Babanız,
oğlunuz veya kardeşiniz, düşman güçlerinin önüne düşüp ülkenin işgali için
kılavuzluk yaptığını, düşmanların da çoluk çocuk dinlemeden her canlıyı
öldürdüğünü, her evi yakıp yıktığını görseniz o yakınınıza sevgi besler
misiniz?
Aferin benim
oğlana, on binlerce insanın öldürülmesine yardımcı oldu der misiniz?
Bu soruya
Evet diyecek biri insan kalamaz.
Peki ya Allaha
ve Rasülüne karşı gelen, Allaha ve rasülüne düşman olanları dost edinerek binlerce,
milyonlarca, milyarlarca insanın
cehenneme atılmasına yardım eden ve orada sonsuza değin yanmalarına yardımcı
olanlara karşı nasıl davranmalıyız?
Rabbimiz onun
da cevabını veriyor:
Tevbe
süresi 23- Ey iman edenler,
eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşı küfrü severlerse onları dost
edinmeyiniz. Sizden kim onlardan dost edinirse, onlar zalimlerin ta
kendileridir.
Para için
babamı satarım diyenlere karşı mücadele veriyoruz.
Irakın
Amerikalılar tarafından işgali ve bir buçuk milyon Müslüman öldürülürken
Amerikanın işgaline destek veren aydınlar için 200 milyon dolar aldıkları o
günün gazetlerinde dile getirilmiş epeyce lehte ve aleyhte yazı yazılmıştı.
200 milyon
dolar hatırına Amerikanın Irakı işgaline destek veren aydın yazarlarımıza
karşı çıktık.
O aydın
yazarlarımız, isimlerinin açıklanmasına karşı çıkmışlardı.
Demek ki onlar
da yaptıkları işin iyi bir şey olmadığını biliyorlardı.
Para
karşılığında hanımını satan adam, toplumumuzda en alçak olarak kabul edilir.
Vatanını
satan, düşmanlara ajanlık yapanlar vatan hainliğiyle yargılanırlar.
Peki ya biz, Allahın
yarattığı ve bizim sahip olduğumuz şeylere sımsıkı sarılıp da Allaha ve
Rasülüne karşı gelirsek bizim durumumuz ne olur?
Yani makam,
para, şan şöhret karşılığında dinimizi satarsak ne olur?
Rabbimiz
buyurur:
Tevbe 24- De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız,
kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, düşmesinden
korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız evler, size Allahtan Rasülü'nden ve Onun
yolunda cihattan, daha sevgili ise o halde Allah'ın emri gelinceye kadar
bekleyin. Allah fasık topluluğa hidayet vermez.
Gençliğimiz, gidiyor, güller gibi güzelliğimiz
soluyor. Sermayemiz kar gibi eriyip yok oluveriyor.
Mahkeme
kadı/hakimin mülkü değildir demiş
atalarımız.
Sahip
olduğumuz koltuklar da bir bir sallanır. Sallanmasa bile Sultan Süleymana
kalmayan dünya bize mi kalacak?
Biz, en iyisi
sahip olacaklarımızı helal yoldan kazanalım.
Allah
sevgisinin önüne hiçbir sevgiyi geçirmeyelim.
Çünkü
sevdiğimiz her şeyi yaratan ve veren o.
Paramızın,
adamımızın çokluğuna aldanmayalım.
Hepimiz tek
can taşıyoruz.
Teker teker
geldiğimiz bu dünyadan teker teker gideceğiz.
En fazla
paraya sahip olanlar ecel gelince hastahane odasında, yatakta tek başına
yatıyor ve kabre tek başına giriyor.
İman ve
amelimizden başka bizimle kabre girecek bir tek dostumuz yoktur.
Bizimle kabre
girecek iman ve amelimize sahip çıkalım, o imanı bize lütfeden Allaha ve onun
rasülüne itaat edelim ve ancak iman edenleri kardeş ve sırdaş bilelim.