EVLER HAPİSHANEYE DÖNÜŞMEDEN
Belki biraz abartılı ama anlatıldığına göre Yeniçeri askerlerinden biri,
bir Hıristiyan askerinin yakasına yapışmış ve Kelime-i Şehadet getir bire
kafir demiş.
Hıristiyan asker: Ne söyleyeceğimi bana öğret de onu söyleyeyim deyince,
Yeniçerinin gözleri belerir, elleri gevşer, onu serbest bırakırken Ben de
bilmiyorum der.
Anlatılan doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama Yunanlı Grafiker bir bayanın
Müslüman ettiği bir Türkü biliyorum.
Yunanlı bayan Müslüman olmaya karar vermiş ve İstanbul camilerinden
birinin imamına başvurmuş.
İmam da beni çağırdı.
Bayan İngilizce biliyor, tercümanımız kem-küm ediyor.
İmam caminin karşısındaki halıcıda çalışan birini getirdi.
Onun İngilizcesi de su gibi akıyor. Beş yıl İngilterede kalmış.
Yarım saat kadar Kelime-i Şehadetin anlamını anlattım, çok güzel terceme
ettiğini zannediyorum.
La İlahe illallahı anlatırken yaratan, yaşatan ve yönetenin Allah
olduğunu, Turgut Özal ve Karamanlisin Allah karşısında seninle eşit yerde
durduğunuzu hepimizin onun verdiği nefese muhtaç olduğumuz gibi onun
belirlediği hukuka uymamız gerektiğini anlattığımda gözlerinden iki damla yaş
geldi.
Sevgili peygamberimizi de anlattıktan sonra tercümana Kelime-i Şehadetin
Arapçasını ben söyledikten sonra o aynı kelimeleri tekrarlasın dedim.
Tercüman, Yunanlı bayana bir şeyler anlattıktan sonra bana döndü ve O
kelime ne idi? dedi.
Sen bilmiyor musun? Sorusuna bilmediğini söyleyince ben ona Bak senin bu
kelime-i Şehadeti bilmediğini bu bayan bilmesin. Önce seni Müslüman edelim
sonra Yunanlıyı demiştim.
Ülkede veya ülkelerarasında suç işleyen Müslümanlar, büyüteçle dünyaya gösteriliyor
ve İslamı karalama vasıtası yapılıyor.
Dünyadaki suç işleyen bütün Müslümanların öldürdüğü insan sayısını
toplasanız, Bush oğlu Bushun emriyle bir senede öldürdüğüne denk olmaz.
Dünyadaki bütün hırsızların çaldığı malın toplamı, yine Bush güçlerinin
bir ayda sömürdüğüne denk olmaz.
Müslümanımızın İslami bilgisi de malum.
Ben kendimden örnek vereyim, Türkiyede dini eğitim veren resmi ve resmi
olmayan okulları bitirmiş biri olarak söyleyeyim ki, laik eğitim, benim kültür
kabımın yüzde doksanını doldurmuş vaziyettedir.
Çünkü onun eğitimi yalnız okulla kalmıyor.
Sokakta, dükkanlarda, dairelerde, kışlalarda, karakollarda, üniversitelerde,
televizyonlarda, özetle nefes aldığımız her yerde görülmektedir.
Onun için diyorum ki, kanların dökülmemesi, malların talan olmaması,
namusların kirletilmemesi için iyi bir İslami eğitime geçmemiz gerekir.
Yoksa torununuza çok güvenlikli hapishane gibi evler yapmaya başlayın
şimdiden.
Evler, hapishaneye dönüşmeden hemen çocuklarınızı ve torunlarınızı alınız
yanınıza ve okul öncesi İslami eğitime geçiniz ve resmi eğitimin de İslami
olması için bütün gücünüzü kullanınız.