EN
FAZLA İHTİYACIMIZ OLAN ŞEY
01/08/2019/Prşmb/Milligazete
İnsanın
yaratılış gayesinin ne olduğunu, insanı yaratan, yaşatan ve yöneten Rabbimiz
belirlemiş ve Allaha kul olsun diye yarattığını Kuranında haber vermiş. (Zariyat
süresi ayet 51/56)
Her insanın
mayasında bu kul olma durumu vardır.
Dünya
üzerinde 8 milyar insan var. 8 miyarı da Allaha kul olmak üzere yaratılmışlar.
Allaha
kul olamayanlar, Allahın yarattığına kul oluyorlar.
Dünyadaki 8 milyar insanın hava, su, gibi
şeylere ihtiyaçları vardır.
Mesela yemek yemesek midemiz bizi
tetikliyor, su içmesek ciğerlerimiz bizi su içmeye yönlendiriyor.
Din eksikliğimizi tetikleyen şey,
vücudumuzda mevcut değil. İçimizde, ruhumuzda, gönlümüzde tapınma ihtiyacı var
ve biz o boşluğu, bizim gibi bir insanın kurduğu ..izmlerle doyurmaya
çalışıyoruz.
Kimin kurallarına gönülden uyuyorsanız,
onun kulusunuz.
O
.izmi kuranları tanrı gibi kabul
ediyor, Kuran yerine onun ideolojisinin yazılı olduğu kitabı okuyor ve o yolda
yürüyenleri de kendine örnek kabul ediyor.
Hatta o yolda can vermeye ve can almaya
da hazır hale geliyor.
Allaha kul olamayanlar, Allahın yarattığına kul oluyor.
Tarih boyunca ateşe tapanlar olmuş, güneşe
tapanlar, yıldıza tapanlar olmuş, fareye tapanlar olmuş, kartala tapanlar
olmuş, olmuş da olmuş, Budaya tapanlar olmuş, Konfiçyüse tapanlar olmuş,
ineğe tapanlar olmuş, halen de tapma devam ediyor.
Nasıl ki midenizi kuzu etiyle
doyuramazsanız, domuz eti de midenizi doyurur mu doyurur. Fare eti de insanın
karnını doyur mu, doyurur. Aynen öyle.
Allaha kulluk yapmayanlar o ihtiyacını
başka yerden karşılıyorlar.
O yüzden Allah (c.c) ilk insanı,
kimyager, mühendis, doktor ya da vs. yaratmamış da Peygamber olarak yaratmıştır.
Çünkü gelecek nesillerde onların etkisi altında kalabilsin diye.
Günümüzde hala insanlar üzerinde, peygamberlerin etkisi
devam etmektedir.
Hristiyanlar üzerinde Hz. İsanın etkisi
yanlış şekilde de olsa devam etmektedir. Şu anda milyonlarca Yahudi Hz.
Musanın, biraz sapık şekilde de olsa etkisi altındadır.
Milyarlarca Müslüman eksikte olsa
Muhammed n(s.a.v) in etkisi altındadırlar.
Dünya siyaseti peygamberlerin etkisi
altındadır.
Dünya mimarisi din etkisi altındadır.
İstanbulu gezin siz, İstanbuldaki en önemli
binalar dinsel binalardır. Ayasofya camiine bakın, Süleymaniye camiine bakın,
Edirnedeki Selimiye camiine bakın, Almanyaya gidin Dom kilisesine bakın,
Fransaya gidin, Notherdama bakın. Onlar diğer mimariyi de etkilerler.
Onlar niçin yapılmış, din için
yapılmışlardır. Yani dünyanın medeniyetinin temelinde din vardır. Bütün dünyada
böyledir. Yani yalnız, bir bölgeye, bir ülkeye, bir ırka ait değildir. Dünyadaki en vahşi kabileyi bulsanız, onların
bile Hristiyan olan, Müslüman olan bölümleri vardır. Uyum sağlayacak bölümleri
vardır.
Budanın öğretileri içinde peygamberlerin
mesajından parçalar vardır.
Konfüçyüsün prensipleri içinde de peygamberlerin
getirdiği İlahi vahyden bölümler vardır.
Dinler Tarihi araştırmacıları benzerlik
ve ayrılıkları tespit etmişlerdir.
Neden bu böyledir, çünkü onlar da Hz.
Ademden gelmişleridir.
İnsanlar çoğaldıkça dağıldılar, birbirlerinden
uzak kaldılar ve böylece bozulmalar başladı.
Son din ve son peygamber olduğunu
söylediği İslam dini ve hazreti Muhammed (s.a.v) i seviyoruz, Kuranı
seviyoruz, dinimizi seviyoruz, sevgimizle bu ihtiyacımızı karşılıyoruz ama
aslında karşılanmaz.
Mesela ben ekmeği çok seviyorum deyin ve
ekmek yemeyin. O zaman ekmek ihtiyacınız karşılanır mı, karşılanmaz.
O yüzden peygamber efendimizin getirdiği
bu kuralları okumamız, anlamamız, bunların yanı sıra da uygulayarak yaşamamız
gerekiyor.
Mesela doktor size reçete yazdığında o
reçeteyi defada okusanız hastalığınız geçiyor mu, geçmez. O reçetedeki
yazanları uygulamanız gerekiyor ki, iyileşelim.
Bizim de aynı şekilde Kuranı okuyarak
onu uygulamamız lazım ki, Rabbimizin emir ve yasaklarını uygulayalım.
Rabbimiz emrettiği için namazı kılan ve kıldıran
peygamberimiz diyor ki Ben nasıl namaz kılıyorsam sizde öyle namaz kılınız.
Yani bizzat göstermiş kendi ve namaz böyle
olacak demiş. Haccı bizzat kendi uygulamış ve tavafı vb. nasıl yapıldığını
göstermiş ve bizzat benim yaptığım gibi yapın buyurmuş.
Eşleriyle olan, komşularıyla olan,
ülkelerle olan münasebetlerini göstermiş ve kendisinin yaptığı şekilde
davranmamızı söylemiştir.
Bütün peygamberler gönderildikleri
toplumun bizzat örneğidir. Peygamber efendimiz (s.a.v) de kıyamete kadar
gelecek insanların tek örneğidir.
Biz, çağın cahiliyetine kandık ve
bozulduk ama Rabbimize hamdolsun ki, bu dinin kıyamete kadar korunacağını
garanti etmiş ve devamlı bu dini ayakta tutacak değerli insanları yaratmış.
Biz, bozulduk, dinimiz, indiği şekliyle
Kuranda ve Sünneti seniyyede tazece duruyor.
O yüzden
iki dünyamızın güzel olması, iki dünyada da iki ateş arasında kalmamak için, peygamber
efendimizin getirdiği bu kuralları okumamız, anlamamız, bunların yanı sıra da
uygulayarak yaşamamız gerekiyor.