ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    EN DEĞERLİ SERMAYE


    En değerli sermayemiz ömrümüzdür.

    Ömrümüzün dışında sahip olduğumuz her şeyden kaybettiğimizi geri kazanma imkanımız vardır ama ömrümüzden bir saniyeyi geri getirmek mümkin değildir.

    On bir ay içinde kaybettiğimiz ömrümüzün zararlarını telafi etmek için Ramazan ayının her saat ve dakikasını değerlendirmemiz gerekir.

    Bu gün ve geceleri değerlendirmenin adı “İhya” dır.

    İhya: diriltmek, canlı tutmak demektir.

    Gecelerin ve gündüzlerin canlı tutulması, saniye ve dakikaları yaratanın anılması, ona kulluk yapılmasıdır.

    Giden hiçbir dakika geri gelmiyor.

    Onun için her saniyesinin diri tutulması gerekir.

    Bunun için Kur’an okumak, hadis okumak, namaz kılmak, tesbih/Sübhanellah, tekbir/Allahü ekber, tahmid/El hamdü lillah, istiğfar/Estağfirullah ve salavat/Allahümme salli alâ Muhammedin ve sellim zikirlerine evam etmek.

    En değerli vakit ise sabah namazından önceki Seher vaktidir.

    Ali Imran süresinin 17 inci ayetinde “Seherlerde istiğfar edenler” diye övülmüştür.

    Hazreti Aişe validemiz, sevgili peygamberimizin gecenin evvelinde yattığını sonunda ise kalkıp geceyi ihya ettiğini haber verir. (Müslim, Sahih, K. Salat)

    Mescidlerde zikir için oturmak.

    Kendimiz her gün bir cüz/20 sayfa okuyarak bir ayda Kur’anı baştan sona okuyarak hatim yaparken bir de camilerde okunan Mukabelelere katılarak kulağımızdan da Kur’an dinlemiş olalım.

    Camilerde yapılan vaazlara katılaım da Rabbimizin kitabında bizlere neler söylediğini ehil dillerden öğrenelim.

    Fakirlerle, akraba ve dostlara iftar için yemek hazırlayalım ve birlikte yiyelim.

    Onların davetlerine ailecek katılalım.

    Hadis kitaplarından özellikle zikirler bölümünü okuyalım.

    İftarları aileyle beraber yapmaya çalışalım.

    Yatsı namazına ve teravih namazına aileyle beraber gidelim.

    Hatimle teravih namazı kılan camileri tercih edelim.

    Teravih dönüşü en sevdiğiniz meşru içecekleri aileyle beraber içerken en azından namaz sürelerinin tefsirini okuyalım.

    İstanbul’da hiçbir fakirin alınmadığı zenginlerin veya siyasilerin buluşması sayılan iftar sofralarından uzak durun.

    Otuz gününü buralarda geçirip de evinde iftar yapamayanlardan olmayın.