Eşkıyalık da kılık değiştirmiş.
Karlı dağların dar geçitlerinde, çöllerin yakıcı
kumlarında, derelerin dar boğazlarında hem yanıp hem donarken soygun yapan eski
eşkıyanın torunları, şimdilerde masallardaki dev gibi yine insan etiyle
geçinmeye devam ediyor.
Her sene sömürgenlerin silahıyla dünyamızda yüz
binlerce insan can verirken, milyonlarcası açlığın pençesinde kıvranıyor.
Eşkıya, bir kara parçasında Ben devleştim diyeceği
yerde Devletleştim deyivermiş ve legalleşmiş.
Soyulacak ve sömürülecek yerlerin tespitinde
Üniversitedeki kalın gözlüklü, bazı molozları kullanmış ve ödül olarak üzerinde
Doktora yazan bir belge verivermiş.
1975 yılında Diyarbakıra gezmeye gittiğimde
tanıştığım yaşlı bir cami imamı, İngilterede doktora yapan yeğeninin tezini
Osmanlıca olarak elle yazıyordu.
Konusunun ne olduğunu sorduğumda, Diyarbakırdaki
Kürtlerin, şiirleri, şarkıları, atasözleri ve Kürtler arasındaki şive
farklılıkları olduğunu söylemişti.
Çağdaş eşkıya, silah olarak basındaki tetikçileri
önleyici tedbir olarak kullanmış ve kendini de güvenlik elemanlarının eline
bırakmış.
Soyguna gittiği ülkelere as elemanlarını götürüp
eşkıya sayısını azaltmak da istemiyor.
İki yüz devlette Asker ve polisin dışında
Güvenlikçiler diye de bir teşkilatı teşvik etmiş.
Yüz milyar dolarlık bir soyguna giderken aynı ülkenin
güvenlikçilerinden korumalar alıyor, yüz bin dolarını yüz milyarın sahibi
güvenlikçilere vererek soygununu imza çakarak gerçekleştiriyor.
Bir saldırı olursa da güvenlik görevlisine oluyor.
Ölen ölür kaşan sağlar benimdir deyip yeni soyguna Mankurtlarla
yol alıyor.
Kabeyi yıkmak için yürüdüğünde bile şoför ve
güvenlikçi olarak, şarap içmeyen, uyuşturucu kullanmayan, görevinde hıyanette
bulunmayandan seçer.
Hatta onlara ipek seccade getirterek namazlarını
kılmalarını da sağladığından sevgilerini de kazanır.
O ipek seccade üzerinde Teheccüd namazı kılarken onun
balkonundan karşıdaki Müslüman kardeşinin evine ateş ederek soyguna direnenleri
de yok ederken onun güvenliğini de yine Müslüman yapar.
İmanımıza inkar mikrobu katma şirketlerinin,
Batı değerlerini İslamın önüne geçirme çalışması
yapanların,
Vatanın bir karışına yan bakanların oluşturduğu
kurumların,
Dostluğumuzu düşmanlığa çevirmeye çalışanların,
Aramıza fitne tohumu saçanların,
Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi sömürenlerin,
Beyinlerimizi sülük gibi emenlerin güvenlik görevlisi
olmayın.
Kurum ve kuruluşlardan bu konuda talep geldiğinde
geçmişinin temizliği konusunda belge isteyin demiyorum.
Şimdilik belge istenecek bir yer yok.
Siz, kendiniz dininizin, vatanınızın adamı olun yeter.