ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    GÖNLÜN UMUDA AÇILAN KAPISI


    GÖNLÜN UMUDA AÇILAN KAPISI

    08/09/2017

    Gönül kapılarımız vardır. İyi ve güzel olan her eşeye açık olarak yaratılır.

    Zaman içinde çevre ve eğitim kurumlarının etkisinde kalarak biz bu kapıları kapatırız.

    Gönül kapılarımızdan biri de Umut/Ümit kapısıdır.

    Yeryüzündeki bütün çocuklar ümitsiz doğmazlar ve hep ümitlidirler.

    Ama anne-baba ocağında apartman hayatında, mahalle etkisiyle, okulda, haberlerde… umutsuzluk aşılarlar yavaş yavaş umutsuzluk penceresinden bakmaya başlarlar hayata.

    Onun için Rabbimiz bizi tedavi edici kelamını gönderir sevgili peygamberimizle ve “La taknetu” ve “La tey’esü”/Sakın umutsuz/ümitsiz olmayın” buyurur.

    Buyurun ayetin aslını tercemesiyle okuyun:

    قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

    “De ki: "Ey kendilerini israf eden kullarım, Al­lah'ın rahmetin­den ümit kes­me­yin. Şüphesiz Allah, bütün günahları afveder. Muhakkak O bağışla­yan­dır, mer­ha­met edendir.

    وَأَنِيبُوا إِلَى رَبِّكُمْ وَأَسْلِمُوا لَهُ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَكُمُ الْعَذَابُ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ

    “Azap size gelmeden Rabbinize dönün ve Ona teslim olun. Sonra yardım olunmazsınız.” (Zümer süresi ayet 53-54)

    يَا بَنِيَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلَا تَيْئَسُوا مِنْ رَوْحِ اللَّهِ إِنَّهُ لَا يَيْئَسُ مِنْ رَوْحِ اللَّهِ إِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ

    "Oğullarım, gidiniz ve Yusuf'la kardeşini araştırınız. Allah'ın rahme­tinden ümidinizi kesmeyi­niz. Allah'ın rahmetinden ümidi an­cak kâfir toplu­luklar keser." (Yusuf süresi ayet 12/87)

    Her sabah namazının abdestinde yüzümüzü yıkadığımız gibi okuduğumuz ayetlerin aslında manasını bilsek, bizim gönül gözümüzün umuda açılan penceresinin camlarını temizler.

    Ayete dikkat ediniz, “Allah'ın rahmetinden ümidi an­cak kâfir toplu­luklar keser." Diyor.

    Yani ümitsizlik kafir eğitim kanalıyla yayılıyor insanlığa.

    Her peygamber de insan olması sebebiyle uzun çalışmalarına rağmen insanların kendileri gibi birilerinin kurallarına uyarak kafir kalmaları, kendilerini yaratan ve yaşatanın kurallarına uymamaları nedeniyle ümitsiz hale geldiklerini haber verir Rabbimiz:

    حَتَّى إِذَا اسْتَيْئَسَ الرُّسُلُ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ قَدْ كُذِبُوا جَاءَهُمْ نَصْرُنَا فَنُجِّيَ مَنْ نَشَاءُ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُنَا عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ

    “Peygamberler ne zaman (kâfirlerin imanın­dan) ümitlerini kes­miş ve yalan çıkacaklarını (Allah­'ın yardımının gelmeyeceğini) zan­nettiklerinde on­lara yardı­mımız geldi ve dilediklerimiz kurta­rıldı. Suçlu toplumlardan azabımız geri çevril­mez.” (Yusuf süresi ayet 12/110)

    Hayata umutla bakan arkadaşlarınız olsun.

    Sohbet saatlerinizin çoğunluğu onlarla geçsin.

    Kara kalbinden dışarıya karamsar kelimeler çıkaranları da ihmal etmeyin ve onlara hep toplumda iyi işler yapan insanların haberlerini anlatın.

    Köşe yazarlarımız, habercilerimiz de her olayın olumlu tarafını öne çıkarsalar, on yılda toplumumuzun umutsuzluk kapısını belki kapatamayız.

    Çünkü kişinin kendi kapattığı kapıyı yine kendisinin açması gerekir.

    İçerden kapatılan kapıyı içerdeki açması veya kapının kırılması gerektiği gibi.

    Biz de kırma tarafında olmadığımız için kendisinin açmasını sağlama tarafına gideceğiz.

     Gönül kapılarından ümit kapısını ne kadar aralar ve o kapıdan içeriye bir ışık huzmesinin girmesini sağlarsak o oranda umutsuzluk kapısından da kapanma olur.

    Ümitsizlik, tenimize de etki eder. “Başaramayacağım işe neden başlayayım, onlar bize vermezler, güçlerimiz denk değil, kazamayız, başaramayız, varamayız, gelemeyiz…hep sonu ma ve me li cümleler ayağa kalkmaya, yürümeye, elleri işletmeye, bir işin bir ucundan başlamaya engel olur.

    Her engel görülür ama ümitsizlik engeli röntgenle de görülmediğinden umut kapısı da kırılmaz, levyeyle açılmaz, imanlı, ihlaslı, nurlu, tatlı ve yumuşak kelimelerle ve Rabbin lütfuyla açılır.