DOMUZ GRİBİ VE ŞAŞTIKLA
Bazı hastalıklar vardır geldiği zaman o bölgeyi kırıp geçiriyor.
Bazı hastalıklar da vardır ki adı geliyor kendisi hiç gelmiyor.
Alem-i İslâm isimli iki ciltlik eserin sahibi Abdürreşid İbrahim Efendi, Hastalıklar içinde en akıllısı kolera hastalığıdır. Her sene takvime bakmadan Hac mevsiminin geldiğini bilir ve ortaya çıkar. Böylece Rus hükümeti kolerayı bahane ederek Rus yönetimi altındaki Müslümanların Hacca gidişini yasaklar diyor.
Kazan Müslümanlarından olan ve İstanbul, Mekke, Buhara, Tokyo arasında Müslümanlar arası birlik ve beraberliği temine çalışan bu seyyah yazarımız bu sözlerini 1906 larda yazmış ve Mehmet Akif Ersoy merhum da bu eseri Sıratı Müstakim yayınları arasında yayınlamış.
Biz, o dönemi bilemeyiz ama Demirelin Başbakanlıkları döneminde o akıllı kolera hastalığı her sene Hac mevsiminde hem Mekkede hem de Türkiyede boy gösterir ve böylece Hacca gidişler engellenmeye çalışılırdı.
Son günlerde önce kuş gribi hastalığı olduğu söylendi ve köylerde tek tavuk bırakılmadı öldürüldü.
Tavuk çiftlikleri iflas ettirildi.
Kuş gribine göçmen kuşlar sebep oldu denildi ama göçmen kuşlar ölmediler ve göçlerine devam ettiler.
İkinci sene yine gelip gittiler.
Hayvan severler dernekleri milyonlarca tavuk canlı olarak toprağa gömülürken ses çıkarmadılar.
Tavuklar yok edilince keneler meydanı boş buldular ve hücuma geçtiler.
Bu sefer köylerde tavuk yetiştirme çalışmalarına gidildi.
Bu günlerde ise domuz gribi olduğu söyleniyor.
Ülkeye giriş yapılan gümrüklerde olağanüstü tedbirler alınıyor ama ve şüpheliler karantinaya alınıyor.
Ama hiç kimsenin aklına Domuzları da öldürelim demek gelmiyor.
Çünkü domuzların dokunulmazlığı var. Domuz sahipleri dokundurtmazlar onlara.
Ben bunu dokunulsun anlamında söylemiyorum.
Sağcı solcu siyasilerimizin temelde aynı hareket ettiklerini, Kerkük alıversek ne olur? dedikleri halde niçin Selaniki alıversek demezler.
Amerika savaş gemileri bizim ülkemizi ziyaret ettikleri halde bizim savaş gemlerimiz niçin Amerikayı ziyaret etmezler?
Amerika cumhurbaşkanı Türkiyeye geldiğinde üç binden fazla korumasıyla geldiği halde niçin bizim Cumhurbaşkanımız Amerikaya gittiğinde bir o kadar silahlı Türk asker ve polisi tarafından korunmaz?
İşte benim aklımın almadığı binlerce sorudan bir kaçı da bunlar.
Bize göre karıncanın canıyla filin canı aynıdır.
Bir Amerikalının canıyla Iraklının canı da aynıdır.
Haksız yere bir damla kanları akıtılmamalıdır. Çünkü acıyı aynı şekilde duyarlar.
Biz, her hatim inişimizde Kuran-ı Kerimden Neml (Karınca) süresini okuruz ve Karıncanın gönlünü alan Süleyman olur atasözüyle büyürüz.
|
|
|