ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    GÖNÜL GÖZÜNÜ KÖRELTMEYELİM


    GÖNÜL GÖZÜNÜ KÖRELTMEYELİM

    Başımızdaki göz, ağaçtaki çiçeği görür. Gönül gözü ise çekirdekteki çiçeği görür

    Baştaki göz, elmayı görür, gönül gözü ise elma, alınmış mı, çalınmış mı? Alın teriyle mi sulanmış, kanla mı sulanmış bunu araştırır.

    Baştaki göz, bülbülü bir çiğnemlik et görür, gönül gözü ise dünyanın bütün müzik aletlerinin toplamından daha büyük ve güzel görür.

    Uluslar arası ilişkilerde göz, diğer devletlerin servetini görürken, gönül gözü ise o serveti elinde tutan bileği değil, o bileği yönlendiren yüreği görür ve ona seslenir.

    Herkesin gönül gözü vardır. Rabbimiz bunu bize doğuştan vermiştir.

    Ancak bazı hatalarımız nedeniyle gözlerimiz zayıfladığı, şaşı olduğu, kör olduğu gibi gönül gözümüz de çevrenin etkisi, eğitimin yönlendirmesi ile kararabilir. Yanılmalar, çift görmeler olabilir.

    Hakim rüşveti cebe indirdikten sonra haklıyı haksız görmeye başlar.

    İşaret parmağınızı gözünüzün ucuna biraz bastırarak karşınızdakine bakarsanız, karşınızdakini çift görürüsünüz.

    Gönül gözünüze de baskı yaparlarsa Müslüman’ı mürteci görmeye, mürteciyi entel görmeye başlarsınız.

    Biz, yüzümüzü ve gözümüzü günde beş vakit namazda Abdest suyu ile temizlerken, gönül aynamızı da “takva” ile sırlamaya, amelle cilalamaya çalışırsak görüntüler net olur. Haklıyla haksız apaçık belli olur.

    Rabbimiz:

    يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا إِنْ تَتَّقُوا اللَّهَ يَجْعَلْ لَكُمْ فُرْقَانًا وَيُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ

    “Ey iman edenler, eğer Allah’tan sakınırsanız O size furkanı (iyi­likle kötülüğü ayırt edecek nuru) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi afveder. Allah bü­yük lütuf sahi­bidir.” buyurur. (Enfal süresi ayet 8/29)

    Allah’ın emirlerini yerine getirerek yasaklarından kaçınarak parlatılan gönül aynası, varlığa sevinmediği gibi yokluğa da yerinmez. Ayna, önünden gelip geçenlerden rahatsız olmaz.

    İslâm’ı hakkıyla yaşayan insanların gönlü, en hassas kuyumcu terazisinden daha hassas olur. Efendimizin ifadesiyle “Haram, gönülde çarpıntı meydana getirir, helal ise gönüle huzur verir” buyurur. (Cami-ül-ulum, İbni Recep 15 ve 27 nci hadislerin şerhi)

    Böyle bir gönüle sahip olanlara ise Peygamber Efendimiz: “İnsanlar fetva verselerde kalbine danış” buyurmuş. (Ahmet, Müsned 3/112)

    Eroin kullananın gözleri şeşi-beş (altıyı beş) görmeye başladığı gibi inkarla gönlünü, haramla midesini dolduranların gönüllerinin terazisi, topu kaçmış kantar gibi “hep bana, hep bana” demeye başlar.

    Şu anda Türkiye’nin ve dünyanın en büyük  sorunu bu. Yolsuzluk dosyalarının temelinde İslâm’a yan bakma vardır.

    Fertlerin kalbi olduğu gibi toplumlarında kalbi vardır.

    Toplumların kalbi, yaratanının yolunda “toplu vurdukça onu top sindiremez.”

    Sosyologların “Ma’şeri vicdan” dedikleri bu toplumun gönül gözü, alimlerinin, siyasilerinin, sanatkarlarının, komutanlarının, hakimlerinin, hammallarının, zenginlerinin, fakirlerinin, doktorlarının, hastalarının gözüyle olayları değerlendirir.

    Onun için Rabbimiz, Peygamber Efendimize:

    قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ

    “De ki: "İşte benim yolum. Ben, Allah'a basi­retle da'vet ede­rim. Ben ve bana uyanlar da (böyle). Allah'ı tesbih ederim. Ben müşrik­lerden deği­lim.” (Yusuf süresi ayet 12/108) buyurarak basiretle, Toplumu yanıltmadan, yanlışa yönlendirmeden, parlak gönüllerden dışarı sızan parlak delillerle, hikmet dolu sözlerle, güzel nasihatlerle davet etmemiz istenmekte.