EHLİ SÜNNET ÇİZGİSİ ORTA YOLDUR
26.12.2012 tarihinde bir hafta kalmak üzere Avustralyaya
gitmiştim.
O eğitim seyahatimi bu sütunlarda size anlatmıştım.
O zaman anlatmadığım bir şeyi anlatacağım bu gün.
Milli Görüş camilerinden Diyanet camilerine kadar hepsini
ziyaret ettim.
Bunların başkan ve idarecileriyle sohbet ederken sorduğum bir
soru vardır:
Sizin öncülüğünüzde kaç tane Avustralyalı Müslüman oldu?
Cevap sıfır.
Bunlara bakarak Müslüman olmuş olanlar var ama az.
İkinci sorum:
Avustralyada Müslüman olanların çok olduğu söylenir, bunlara
kim öncülük yapıyor?
Genelde cevap Arap ve Selefi olanlar
Selefi diye bilinen genelde Suud kökenli olanlar, daha fazla
Aborjinler ve diğer ırklardan aşağılananlara insanca değer veriyorlarmış ve
onları eğitim kamplarında mücahit yapıyorlarmış, devlet de onlardan
rahatsızmış.
Devlet, enden rahatsız oluyor acaba.
Bizim çocuklar, cehenneme giderken bu Aborjinlerin çocukları
cennete gidecek diye mi rahatsız oluyorlar?
Yok hocam, öyle değildir diyebilirsiniz.
Ancak dünkü Hürriyette Mesut Hasan Benli imzalı bir haber
yayınlandı.
Başlık: Solun üssünden IŞİD üssüne: İsmetpaşa diye başlık atılmış
ama yazının metninde bir zamanlar, Ankarada solun merkezi olan İsmetpaşa semti,
2003 yılından beri IŞİD merkezi olduğunu söylüyor ama 2003 yılında IŞİD diye
bir şey yoktu.
Semt esnafından biri konuşmuş:
Semtte işyeri bulunan Aza Mehmet Arabacı, 2003 yılından itibaren
Süha isimli kişinin çalışmalarıyla birlikte semtlerinde gözle görülür bir
değişimin yaşandığına dikkat çekerek, şunları anlattı:
Süha, düzenlediği dini sohbet toplantılarında ilk etapta
çevresinde aşırı alkol ve uyuşturucu kullanan kişiler üzerinde etkili oldu.
Yalnız İsmetpaşa semtinde değil Türkiyenin her tarafında 68
kuşağı ile 78 kuşağı üzerinde bir araştırma yapılsın istiyorum.
Onlar şu anda ne yapıyorlar.
Eski komünizm hücresi olarak kullandıkları evler şu anda İslamcı
öğrencilere ev görevi yapıyor ve içinde beş vakit namaz kılıyorlar.
Bu haberde 68 kuşağından, ODTÜ öğrencisi, Türkiye Halk kurtuluş
Ordusu kurucularından Mustafa Taylan Özgür (1948-1969) ün babası da konuşmuş:
Taylan Özgür en küçük çocuğum. Ben devrimciyim. Oğluma bu
nedenle 12 Eylül öncesi öldürülen Taylan Özgürün adını verdim.
İsmetpaşa da solun kurtarılmış yerlerinden biriydi.
Halkevlerinde büyüdüm.
12 Eylül döneminde İsmetpaşada bir tane radikal dinci
bulunmazdı.
Oğlum da burada büyüdü, liseye geçtikten sonra okulu bıraktı.
Haziran 2014 tarihinde IŞİDe katıldı. 22 Haziran 2014 tarihinde
yaralanıp Şanlıurfa Devlet Hastanesine tedavi için getirilmiş. Gittim oğlumu
aldım. Ankarada tedavisine devam etti. 6 aylık tedavisinin ardından Ocak 2015te tekrar
Suriyeye gitmek için evden kaçtı. Ancak ben hemen Terörle Mücadele ekiplerine
bildirdim. Aksarayın girişinde yakalandı. Bunun üzerine daha sıkı takip altına
aldım. Ancak Haziran 2015 tarihinde tekrar kaçtı. Emniyete bildirdim. Ancak
yakalanamadı, Suriyeye geçmeyi başardı.
Ben komünistim deme cesaretini gösteremeyen ve sosyal demokratlığıyla
hava atanlar da bu günlerde Muhafazakar parti ile onun Paralel dediği hizmet
ehlinin verdikleriyle yaşamlarını sürdürüyorlar.
En iyisi biz, eğitimimizi Ehli Sünnet çizgisine çekelim de
normalleşelim.
Rabbimiz buyurur:
وَكَذَلِكَ جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطًا
لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ وَيَكُونَ الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا
Böylece sizi insanlara karşı (her
türlü aşırılıktan uzak) orta (yolu
izleyen, adil) bir ümmet kıldık ki insanlara karşı (doğruluğun) şahitleri olasınız ve
rasül de size şahit olsun...... (Bakara süresi ayet 143)