi yönetirken, ev yaparken, dikiş dikerken sevgili peygamberimizin: عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ إِذَا عَمِلَ أَحَدُكُمْ عَمَلاً أَنْ يُتْقِنَهُ "İşini sağlam ve güzel yapanı Allah sever" (Ebu Ya'la, Hazreti Aişenin rivayet ettiği Hadisleri, Taberaniden naklen keşfûl hafa 1/245) hadisine uyarak işini sağlam ve güzel yapar. Yapılan işten fertlerin veya toplumların faydalanmasına, faydalı işin sağlam olmasına ve estetiğine dikkat eder. Çünkü "Allah iyiliği güzel yapanları sever" anlamında: وَأَنْفِقُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا تُلْقُوا بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ وَأَحْسِنُوا إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ Allah yolunda infak edin (harcayın). Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın ve iyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever. (Bakara süresi ayet 2/195) buyurur. Hak'tan gelen hukukun aydınlığında yürür. Dünya gölge gibi arkasından gelirse sevinmez. Gelmezse üzülmez. (Hadid süresi 23) Kanun kırbacıyla toplumu adam etmeye, insanları okullardan alıp hapishanede eğitmeye, para, kadın, makam, şöhret, rüşvet, tehditle insanları uyutmaya yeltenmez. Adaletle ihsan arasında yaşamaya ve yaşatmaya çalışır. Yasa koyucusunun dahi aklını karıştıran deprem kanunlarının yüzlerce maddesi arasına girmeden ve boğulmadan Rabbinin: إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفًّا كَأَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ Şüphesiz Allah, kendi yolunda, birbirine kurşunla kaynaştırılmış bir binanın (tuğlaları) gibi, saf bağlayarak savaşanları sever. (Saf süresi ayet 61/4) tarifine uygun mümin olmak için kalbiyle, kalıbıyla, malıyla, kardeşine omuz vermeye koşar. Eşeğin kazığa bağlandığı gibi altına, dolara, liraya bağlanmaz. Denizlerden daha geniş yüreğe sahiptir. Gönül denizine altın yüklü gemiler girse onu bulandıramaz. Tırlar dolusu inci mercan çıksa strese, sıkıntıya sokamaz. Dünyanın en değerli varlığı annesi, babası, eşi göçük altında kalsa ilk önce "İnna lillahi" ayetini okur. "Allah'a aidiz. Ona dönüyoruz" der ve onların şehidliğini müjdeleyen peygamberinin sözüyle teselli bulur. Ölen ciğerparesi yavrusunun cansız tenini kucağında taşırken göz yaşarır, gönül ağlar ama çocuğunun cennete uçtuğunu, bir gün orada buluşacaklarını düşünür ve Allah'a teslim olur. Depreme dayanıklı adam iş görür. Rejimin verdiğini yutanlar, dediğini tutanlar televizyonlarda örnek insanlar olarak takdim edilenler, depremin ilk günlerinde Bodrum ilçesindeki barlarda köpük dansları yapmaları devlet ricalinin de yüzünü kızarttı diyemem. Onlara gelin depremzedelere yardım edin demediler de depremzedelere yardıma koşan depreme dayanıklı adamlara "Siz burayı terk edin. Bizimkilerin imtihan sınıfından kaytardığı belli olmasın" dediler. Desinler. Kovsunlar. Allah'ın illeri de çok, kulları da çok. İçimizdeki ışık bizimle olduğu sürece nereye sürerlerse orada ışık veririz. İslami hizmetlerinden dolayı hapse atılan insanlarımızın hapishanede irşad ettiği eski mafya elemanları, özgürlük yanlıları hapishaneden çıkınca bütün güçleriyle Hakkın hakimiyeti için çalışıyorlar. Depreme dayanıklı adam gevşemez, üzülmez öfkesini yutmasını bilir. (Ali imran 139) Dindaşını sırdaş edinir (Ali imran 118) işlerini istişare ile yapar (Şura 38) Düşmanını bile esir edince en sevdiğinden yedirir. (İnsan 8) Deprem bölgesine ilk varanların İslami hizmet veren kuruluşlar olduğunu yetkililer üzülerek ifade ettiler. Düşmanını doyuran bu insanlar sırdaş edindiği dindaşına elinden gelse ciğerini çıkarıp verir. Verdiğinin karşılığında makam, mevki, ihale oy beklemediği gibi Kur'a'nın ifadesiyle teşekkür bile beklemez. (İnsan süresi 9) O zor günlerin adamıdır. Zoru göğüsler (Beled 12-16) Zor günlerde kolay yaşayan, işçinin alın terini, yetimin gözyaşını ışıklı salonlarda köpük danslarında heba edenlerin bile ahirette zor günler yaşamasın diye yine de onların gönüllerinde Kur'an'ın baharının açması için her zorluğa katlanır. İşte depreme dayanıklı adam böyle olur.
|
|
|