ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    GÜZELLER GEÇİDİ


    GÜZELLER GEÇİDİ

    21/05/2020

    Mahmut Toptaş

    TRT 1 Ekranlarında, "Güzel Kur'an Okuması Yarışmasında" güzeller geçidinde, sözlerin en güzeli, güzel ağızlardan, tertemiz kulaklara akarak, Allah’ın zikriyle tatmin olan kalplere ulaştı.

    Çağlar boyunca güzel sözler, güzel bestekarlar tarafından notalanmış, güzel sesler tarafından terennüm edilmiş ve insanların gönüllerinde yeni ufukların açılmasına sebep olmuş.

    Hazreti Adem aleyhisselamdan bu güne kadar gelip-geçen her şairi, nesir yazarını ve onları besteleyenleri, çığıranları, okuyanları, gülü, bülbülü yaratan Allah celle celalühün kelamıdır, Kur’an.

    Onun için hattatlarımız, Kur’an-i Kerimi sayfalara geçirip Mushaflaşırken, hat sanatıyla Mushafı süslediler.

    Müzehhibler, tabiattaki milyonlarca tonda var olan renk cümbüşünü topladılar ve bir ahenk içinde, kuyumcu hassasiyetinden daha hassas bir şekilde en ince fırçalarla, nazik dokunuşlarla sayfa kenarlarını aşkla süslerken Tezhib sanatını geliştirdiler.

    Çağdaş putların Allaha başkaldıran kurallarına uyarak kula kul olmayan, ve onlara karşı duran, onlardan sakınan ve yalnız Allah’a yönelen Müslümanlar için Rabbimiz:

    وَالَّذِينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ أَنْ يَعْبُدُوهَا وَأَنَابُوا إِلَى اللَّهِ لَهُمُ الْبُشْرَى فَبَشِّرْ عِبَادِ

    “Tağuta tapınmaktan sakınan ve Allah'a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele.” (Zümer süresi ayet 39/17) dedikten sonra Müslümanları şöyle tarif eder:

    الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُولَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُولَئِكَ هُمْ أُولُو الْأَلْبَابِ

    “(Benim kullarım) Her sözü duyarlar en güzeline uyarlar. İşte Allah'ın hidayete erdirdikleri onlardır. İşte onlar, akıl sahibi olanların ta kendisidirler.” (Zümer süresi ayet 39/18)

    Allah’ın kulları “Sözün en güzeline uyarlar”

    Peki, sözün en güzeli kime ait?

    اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَدِيثِ كِتَابًا مُتَشَابِهًا مَثَانِيَ تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ ثُمَّ تَلِينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ ذَلِكَ هُدَى اللَّهِ يَهْدِي بِهِ مَنْ يَشَاءُ وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ

    “Allah, sözün en güzelini (âyetleri) birbirine uyumlu, yer yer tekrarlanan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların derileri ondan (âyetlerden) ürperir. Sonra onların tüyleri ve kalpleri Allah'ın zikrinde yumuşar. İşte bu Allah'ın hidayetidir. Onunla dilediğini hidâyete erdirir. Allah kimi sapıtırsa ona yol gösterecek yoktur.”(Zümer süresi ayet 39/23)

    Rahmet damlaları, verimli toprağa yağarsa mahsul güzel olur.

    Bütün güzelleri ve güzellikleri yaratan Rabbimizin kelamı, sözlerin en güzeli olduğunu, Rabbimiz bu ayetiyle bildirirken dinleyenlerin kalitesini de vurgular.

    En güzel kelam, değerli hafızlarımızın, güzel sesleriyle usulüne uygun okunduğunda kalpler yumuşar, tenler ürperir diyor ayet.

    Parmak çizgilerimiz kadar ses titreşimlerimiz de farklıdır.

    Güzel ses, kalıbında güzeldir. 

    Bülbülün sesi, Aslanda dünyanın en çirkin sesi olurken, aslanın sesi de bülbülde iğrenç olur.

    Her ses, kendi kalıbına göre güzeldir.

    Ses mühendisleri, her sesi sahibine uygun olarak işlediklerinde güzelliği ortaya çıkar.

    Her malın alıcısı olduğu gibi, her sesin dinleyicisi vardır

    Altınla demiri kıyaslamayız ama demirin yaptığını altın yapamaz, altının yaptığını demir yapamaz.

    Kullanıldıkları yere göre değer kazanırlar.

    Milletlerin, ırkların, bölgelerin genel kabul gördüğü ve güzel dediği sesler bir başka millette güzel kabul edilmeyebilir.

    Onun için sesiniz nasıl olursa olsun, o ses sizin kalıbınıza uygundur ve o sesinizi Kur'an-i Kerimle süsleyiniz.

    Devamı yarın